|
Yorum
Yap |
Yorum yapmak üzere olduğunuz haber. |
En Büyük Hayır |
|
Yaşlı kadın okumasını bitirince Mushafı üç defa öpüp her defasında başına koyduktan sonra derin bir saygıyla kılıfına koydu ve duvardaki yerine astı. Sonra beni diğer paralardan ayırarak aynı kılıfa koydu. Birden heyecanlanmıştım. Bu, ne demek oluyordu? Ben Kur’an’a komşu olmaya layık mıydım? Yatsı namazından sonra yaşlı kadın tatlı bir gülümsemeyle uykuya dalmıştı. Bense düşünmekten uzun bir süre uyuyamamıştım. Bakalım yarınlar ne getirecek, zaman ne gösterecekti ?
Ertesi gün kadın beni Kur’an kılıfından alıp cüzdanına koydu ve evden çıkıp inşaatı devam eden caminin yolunu tuttu. Cami Yaptırma ve Yaşatma Derneği yetkilisini bularak bağışta bulunacağını bildirdi. Beni verip karşılığında makbuz aldı. Sevinerek evine döndü.
Zamanla cami tamamlanmış, bazı eksik ve ihtiyaçların giderilmesine çalışılıyordu. Allah’ın birliğinin simgesi olan minareden günde beş vakit yükselecek ezan sesini çok daha uzaklara ulaştırmak ve yaymak için hoparlöre ihtiyaç vardı. Beni de başkalarına katarak hoparlör satan bir elektrik malzemeleri satıcısına verdiler. Bundan sonra ta arşa yükselecek mübarek ezan seslerinde benim de bir katkım olacağı için sevincime son yoktu. Ne demişti merhum şairimiz Mehmed Akif İstiklâl Marşı’nda:
“Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun üstünde benim, inlemeli.”
Ezan ve bayrak... İşte yurdumuzun semalarına yakışan iki milli ve manevi değer. Aman çocuklar, size emanet edilen bu kutsal değerlere sahip çıkın: Ezanı susturmayın, bayrağı indirtmeyin.
Zaman su gibi akıp gidiyordu. Yine bir Ramazan gelip geçmiş bayram gelip çatmıştı. Ramazan’ın son günleriydi, akşam Kadir Gecesi, gecelerin yücesiydi. Şimdiki sahibim beni ziyaret ettiği muhterem ve kimsesiz bir ihtiyara fıtır sadakası olarak verdi. Yoksul ihtiyar çok duygulanmıştı, sevinç gözyaşlarıyla beni kabul etti.
Tabii durmadan el değiştiriyordum. Bazan öğrencilere defter, kalem oluyor, öğrenim hevesi ve gayreti içinde olmalarına seviniyordum.
Bir gün bir dede benimle aldığı elifbayı Kur’an öğrenecek torununa verdi. Artık hep hayırlı ellerde dolaşıyordum.
Yeni bağımsızlık kazanmış müslüman Türk Cumhuriyetlerinin dini ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılmak üzere yurt çapında büyük bir kampanya açılmıştı. Bu sayede yıkılan camilerini yeniden yaptıracaklar, susmuş olan ezan ve Kur’an seslerini yeniden dinleyeceklerdi. Bu maksatla ben de ‘TÜRKİYE DİYANET VAKFI’na bağışlandım.
Kaynak: Minik Yürekler - Yücel İPEK, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
Hazırlayan: KuTuL KuLuB
www.hikayearsivi.net
|
8 Mayıs 2006
- 11:21:22 - 6563
günlük
Ekleyen editör:
HikayeArsivi |
|
Okuyan:
[2949]
Yorumlayan:
[0]
Kategori:
[Diyanetten Hikayeler]
[Yazdır] |
|
HİKAYE
KATEGORİLERİNİN TÜMÜ:
01-İbretli Hikayeler
02-Dini Hikayeler
03-Yaşanmış Hikayeler
04-Duygusal Hikayeler
05-Sevgi Hikayeleri
06-Aşk Hikayeleri
07-Din Büyüklerinden Hikayeler
08-En Güzel Dini Hikayeler
09-Masal Demeti
10-Hayatın İçinden Hikayeler
11-İran Hikayeleri
12-Dostluk Hikayeleri
13-Mevlanadan Hikayeler
14-Kıssadan Hisseler
15-Çocuklar İçin Hikayeler
16-Doğruların Öyküsü
17-Komik Hikayeler
18-Nasreddin Hocadan Hikayeler
19-Sahabeden ve Evliyaullahtan Hikayeler
20-Kurandan Hikayeler
21-Resulullahtan Hikayeler
22-Kelile ve Dimne
23-Tarihi Gerçekler
24-Gerçek Hayattan Hikayeler
25-Türk Tarihinden Damlalar
26-Bediüzzamanla Yaşayan Öyküler
27-Diyanetten Hikayeler
28-Renkli Hikayeler Masallar
29-Sesli Hikayeler
30-Resimli Hikayeler
31-Sizden Gelen Hikayeler
32-İngilizce Hikayeler
33-Padişahlardan Hazır Cevaplar
34-Türkü Hikayeleri
35-Tarihi Hikayeler Öyküler
36-Siyasi Hikayeler Hatıralar
|