Annemin yalnızca bir gözü vardı. Ondan nefret ederdim...
Çünkü bu durum benı utandırıyordu.
Ailemizi geçindirmek için okulda aşçılık yapardı.
İlkokulda iken birgün annem bana merhaba demeye gelmişti.
Onu görmezden geldim. Ona nefretle baktım ve oradan kaçtım.
Ertesi gün sınıfta bir arkadaşım dedi ki,
''Eeee, senin annenin yalnızca bir gözü var!''
Yerin dibine girmek istedim. Ve de annemin ortadan kaybolmasını istedim.
Bu yüzden o gün onunla karşılaşınca dedim ki, "Beni gülünç duruma düşüreceğine ölsen daha iyi?!!!"
Annem karşilik vermedi.
Dediklerim hakkında bir saniye bile durup düşünmedim çünkü çok kızmıştım.
Onun duyguları beni ilgilendirmiyordu.
Onu evde istemiyordum..
Çok çalıştım ve Singapur'a okumaya gittim.
Sonra evlendim. Kendi evimi aldım. Çocuklarım oldu ve hayatımdan memnundum.
Bir gün annem beni ziyarete gelmişti. Kaç yıldır beni görmemiş ve torunlarını tanımamıştı.
Kapıya gelince çocuklarım ona güldüler.
Ona ''Evime gelip çocuklarımı nasıl korkutabilirsin! HEMEN BURADAN GİT!'' diye bağırdım.
Buna annemin sessizce ''Kusura bakmayın. Yanlış adrese geldim galiba'' dedi ve gözden kayboldu.
Bir gün mezunlar toplantısı için okuldan bir mektup aldım.
Karıma ''iş seyahatine gidiyorum'' diye bahane uydurdum.
Mezunlar toplantısından sonra sırf meraktan eski eve gittim!!!.
Komşularım, annemin öldüğünü söylediler.
Hiç üzülmemiştim.
Bana verilsin diye annemin bıraktığı bir mektup verdiler.
''En sevgili oğlum, her zaman seni düşünüyorum...
Singapur' a gelip çocuklarını korkuttuğum için üzgünüm.
Mezunlar gününe geleceksin diye çok sevinmiştim.
Ama seni görmek için yataktan kalkabilir miyim bilmiyorum.
Sen büyürken sürekli utanç kaynağı olduğum için üzgünüm.
Biliyor musun...
Sen çok küçükken bir kaza geçirmiştin ve gözünü kaybetmiştin.
Anne olarak senin tek bir gözle büyümene dayanamazdım.
Bu yüzden sana kendi gözümü verdim...
O gözle benim yerime görüyor diye seninle o kadar gurur duyuyordum ki.
Bütün sevgimle....
Annen...