Gökyüzünde irili ufaklı pek çok yıldız dolaşıyordu.Aralarında çok parlak olanlar da vardı sönmeye yüz tutanlar da.Çok süratli gidenler olduğu gibi daha yavaş gidenler de vardı.
Yıldızlar, alevden toplar gibi hem döne döne dolaşıyor hem de yanıyorlardı.Hepsi de uzayın mücevherleriydi.Birbirleriyle çok iyi anlaşıyorlar, düzen içinde işliyorlardı.
Kainatta pek çok galaksi denilen yıldız ailesi vardı.Bunlardan Samanyolu ailesindeki milyonlarca yıldızdan birkaçı aralarında sohbet ediyorlardı. Mavi yıldız ışığını titreştirerek konuştu:
- Biliyor musunuz arkadaşlar!Bugün yakınlarımdan bir kuyruklu yıldız geçti.O kadar hızlıydı ki doğru dürüst selamlaşamadık bile.acelesi vardı her halde.Geçip giderken kuyruğunu ancak fark edebildim.
Sarı yıldız kendi etrafında dönmesine ara vermeden:
- Bugün benim de misafirim vardı.Birkaç göktaşı çektim sahama girip bana misafir oldular. Yakınlarında sönmekte olan yaşlı bir yıldız vardı.Diğerleri ona, "Yıldız dede" derlerdi.Yıldız dede:
- Ah çocuklar, dedi.Sizler daha pek gençsiniz.Ne kuyruklu yıldızlar, ne göktaşları göreceksiniz daha.Çokları bizi basit görür.Oysa ne kadar renkli, ne kadar hareketli hayatımız vardır.
Az ötedeki çocuk yıldız bir yandan eteklerindeki toz ve gazları toplarkenbir yandan da söze karıştı.
- Sıcaklığım bugün biraz daha arttı arkadaşlar, dedi.İçimdeki gaz ve toz bulutu giderek sıkışıyor da ondan olsa gerek.Yıldız olmak kolay değilmiş.Bugün dolaşırken az daha bir kara deliğe düşüyordum.Allah korudu.
İkiz yıldızlar söze katıldılar:
- Yıldız dedeciğim.Henüz biz çok genciz.Elli milyon yaşlarında var veya yokuz.Siz daha yaşlısınız, belki bilirsiniz.Sahi biz nasıl olduk?Kainat nasıl oluştu?Anlatır mısınız?
Diğer yıldızlar ikiz yıldızların sorduğu soruyu merak ediyordu.Acaba nasıl var olmuşlardı?Işıklaını titreştirerek heyecanla dinlemeye koyuldular. Yıldız dede yavaş yavaş:
- Ah evlatlarım, dedi.Benim bildiğime göre bundan 15 milyar yıl önce hiç bir şey yokmuş.Yaratıcımız Allah emir vermiş.büyük bir patlama olmuş.Bu büyük patlamayla sıcaklık ve enerji oluşmuş.Onlardan da madde yaratılmış.Gaz ve toz bulutları da kendi etraflarında döne döne yogunlaşmış.Bakın şuradaki çocuk yıldızın yaşadığı gibi bizler de oluşmaya başlamışız.Rabbimize şükürle olsun ki bizi yaratmış.Var olmak ne güzel şey.
Çocuk yıldız merakla:
- Yıldız dedeciğim!Kainatta sadece ısı ve ışık yayan yıldızlar yok ki.Gezegenler de var.Ya onlar?
- Bazı parçalarımızın bizden kopup ayrılmasıyla da gezegenler oluşmuş.Tabi onların yüzeyleri soğumuştur.Ama bazılarının içleri hala çok sıcak.
Sarı yıldız, hem Yıldız dedeyi dinliyor, hem de dalgın dalgın uzaklardaki bir gezegene bakıyordu.Arkadaşları onun durgunluğunu fark edip sordular;
- Hayrola sarı yıldız?Dalgın gittin, ne düşünüyorsun öyle? Sarı yıldız gözlerini Daldığı yerden ayırmadan:
- Şu uzaklarda mavi küçük bir gezegen var ya ona bakıyorum.Hani uydusu da var Ay adında.Gezegeninin adı da Dünya'ydı galiba.
Mavi yıldız:
- Dünya ne zamandır benim de dikkatimi çekiyor.
Yıldız dede: - Evet ya, dedi.Bakmayın yüzeyinin dörtte üçünün suyla kaplı olduğuna.İçi hala binlerce derecede fokurduyor.Bazen yanardağlardan içindekini biraz dışarı püskürtür de rahatlar.
Mavi yıldız: - Dünya gördüğüm kadarıyla çok ilginç ve değişik bir gezegen.Üzerinde başkalarında görmediğim şeyler var.Mesela; canlılar.Bazıları yerinde duruyor bazıları da hareket ediyor.
İkiz yıldızlar: - Bizim ilgimizi en çok insanlar çekiyor.Onlar diğerlerinden farklılar.Dünya üzerindeki herşeyi kullanıyorlar.Tüm canlılarda insana hizmet ediyor.İnsanın ayrı bir yeri var anlaşılan.
Yıldız dede: - Evet, dedi.O mavi gezegen de, üzerinde yaşayan insancıklar da çok önemlidir.İnsanlar çok yetenekli, duygulu ve zeki varlıklardır.
Sarı yıldız kızgın alev toplarından birini uzaya savurdu.
- Ben, insanlara çok kızıyorum, dedi.
Minik gezegen: - Neden, diye sordu.
Sarı yıldız öfkesinden iyice sararmış halde: - Nedeni var mı a küçüğüm, dedi.Her gece bizi seyrederler.Ne şiirler yazarlar üzerimize.En duygusuzları bile bize hayrandır.Ama gel gör ki bu kadar.Hem bize "güzel" der hem güzelliğimizi vereni düşünmezler.Milyarlarca sayımıza ve müthiş hızımıza rağmen ışıklarımıza hayran kalırlar; ama bizi yöneteni, idare edeni fark etmezler.Adeta bizi paketlenmiş bir kitap gibi raflarına koyarlar.Her gün her gün ellerine alırlar ama bir türlü açıp okumazlar. Sahibimiz Allah'ı onca işaretlerle gösteririz, gücünü, kudretini tanıtmaya çalışırız anlamazlar.Bunca çabamız, terlememiz boşa gider.Rabbimizin ordusunda düzen içinde işleyen askerler iken bize serseri gözüyle bakarlar.Değerimizi hiçe indirirler.Gel de kızma.
Mavi yıldız arkadaşını teselli ederek: - Üzülme, dedi.İnsanların hepsi böyle değildir.Üstelik şimdilerde dünya üzerinde ilginç şeyler oluyor.Biraz dikkatli bak!
İkiz yıldızlar: - Dünyada ne olup bittiğiyle ilgili doğru bilgileri ona en yakın yıldız kardeşimizden alabiliriz.
Minik gezegen: - Dünyaya en yakız yıldız hangisi, diye sordu.
İkiz yıldızlar: - Tabi ki Güneş.Ona sadece 150 milyon kilometre uzakta.Hem Dünya bütün gün onun etrafında dönüyor.En iyi Güneş biliyordur onları. Diğerleri de ikiz yıldızların teklifini kabul ettiler.İnsanların yeryüzünde ne yaptığını en yakınında olan Güneş'e sormalıydılar.Hep birlikte alev toplarının uzağa atıp hep birlikte bağrıştılar.
- Hey!Güneş kardeş! Güneş bir yandan kendi etrafında dönüyor, bir yandan da çocukları olan Dünya diğer gezegenlere ısı ve ışık veriyordu.Uzaklardan kendine seslenen yıldız arkadaşlarını fark etti.O da onlara cevap verdi.
- Efendim!Nasılsınız arkadaşlar?
- Güneş kardeş, hepimiz çok iyiyiz, dedi yaşlı yıldız.Sen nasılsın?Çocukların nasıl?
- Çok şükür ben iyiyim.Vazifemi yapıyorum.Çocuklarıma gelince bütün gün etrafımda dört dönüyorlar.Onları Samanyolu'nda gezdiriyorum.
Yaşlı yıldız: - Biz Dünya'yı merak ediyoruz, dedi.Üzerinde insanlar yaşayan gezegen var ya işte onu.Neler oluyor bize anlatır mısın?
Güneş gülümseyerek: - Şu sıra dünyada çok önemli şeyler oluyor, dedi.Nicedir beklediğimiz peygamber Hz.Muhammed insanlar arasında.Dinini yaymaya çalışıyor.Mekke denilen yerde 7 yıldır uğraşıyor.Diğer insanlara Allah'ı anlatıyor, tanıtıyor.Bizim ve diğer varlıkların neden var olduğunu, hayatın gayesini öğretiyor.Ben de merakla takip ediyorum.
Mavi yıldız: - Ah ne güzel, dedi.Demek artık insanlar bize değer verecekler.Anlatmaya çalıştığımız şeyleri anlayacaklar.Herkes Allah'a iman ediyordur şimdi.
Güneş: - Herkes değil, maalesef, dedi homurtuyla.O'na gönülden katılanlar da var, çok zorluk çıkaranlar da.Ben gündüzleri görebiliyorum.Müşrik denilen Allah'a ortak koşan, taştan, topraktan yaptığı heykellere tapan insanlar var.İşte o müşrikler, Peygambere ve insanlara çok eziyet ediyorlar.Hatta Müslümanların bir kısmı dinlerini yaşayabilmek için Habeşistan'a göçtü.Orada rahat ettiler.Ama Mekke'de kalanlar çok zor şartlardalar.Ben çok üzülüyorum durumlarına.Çok sabırlılar ve yapılan onca işkenceye rağmen dinlerinden dönmüyorlar.Doğrusu onlara hayranım.Ama şu müşrikler yok mu?
Yaşlı yıldız: - Bu insanoğlu bir garip, dedi.Bazıları da bir ara bize tapmaya başlamıştı.Oysa biz Rabbimizin emriyle hareker eden, onun yaratmasıyla ancak var olabilen, aciz varlıklarız.İşte ben yaşlandım.Bunu durdurmak elimde mi?Vaktiyle İbrahim peygamber de Güneş'in, yıldızların tapılacak varlıklar olmadığını çok anlatmıştı.
Minik gezegen, güneş'e: - Peki,dedi.O müşrikler şimdi ne yapıyorlar?Benim görebildiğim kadarıyla Mekke'de bir hareketlilik var.Ama uzakta olduğundan çok da net göremiyorum.
Güneş hayıflanarak: - Maalesef, ben de göremiyorum, dedi.Çünkü Mekke'de şu anda gece yaşanıyor.Mekke, Dünya'nın bana arkası dönük yerinde kalıyor şimdi.
Minik gezegen: - Ah ne yapsak da haber alsak, dedi heyecanla.
Yıldızlar arasında bir kaynaşma oldu.Herkez çok meraklıydı.Ama olanları net göremeyecek kadar uzaktaydılar.Ne yapmalıydılar?
İkiz yıldız birbiri etrafında dönerek: - Tamam bulduk, dediler.Dünya ' ya Güneş'ten sonra en yakın yıldız kim?Şuraya baksanıza! İkiz yıldızlar Güneş'e çok yakın olan bir başka yıldızı işaret ediyorlardı.Tüm yıldızlar o tarafa bakınca hep bir ağızdan bağrıştılar.
- Alfa Sentori! Alfa Sentori! Alfa Sentori kendisine bağrıldığını duymuştu.
O yana dönerek: - Bana mı sesleniyorsununz, kardeşlerim, diye sordu.
Yaşlı yıldız: - Evet Alfa'cığım.Dünya üzerinde bu gece neler oluyor bize anlatır mısın?
Alfa Sentori Dünya 'ya döndü.Gözlerini kırpıştırarak: - Ben de, zaten Dünya'yı izliyordum, dedi.Neler olmuyor ki?Size anlatayım.Hem çok da net duyabiliyorum.Müşrikler, Hz.Muhammed'den peygamberliğini ispat için ne zamandır olmadık mucizeler isteyip duruyorlar.Bu gece de oldukça büyük bir mucize istiyorlar.
Yıldızlar bağrıştılar: - Ne istiyorlar?
Alfa Sentori: - Sabırlı olun.Anlatıyorum gördüklerimi.Dünya'nın bir uydusu var ya, Ay.İşte Ay'ın iki parçaya ayrılmasını istiyorlar.Öyle ki yarısı Ebu Kubeys Dağı, diğer yarısı da Kuaykıran Dağı üzerinde görülsünmüş.
Peygamber Hz.Muhammed de: "Şayet bunu yaparsam, iman eder misiniz?" diye soruyor.
Onlar da: "Evet, iman ederiz!" dediler.
Yıldızların gözleri fal taşı gibi açılmıştı.Derin bir sesizlik içinde anlatılanları dinliyor, görebildikleri kadarıyla da uzaktan uzağa olanları izliyorlardı. Alfa Sentori de çok heyecanlanmştı.Sesi titreyerek anlatmaya devam etti.
- Peygamber şahadet parmağıyla Ay'a işaret ediyor.Bakın!Bakın!Aman Allah'ım, Ay'a bakın!Mucize gerçekleşiyor. Bütün yıldızlar Ay'ın iki parçaya ayrılışını izliyorlardı.Hep bir ağızdan tekbirler getirmeye başladılar.Sadece onlar değil, bütün galaksilerdeki yıldızlar ve gezegenler de bu müthiş olayı fark etmişlerdi.Onlar da tekbir getiriyorlardı. - "Allahü ekber!Allahü ekber!" Bir anda bütün kainat tekbir sesleriyle çınlamaya başladı. Ay, Allah'ın emri ve Resulü'nün işaretiyle iki parçaya ayrılmıştı. Resulüllah orada bulunan halka seslendi:
- "Şahit olunuz!Şahit olunuz!"
Yaşlı kendini tutamayarak: - Ne büyük bir mucize.10 milyar yıllık ömrümde böyle bir şey görmedim. Ay bir süre iki parça olarak kaldı.Müşriklerin görmek istedikleri gibi yarısı Ebu Kubeys Dağı, yarısı da Kuaykıran Dağı üzerinde gözlendi.Sonra da birleşti.Alfa Sentori gördüklerinin anlatmaya devam ediyordu.
- "Müşrikler etraftan gelen yolculara da olayı soruyorlardı.Onlar da gördüklerini söylüyorlardı.
Sarı yıldız: - Her halde bu kadar açık mucizeyi inkar edemezler, dedi.Gözlerinin önünde oldu her şey.Biz şahidiz.
Alfa Sentori üzüntüyle: - Hayır, maalesef! dedi.Hz.Muhammed'in büyü yaptığını söylüyor, iman etmeye yanaşmıyorlar.
Minik gezegen şaşkınlıkla: - Ama nasıl olur?Nasıl inanmazlar?
Yaşlı yıldız: - Evlatlarım, dedi.Görmek istemeyenden daha kör kim olabilir ki?Her şey bu kadar açıkken insanlardan bazıları kendilerine yazık ediyorlar işte.
Alfa Sentori birsüre sonra: - Arkadaşlar, dedi.Müslümanlar konuşurlarken duyuyorum.Rabbimiz bu olay üzerine Peygamberimize şu ayetleri vahyetmiş:
"Kıyamet yaklaştı, Ay yarıldı." Onlar bir mucize görseler yüz çevirir ve "Bu kuvvetli bir sihirdir." derler.
Yaşlı yıldız ağır ağır: - Bakalım, dedi.Bundan sonra neler olacak.İnşaallah İslamiyet her yerde yayılır.Allah, Müslümanların yardımcısı olsun.
Bütün yıldızlar bu duaya "amin" dediler ve yollarına devam ettiler.
Gönderen: Esra Girgin
E-Mail: esra@girginemlak.com.tr
|