[Kurandan Hikayeler]
ÇÖL VE İSRAİLOĞULLARININ NANKÖRLÜĞÜ [Kurandan Hikayeler]
İsrailoğulları Musa Peygamberin önderliğinde kurtulmuşlardı. Bir çöle sığınmışlardı. Ancak çölde sıcak ve güneş vardı. Onları güneşten kim koruyacaktı? Elbette Allah. Gökyüzü bulutlarla kaplandı. İsrailoğulları çölde nereye gitseler bulutlar üzerlerinde onları takip ediyorlardı. Susayınca Musa'ya vardılar. Musa Rabbine dua etti. Ve asasını yere vurduğunda, yerden sular fışkırmaya başladı.
Açlıklarını gidermek için yine Musa'ya koştular ve Musa yine Allah'a yalvardı. Yüce Allah da onlar için kudret helvası ile bıldırcın kuşları gönderdi.
Fakat İsrailoğullarının ahlâkları bozulmuştu. Hiçbir şeye karar veremiyorlar, sürekli şikayet ediyorlardı. Verilen bunca nimete ise hiç şükür etmiyorlardı.
Artık onların bütün istekleri çölden çıkıp şehirde oturmak olmuştu. Allah onlara:
- Şu şehirde yerleşin ve onun ürünlerinden yiyin, "günahlarımızı bağışla" diye dua edin. O kapıdan secde ederek girin ki sizin suçlarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere daha fazlasını vereceğiz.
Ama onlar bu ilahi emre kızmışlardı. Bunun üzerine Allah onlara veba hastalığı verdi. Bir kısmı fareler gibi ölüverdiler. İçlerinde bir de cinayet işlenmişti. Katilin kim olduğu bulunamayınca hemen yine Musa'ya koştular:
- Allah'a dua et de katili bize bildirsin, dediler.
Musa Rabbine dua edince, kendisine İsrailoğullarının bir ineği kurban etmesi gerektiği bildirilmişti.
İşte ne olduysa o zaman oldu. İsrailoğulları büsbütün nankörleşmişlerdi. Hemen serzenişe başladılar:
- Ey Musa, bizimle alay ediyorsun galiba.
Hz. Musa:
Ben cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım.
"Sen cahillerden değilsen bizim için Allah'a dua et de şu ineğin özelliklerini açıklasın."
"Bizim için Allah'a dua et de şu ineğin nasıl bir şey olduğunu bize açıklasın."
"Bizim için Allah'a dua et de şu ineğin rengini bize açıklasın."
Bu saçma sapan soruların ardı arkası kesilmez olmuştu. Yine de Hz. Musa büyük bir sabırla ve elbet bir peygamber sabrı ile sorulan sorulara Allah'tan gelen emirlerle cevap verdi. Daha sonra İsrailoğulları Allah'ın emrini yerine getirerek hayvanlar gibi yaşamaktan, insanca bir hayata geçmiş oldular.
Çölde mutlu bir hayat başlamıştı. Ancak aralarında doğru hüküm sağlayacak bir ilahi kanun gerekliydi.
İnsan ancak ilahi bir kanunu uygulamakla ve Allah'tan gelen ışıkla aydınlanmakla insanca yaşamaya kavuşabilir.
Allah'tan bir nur olmadan bütün alem karanlıktadır. Bu nur ise peygamberlerin gösterdiği çizgidir. Bu nurlu yolda olmayan kimse sapıklardandır. Yüce Allah, İsrailoğullarının yoldan çıkan ümmetlerin başına gelenler gibi belalara uğramamaları için onlara kanunlarını gönderdi. Bunun için Hz. Musa'ya otuz gün oruç tutup Sina dağına gelmesini emretti. O kutsal dağda kendisine Allah'ın kitaplarından olan ve şimdi ise Yahudiler tarafından değiştirilen Tevrat sunulacaktı.
Hiçbir toplum imamsız olamayacağı için, Musa da kardeşi Harun'u İsrailoğullarına imam tayin etti. Ve kendisi Sina dağına çıktı. Yüce Allah, Hz. Musa ile konuştu ve ona Tevrat kitabını gönderdi.
________________________ Kaynak: "Kıssalar ve İbretler", Sacide Zaid, Anadolu Gençlik Dergisi Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|