Harun Reşid dindar bir hükümdardı. Çok sevdiği Behlül-ü Dana isimli bir Allah dostu ile kardeş gibiydi. Bir Ramazan günü Behlül-ü Dana'ya tembih etti:
- Camide akşam namazını kılan herkesi iftara davet et.
Akşam oldu, namaz kılındı, namazdan sonra Behlül 5-10 kişilik bir grupla çıka geldi. Harun Reşid şaşırdı:
- Behlül bunlar kim? Ben sana namaza gelen herkesi saraya iftara çağır diye tembih etmedim mi? Sen o kadar cemaatin arasından bir sofralık bile adam getirmemişsin..
-Efendimiz, siz bana camiye gelenleri değil, "Akşam namazını kılanları iftara çağır" dediniz. Namazdan sonra bendeniz cami kapısında durdum. Çıkanlara "Hocanın, namaz kıldırırken hangi sureyi okuduğunu?" sordum. Onu da yalnız bu getirdiğim kişiler bildi. Camiye gelen çoktu ama namaza gelen demek ki yalnız bunlarmış.
Hazırlayan: A.Kerim Melleş www.facebook.com/KerimMelles
www.hikayearsivi.net