Telefon konuşmalarında hala terk edilememiş bir hatamız vardır: "Ben falan... Kiminle görüşüyorum?.." demeden karşımızdakini hemen aradığımız şahıs yerine koyarız. Yanlış bir numara çevirmiş olabileceğimiz de, ahizeyi bir başkasının kaldırabileceği de aklımıza gelmez. İşte ilginç bir örneğ;
- Alo, Salim Bey orada mı?
Karşıdakinin muzipliği tutmuştur, cevaplar:
- Hayır birader, daha gelmediler valla!..
- Acaba gelir mi, ne dersiniz?
- Efendim, mutlaka gelir, gelmemesi mümkün değil.
- Peki, gelince tahminen ne kadar kalır?
- Ah, o bir elime düşecek olursa, kıyamete kadar artık bir yere gidemez!
İşte burada ilk sorması gerekenin yarısını sormak zorunda kalır:
- Anlamadım, orası neresi?!
- Burası Zincirlikuyu mezarlığı.
- Ya siz kimsiniz?!
- Ben mezar kazıcı, tokatlı Abuzer, ya siz?!
- (.......)
Bölüm: Hayat ve Ölümle İlgili Hikayeler
Kaynaklar: Tarihi Öyküler(Ebubekir Subaşı)-Timaş Yay.
Hazırlayan: KuTuL KuLuB
www.hikayearsivi.net