Hikaye Öykü Masal Arşivi

 

Hikayelerin Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı

19 Nisan 2024

Sık Kullanılanlara Ekle  Anasayfan 
              Yap Ziyaretçi Defteri

 

MENÜLER
Ana Sayfa
Arşiv
Sitenize Ekleyin
Hikaye Ekleyin
Editörlere Mesaj Gönder
Editörlük Başvurusu
Yardım / İletişim
Reklam
Basında HikayeArsivi
Künye
Ziyaretçi Defteri
Tavsiye Siteler
HİKAYE KATEGORİLERİ
İbretli Hikayeler
Dini Hikayeler
Yaşanmış Hikayeler
Duygusal Hikayeler
Sevgi Hikayeleri
Aşk Hikayeleri
Din Büyüklerinden Hikayeler
En Güzel Dini Hikayeler
Masal Demeti
Hayatın İçinden Hikayeler
İran Hikayeleri
Dostluk Hikayeleri
Mevlanadan Hikayeler
Kıssadan Hisseler
Çocuklar İçin Hikayeler
Doğruların Öyküsü
Komik Hikayeler
Nasreddin Hocadan Hikayeler
Sahabeden ve Evliyaullahtan Hikayeler
Kurandan Hikayeler
Resulullahtan Hikayeler
Kelile ve Dimne
Tarihi Gerçekler
Gerçek Hayattan Hikayeler
Türk Tarihinden Damlalar
Bediüzzamanla Yaşayan Öyküler
Diyanetten Hikayeler
Renkli Hikayeler
Sesli Hikayeler-Masallar
Resimli Hikayeler
Sizden Gelen Hikayeler
İngilizce Hikayeler
Padişahlardan Hikayeler-Öyküler
Türkü Hikayeleri
Tarihi Hikayeler-Öyküler
Siyasi Hikayeler-Hatıralar
Öğretici Hikayeler
Hüzün Zamanı Hikayeleri
Hazır Cevaplar Espriler
Dede Korkut Hikayeleri-Destanlar
Keloğlan Masalları (Görüntülü)
La Fontaine Masalları
Atatürk Hikayeler - Hatıralar
Tanıdığım Ünsüzler
Gazali İHYAdan Hikayeler
Ramazan-Oruç Hikayeleri

Hikaye-Öykü Ara



[Detaylı Arama]


Yeni Eklenen 15 Hikaye
Radar Var
Yok Oluşun Filizlenmesi
Yanılgının Gözyaşları Ve Benlik Kavgası
Ayşecik ve Yasemin Sultan
Şöhretin Bedeli
Bücür Zürafa
Deve Kervanı
Nerede Görüşelim
Rafadan Yumurta
Sabrın Zirvesi
Recep Ayında Oruç
Oruçlu Musunuz, Değil Misiniz?
Oruç İman Ettirdi
Orucu Bazen Bozmak Gerek
Onların Ameli Yok

En Çok Okunan 15 Hikaye
The Adventure of the Three Garridebs
Bir Bebeğin Yarım Kalmış Günlüğünden
Dracula - Story
İşte Aşk
Hz. Yunus Ve Balık
Uyuyan Güzel
Half-Brothers by Elizabeth Gaskell
Sevgi Üç Türlüdür
Uyku Masalı
Dostluğun Öyküsü
Hansel Ve Gretel
Haddini Aşmanın Zararı
Ona "Sevdiğinizi" Söyleyin
Evlilik
Çirkin Ördek


Reklam ver

Mail List
Sitemizin yeniliklerinden ilk sizin haberiniz olsun.
İsim:
Mail:
 


Editör Giriş
    Yorum Yap
Yorum yapmak üzere olduğunuz haber.

345 De Ki Melek


Bu gün baharın ilk günü ve ben ücretsiz izinden döndüm. Herkesin nöbetlerden şikayet ettiği şu günlerde ben aç kurtlar gibiyim; o  kadar özlemişim ki… Çalışırken de biraz dinlenmek için can atarız; şöyle birkaç günlük bir kaçsak diye.Hastahane de kuralmış  ücretsiz izin dönüşü aynı serviste çalışamıyor muşuz. İhtiyaçtan dolayı üroloji servisinde başlıyorum; servise girdim, şöyle bir baktım; herkes gülümsüyor hoş geldin diye …Yoğun bakımda çalışınca herkes tanıyor , hep bildik yüzler…
 
Arkadaşlarla selamlaştıktan sonra rutin sabah işleri için odaları sırayla geziyorum . En son 345 nolu ve  sekiz kişilik odaya girdim ; selamlaşıp kendimi tanıttım ve işimi yapmaya başladım.Hastaların  nabız ,ateş ve tansiyonunu alıyorum;Biri bağırıyor ama kime? Birden arkama döndüm, ne olduğunu anlamamıştım.
 
- Sen akşam nöbette neden bana  yedek  bahtaniye  vermedin? Dondum senin yüzünden!


_ ....!


_ Sana diyorum ne bakınıyorsun?


_ Ben mi? Ben dün nöbetçi falan değildim, az önce dedim ya bugün başladım.


O an alzheimer yada demans herhalde ,idare etmeli diye düşünürken;


- Yalan söyleme sendin o!          
 
İlk gün ve sabah sabah düştüğüm şu duruma bak; kısacık sürede kafamdan bir çok şey geçti.Birden gözlerim odadaki herkesi taradı; o kadar kısa bir sürede yapmıştım ki sessiz gülümsemeleri  ve baktığımda göz kaçırmaları farkettim. Ortada bir oyun var gibi ; en iyisi oyuna katılmalı.
 
- Tamam! ama sen farkında değilsin  akşam tatlı vardı, şekerin çıkmasın diye sana verdirmedim; onu niye söylemiyorsun?


Birden bir kahkaha koptu. Tüm hastalar karınlarını tutarak gülmeye başladılar.


- Hoş geldin İnci kızım .


- .....?


- Yaaaa ben seni tanıdım ama sen Hacer Nineni unutmuşsun


- Kusura bakmayın tanıyamadım.


- İki sene önce böbreğim alınmıştı , yoğun bakımda iki gece bana sen bakmıştın…


- Doğrudur ninem  o kadar çok kişi geliyordu ki unutuyorum.


- Sende haklısın kızım , sizin orası da yolgeçen hanı gibi  biri geliyor ,biri gidiyor; sen artık burada mısın?


- Öyle oldu Hacer nine , artık bende buralıyım.             
 
Bir yandan işimi yapıyor bir yandan sohbet ediyorum. İşimi bitirip hemşire odasına geldiğimde arkadaşım heyecanla:
 
- Eee  anlat  ne oldu?


- Ne,  ne oldu?


- Hacer nine seni kandırdı mı?


- Yok yutmadım!


- Demiştim ,aman ne güzel!


- Niye , ne oldu ki?


- Bahse girdik seni kandıramazsa bir hafta konuşmadan duracak .


- Hadi ya! duramaz ,konuşmayı çok sevdiği belli üstelik hafıza  dersen bilgisayar maşallah!


- Öyledir ,dünü bugünü sor; her şeyi söyler hastaların tansiyonlarını bile!


- Keşke o yaşa gelince yarısı kadar hafızam olsa benimki şimdiden göçtü


- Hayat hikayesini anlatsa için sızlar, aslında huzurevinde kalıyor; yılın yarısını hastahane de geçiriyor.


- Kimsesi yok mu?


- Olmaz mı? İki çocuğu, gelinleri, torunları varmış ama hiç biri ziyaretine gelmiyor.


- Yazık! herkesin ziyaretçisi gelince üzülüyordur.


- Yok canım, ziyaretçisi eksik olmaz taburcu olan hastalar genelde uğrarlar.


- Çoluğu çocuğu gibi olmaz.


- Orası öyle!


- Çok neşeli ve hayat dolu gibi görünen, o gülen gözlerin ardında  kimbilir neleri saklıyor.


- Haklısın! Seni kaç kez sordu, yoğun bakımda yattığında hamile olduğun için pek üzülmüş


- Niye?


- Hastanın üstüne kusmuşsun sonrada ağlayarak temizlemişsin. Hastadan sürekli özür dileyip durmuşsun, kaç kez anlattı. Sen sonra rapor aldın bir daha da dönmedin. Bizim servise geliyor dediğimde ,seni hastalara öve öve bitiremedi .


- O   nöbeti hatırlıyorum; zaten son nöbetimdi, bütün yataklar doluydu odadaki koku beni çok kötü etmişti, uzun süre kusmamak için direndim sonra birden olan oldu. Demek Hacer Ninede varmış. Dosyası  nerede  bakabilir miyim?


- Bak ama dosyadakilerden bahsetme!


- Neden? Dememle birlikte dosyadaki teşhisi gördüm ”Böbrek CA ?” Soluğum kesilir gibi oldu. Arkadaşım üzgün bir şekilde yüzüme baktı:


- İlk teşhis konduğunda hepimiz şok olduk, çok üzücü ama bazen kaderin önüne geçilmiyor.


- Neden hala burada ,  niye sevk etmediniz?


- Yaşlı olduğu için tedaviyi kaldıramaz denildi, oda kabul etmedi zaten… neyse hadi konsültasyonları hazırlayalım.
 
Çok üzülmüştüm ama eskisi gibi hemen gözyaşlarımı bırakmıyorum. Az da olsa tutmasını öğrendim. Odasının önünden geçerken üzerimdeki bakışlarını hissediyorum, dönüp gülümsüyorum. Kalbinde bir yerlere dokunmuştum ama nasıl  olduğunu bende anlamadım. Serviste varlığına herkes o kadar alışmış ki  kimse selam vermeden gitmiyor, burada O da mutlu gözlerine bakınca anlamamak mümkün değil.
 
Sabahları odaya girdiğimde önce Hacer Nineye bir göz kırpıp sonra işlerime başlıyorum. Odadaki hastalar sürekli değişiyor , Hacer  Nine  aynı yatakta hep bizlerle… Yatağının yerini hiç değiştirmiyor, “buradan hem odadakileri hem de kapıdan geçenleri daha iyi görüyorum”  diyor.Serviste olup biten her şeyden de haberdar. Bazen gazete haberlerini okuyorum. ”Sadece güzel haberleri oku” diye uyarıyor. ”içimiz yeterince kararmış birde kötü haberlerle karartmayalım.” Bazı haberleri uyduruyorum. ”Aaa kadın kocasını dövmüş!” hemen atlıyor; ” Kocayı bulmuş ta birde dövmüş mü edepsiz!” “yaa ne kadınlar var bak!” Aslında yalan haber olduğunun farkında, diğer hastaları güldürmek için benim oyunuma katılıyor. Ne ben yalan haber olduğunu söylüyorum nede o anladığını ve oyuna katıldığını… Sessiz bir birliktelik oluşturuyor , aynı dili konuşuyoruz.
 
Her sabah servise geldiğimizde benim melekler geldi diyerek gülümsüyor. Odada herkesin her şeyini hemen sorar öğrenir. Ağlayanlara moral verir, sanki kendisi çok iyiymiş gibi… Kimseye hiç bir şeyden şikayet etmez. Bazen ağrısını sorduğumda “yok ama bir ağrı kesici yap nasıl olsa ağrır” diyor , oysa ağrıdan kıvranmamak için kendini zor tuttuğundan eminim.
 
Günler hızlı geçiyor ve bir hafta sonu tatilinden döndüğümüzde, beklenen ama kimsenin dile getirmediği sonla karşılaşıyoruz. Herkesin gözleri yaşlı; kimse konuşmuyor,  herkes rutin işlerini yapıyor ama odanın önünden geçerken, Hacer  Ninenin yatağına bakmaya kimse cesaret edemiyor. Bu gün anladım ki daha önce büyüklerimin dediği “bir gün sende pişersin” sözü yalan.Pişmek demek ;üzülüp üzüldüğünü saklamak, ağlarken gözüme bir şey kaçtı demek yada gözünden akan yaşlara aldırmadan sessizce işine devam etmek. Şu an herkesin yaptığı buydu… Koridorda ki sessizliği Salih Efendinin  beni çağırması bozdu:


- İnci hemşire hanım doktor Hüseyin Bey sizi istiyor!
 
Elimle tamam işareti yaptım. İmzalatacağım iki dosyayı da elime alıp doktorumun odasına gittim. İki erkek, iki kadın oturmuşlar Hüseyin Beyin gözünün içine bakıyorlar. Hüseyin bey:
 
- İnci Hemşire  Hanım, beyler Hacer  Ninenin çocukları hanımlarda gelinleri


Hüseyin Bey bana İnci diye seslenirdi. Ciddi bir durum olmalıydı… Bir müddet yüzlerine baktım,  bir telaşları vardı ama üzüntümü bilemedim:


- Başınız sağ olsun! Hacer ninenin çocukları olduğunu bilmiyordum hiç gelmeyince…


Hüseyin Bey de “söylemeni istediğim  şeyi söyledin” der gibi bir bakış var. Gelinler hemen atıldılar:


- Biz hep Huzurevinde ziyaret ediyorduk!


Oysa ben başlayalı üç ay olmuştu ve Hacer Nine benden önce servisteydi. Hüseyin Bey:


- Hacer Nine üç evini değişik kurumlara bağışlamış; beyler aklı selim değildi diyorlar, geri almak istiyorlar.


Hacer Ninenin maddi durumunun bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum, sekiz kişilik odada yattığı için aklıma bile gelmemişti.


- Hacer ninenin aklı son güne kadar gayet iyiydi, daha önceleri problem var mıydı bilemem!


- Gördüğünüz gibi beyler benim yapabileceğim bir şey yok!


Erkeklerin iri olanı durumdan memnuniyetsizliğini belli eder bir bakışla:


- Tamam doktorum, canın sağ olsun; biz avukatla bir görüşelim! diyerek çıktılar.
 
Hüseyin Bey altmışına gelmiş, yıllarca bir çok insan tanımış fakat böyle bir durumla ilk kez karşılaşmış; sinirli, üzgün ,kırgın  bir teselli arar gibi bana bakıyor:
 
- Öğretsem böyle konuşmazdın, insanların niyetini anladın değil mi? O kadın yirmi iki yaşında iki çocukla dul kalmış; varlık içinde yokluk yaşamış, kimsesiz tek başına! Eziyetlerine dayanamayıp, köydeki malın tümünü çocuklarına bırakıp şehre gelmiş. Kayınvalidemin karşı dairesinde tek başına yaşarken tanışmıştım.Yıllarca kimse arayıp sormadı  ne bayramda ne  hastalığında… Kaç kez haber gönderdim bir kez bile gelmediler, şimdi mal derdine düştüler. Cenazeyi daha akşam toprağa verdik, yirmi dört saat olmadı…  İstedikleri kadar uğraşsınlar bağış yapmadan önce aklının yerinde olduğunu belirten  kurul raporu aldık bağışları sonra yaptı. Annem gibi olmuştu… derken nefes alışları değişmişti, boğazına bir lokma tıkanmış yutmaya çalışır gibiydi. Gözlerinde ki acı annesini kaybeden bir  evlattan  farksızdı. Ben bu kadar yakın olduklarını, hele bu kadar uzun yıllardır tanıştıklarını bilmiyordum.
 
- Ben durumunun bu kadar iyi olduğunu bilmiyordum, sekiz kişilik odada kaldığı için durumunun bu kadar iyi olabileceğini düşünmemiştim.


- Evlerin dışında dört adet dükkanı var.Kiraları da yüksek yani yıllarca özel odada yatabilirdi.Bazen özel odaya alalım dediğimde ”niye; duvarları seyredip kendi kendime konuşmam için mi?” derdi.
 
Hacer Nine odadaki kalabalığı, insanların sesini seviyordu; odadaki insanlar değiştikçe hayatı renkleniyordu. Meğer Hacer ninenin aylık geliri benim yıllık gelirimin beş karı kadarmış. Odada herkesin ihtiyacını karşılayan birileri olurdu. Hüseyin  bey hep “yardım etmek isteyen bir arkadaşım var o destek oluyor”  derdi. Ne zaman odada birilerinin sorunu çözülse “ben 345 e  yatmaya karar verdim. Burada gizli melekler dolaşıyor” derdim. Hacer Nine de” kapımız hepsine açık görünene de görünmeyene de”  derdi. Yangında evi yanan bir aile, Protez bacak takılacak bir çocuk bazen okumakta zorlanan öğrenciler hep sorunları çözülürdü. Serviste hastalara her zaman destek olunur devletin karşılamadığı bazı ilaçlar hemen gelirdi. Hep Hüseyin beyin arkadaşlarında yada zengin kulüplerinden destek alarak yardımcı olduğunu düşünür odadaki gizli melek hiç aklıma gelmezdi. Meğer 345 Nolu odanın gizli meleği Hacer Nine imiş. Ruhu şad olsun.Dualarım hep onunla onu tanıyan herkes gibi.


Yazan: İNCİDAL


Hazırlayan: www.hikayearsivi.net | A.Kerim Melleş

14 Şubat 2011 - 09:44:49 - 4813 günlük
Ekleyen editör:
HikayeArsivi

Okuyan: [4982] Yorumlayan: [1] Kategori: [Sizden Gelen Hikayeler] [Yazdır]

Yorum Yapın:
 

İsim:  *
Mail:  *
Yorum:
 
*
Kalan karakter:
 


* Doldurulması zorunlu alanlar.
Html kod kullanılamaz. IP adresiniz kaydedilecektir.

Reklam ver

 
EĞLENCE
Ölmeden Önce Söylenen Son Sözler-1
Ölmeden Önce Söylenen Son Sözler-2
Ölmeden Önce Söylenen Son Sözler-3


Bilginizi TEST Edin
  RESİM ARŞİVİ
BEBEK RESİMLERİ MANZARA RESİMLERİ
CAMİ RESİMLERİ  

ÜYE GİRİŞİ
Kullanıcı adı:
Şifre:



Üye Ol - Şifremi Unuttum



Reklam ver

  ANKET
Hayat Gerçekten Bir Hikaye Mi?
Hayır  853
Bazen  509
Evet.  2748

Toplam: 4110 oy kullanıldı.

 

  İSTATİSTİK
Toplam Kategori: 46 
Toplam Hikaye: 4161 
Yazı-Yorum: 20 
Editör Sayısı: 5 
Onaysız Üye: 0 
Onaysız Yorum 0 
Toplam Yorum: 15432 
Toplam Okunma: 21274265 


Reklam ver

Online Editörler

Sitede hiç editör yok / Son 5 dk. içinde


 

HİKAYE KATEGORİLERİNİN TÜMÜ:

01-İbretli Hikayeler
02-Dini Hikayeler
03-Yaşanmış Hikayeler
04-Duygusal Hikayeler
05-Sevgi Hikayeleri
06-Aşk Hikayeleri
07-Din Büyüklerinden Hikayeler
08-En Güzel Dini Hikayeler
09-Masal Demeti
10-Hayatın İçinden Hikayeler
11-İran Hikayeleri
12-Dostluk Hikayeleri
13-Mevlanadan Hikayeler
14-Kıssadan Hisseler
15-Çocuklar İçin Hikayeler
16-Doğruların Öyküsü
17-Komik Hikayeler
18-Nasreddin Hocadan Hikayeler
19-Sahabeden ve Evliyaullahtan Hikayeler
20-Kurandan Hikayeler
21-Resulullahtan Hikayeler
22-Kelile ve Dimne
23-Tarihi Gerçekler
24-Gerçek Hayattan Hikayeler
25-Türk Tarihinden Damlalar
26-Bediüzzamanla Yaşayan Öyküler
27-Diyanetten Hikayeler
28-Renkli Hikayeler Masallar
29-Sesli Hikayeler
30-Resimli Hikayeler
31-Sizden Gelen Hikayeler
32-İngilizce Hikayeler
33-Padişahlardan Hazır Cevaplar
34-Türkü Hikayeleri
35-Tarihi Hikayeler Öyküler
36-Siyasi Hikayeler Hatıralar

 
Google

Sitemizden alınan tüm hikaye-öykü-masal ve materyaller için link verilmesi zorunludur.
Site içeriğini kullanmak için site yönetimiyle [kutulkulub@gmail.com] irtibata geçerek istifade edebilirsiniz.

 
 Hikaye Arşivi  
Kerim Melleş-KuTuL KuLuB © 2002-2021  ©  Hikaye Öykü Masal Arşivi
Sayfamızı en iyi 1024*768 çözünürlükte görüntüleyebilirsiniz...

  KuTuL KuLuB-A.Kerim Melleş