[Diyanetten Hikayeler]
Ağustos ayının çok sıcak bir günüydü. Canlılar sıcaktan bunalmışlar, gölge veren bir duvar dibi ya da ağaç altı arıyorlardı. İnsanlarda adım atmağa derman, at ve merkeplerde yürümeğe, koşmaya istek kalmamıştı artık. Asırlık çınarın tepesinde tek ayağı üzerinde duran Ieylek düşünceli, her sabah keyifle akan dere, bugün tembel ve uyuşuktu. Göldeki kurbağalar istekle ötmüyorlar, çobansa dağda sürüsünü zoraki güdüyordu. Dağların yamaçlarına tırmanan dolambaç, eğri yollar, ufuklara mahmur bakışlarını dikmiş gelecek yolcuları kolluyorlardı.
Birden, koca dağın eteğine sarılmış tepelerden birisinin dönemecinde bir toz bulutunun dağa tırmanmak istercesine yükseldiği görüldü. Daha sonra bu toz bulutlarının dağa tırmanmağa gücü yetmediğinden, alçalarak tekrar tepeciğin üzerine çöktü. Aynı anda da dağın eteklerine dolanan yolun kıvrımında çifte at koşulu bir araba göründü. Çekmekte olduğu ağır yükle yokuşu tırmanmağa çalışan atlar, kan ter içerisinde arabayı çekmeğe çalışıyorlar, bu arada zorlanan ayakları toprağı eşeleyip duruyordu.
İşte tam bu sırada, yokuşun başında bir balarısı belirmişti. Araba ise henüz yokuşun yarısını bile çıkamamıştı. Balarısı, atların gösterdiği zorlu çabaya acımıştı. Hızla arabaya doğru yaklaşarak, önce arabacının çevresinde gezindi, sonra da gelip arabanın oku üzerine kondu. Kızgın ve çok öfkeliydi. Okun üzerinde fazla duramadı yeniden vızıldayarak uçtu, tepe boyu yüklü arabanın üzerinde, atları sürekli olarak kırbaçlamakta olan arabacının çevresinde hışımla gezindikten sonra, atların yanına yaklaşarak, onların kulağına eğilip şöyle dedi:
– Pek kızıyorum şu sizin arabacı salağına !. Yokuşta bile hem yüklü arabanın üzerinde oturuyor; bu yetmiyormuş gibi hem de sizi insafsızca kamçılıyor, sonra da bu yaratık insanım diye yaşıyor !.. Şu sıcak havaya, insafsızca yüklediği arabaya bakın!. Onun size yaptığı eziyeti hangi yırtıcı hayvan yapar ?!. Sapa sağlam olsun da arabadan inip yokuşta yürümesin; insan geçinip de insanlığı bilmesin!.. Gücüm dermanım yetse size yardım eder, arabayı çekerim.. İnsafsız adama bakın hele !.. Ağırlığını taşıttığı yetmiyormuş gibi ,utanmadan bir de kırbaçlıyor sizi !.. Durun siz hele... ben ona öyle bir iş yapayım da görsün işkence yapmak ne demekmiş !.. Öcünüzü almamı istersiniz sanırım!..
Arabayı çekmek değil, âdeta sürüklemeye çalışan yorgun ve bitkin hayvanların hiçde gülecek durumları yoktu, hele küçük bir yaratığın kendilerine yardım yapabilecek güçte olmadığını bilmelerine rağmen, bu iyi yürekli ve sevimli balarısının sözlerinden memnun kalmışlardı. Evet dercesine ikisi de üst üste kişnediler.
Küçük balarısı, konuşmasını bitirir bitirmez, yeniden havalandı. Bir süre vızıldayarak sürücünün çevresinde dolaştıktan sonra, bu dolaşım çemberini daraltarak, birden arabacıya karşı saldırıya geçti. Sürücü, kendisini sokmak isteyen arıyı kovalamaya çalışıyor, fakat bu çabası hiçbir yarar sağlayamıyordu. Balarısı sürücünün kaşı üzerine iğnesini batırmıştı bir kere!.. Koca adam, feryad kopararak kendisini arabadan aşağı atmış; arının soktuğu yeri eliyle oğuşturup duruyordu.
Fakat bu hareketinin bir yararı olmamış; şişmeğe başlayan kaşı ve göz kapağı çevresini görmeği de engeller olmuştu.
Yükü hafifleyen arabayı biraz daha kolay sürüklemeye çalışan atlar, tepeye tırmanmağa çalışırlarken, sürücü de ister istemez uyuşuk bacaklarıyla topallayarak arabanın ardından yürüdü.
İyilik sever küçük balarısı, savunma silâhı iğnesini kayıp etmekle güçsüz kalmıştı, fakat haksızlığa uğramış bulunan zavallı atların öcünü aldığı için çok mutluydu. Rahatlamış bir yürekle kovanına dönerken, yokuşu çıkmış bulunan atlar, hızlanan arabayı keyifle çekiyorlardı.
-----------------
Sevgili çocuklar! Şu öyküden almanız gereken ders de pek küçümsenemez sanırım!.. İşi ağır olanlara daha da yüklenmek insafsızlık olur. İnsan olsun hayvan olsun , iş gören her canlıya yapabileceği kadar görev veriniz; ayrıca düşkünleri, hastaları ve güçsüzleri de gözetiniz!.. Birde “Şu adam bu haliyle ne işe yarar” demeyiniz, bakarsınız umulmayan bir taş olur baş yarar, ya da size, topluma çok yararlı hizmetler görebilecek bir insan oluverir!.
Kaynak: Kunduzlar Ve Yaşlı Oduncu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
Hazırlayan: KuTuL KuLuB
www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|