[Diyanetten Hikayeler]
Değerli çocuklar!
Bu yazımda size, kirpi adlı bir canlıyla ilgili hikâyemle söze başlıyorum:
Gün ağarmak üzereydi. Alaca karanlıkta bir kirpinin, sessizce yuvasından çıkarak, avlanmak üzere, çalılıklara doğru yöneldiği görüldü. Biraz sonra, çalılıkların ardında pusuya yatmış bulunuyordu. Bu arada, çevresinde rastladığı böcekleri yakalamaktan da geri durmuyordu. Onun asıl amacı, ağzına Iayık tarla faresi, kuş, hatta başarabilirse, yılan avlayabilmekti. Kendi kendine: "Birazdan dere kıyısına iner , orada yakalayacağım kurbağa budlarına, sülün ve keklik dostlarımın tâze yumurtalarını katık yaparak, sabah kahvaltımı yaparım.'' Diye düşünen kirpinin ağzı sulanıvermişti. Bu düşüncesinin ardından: "Bir de yılan yahnisi olsa ne iyi olur diye kendi kendine söylendi.
Bu tatlı düşünce ve isteğin rahatlığı içerisinde gevşemek üzereydi ki, yamacına bir engerek yılanının dikiliverdiğini gördü. Fakat telaşa kapılmadı; tersine düşlediğinin pek tez gerçekleşmiş olmasından memnun olmuş bir davranışla ve kendinden emin bir halde yılanın üzerine doğru yürüdü. Engerek yılanıysa dikleşerek kirpiyi izliyor, onu ısırmak için fırsat kolluyordu. Davranışlarında kirpiden çekindiği açıkca görülüyordu. Belki de sıvışmak, kirpiden uzaklaşmak istiyordu. Oysa o, yılanlar içinde en zehirli olanların başında geliyordu. Onun bir tek ısırışı bile canlıları kısa sürede öldürmek için yeterliydi.
Engerek yılanı, tiz bir ıslık sesi çıkararak saldırıya geçmişti. Bu davranışıyla kirpiyi korkutup kaçıracağını sanmış olmalıydı. Buna rağmen kirpi, engerek yılanına çekinmeden sokulmuş, ve onu başından yakalamak için saldırıya geçmişti. Bu arada yılanın birkaç kez ısırmasına aldırış etmeden saldırılarını yoğunlaştıran kirpide ne zehirlenme ne de gücünü yitirme belirtileri vardı. Bunun sebebi, yılan zehirlerine karşı kirpilerin kanında ki bağışıklıktı. Bu yüzden engerek yılanının ısırışlarında kustuğu zehir etkili olamamıştı.
Kirpiyle engerek yılanı arasında süren ölüm kalım savaşı, sürüp gidiyordu. Birara, kirpi beklediği fırsatı yakalamış; yılanın başına testere gibi dişlerini geçirip koparıvermişti. Artık engerek yılanının işi bitikti; kopuk başıyla kirpinin ayakları altına serilivermişti.
Kirpinin düşlediği yılan yahnisinin asıl malzemesi hazırdı artık... Korkunç zehiriyle güçlü durumda bulunan engerek yılanını haklamayı beceren kirpi, yuvasına dönüşünde, kendisine zengin bir ziyafet sofrası hazırlamayı hak etmişti.
***
Değerli çocuklar! Anlattığım kirpinin hikâyesinden de alınacak dersler vardır sanırım. Davranışlarınız, hiçbir zaman aklınıza ters düşmesin, kendinize güveni de sakın yitirmeyiniz. Hayat güçlüklerle doludur. Zorluklar karşısında hemence yılgınlık göstermeyiniz.
Biz insanların, Yüce Hak'kın, akıl cevheriyle donatarak, şereflendirdiği yaratıklar olarak, elbet de öteki canlılardan ayrıcalığımız olacaktır. Bu güçlükleri aşabilmek için, başta hayat mücadelesi olmak üzere uğraşı vereceğiz. Ne var ki bu uğraşıyı insanca yapmamız gerekmektedir. Topluluklar arasında "Ekmek kavgası'' adıyla belirtilen bu uğraşıyı öteki canlılar gibi fiziksel güç kullanarak değilde aklımızın öncülüğünde çalışarak, alınteri dökerek yapmalıyız. Ne engerek yılanı gibi kendimizi güçlü sanarak başkalarıyla dalaşmalı, ne de kendimizi güçsüz sanıp uğraşıdan kaçmalıyız. Zorluklar ve anlaşmazlıklar karşısında, akıl yoluyla çözümler bulunacağını da hiçbir zaman unutmamalıyız sevgili çocuklar!
Kaynak: Köstebeğin Metrosu, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
Hazırlayan: KuTuL KuLuB
www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|