[Diyanetten Hikayeler]
Babasının bahçede kurduğu salıncakta keyifle sallanmakta olan Rasim kendisini daldan dala konan bir kuş kadar hafiflemiş hissediyordu. Çamaşır asmakta olan annesi seslendi:
– Yavrum, azıcık da kardeşin binsin de hevesini alsın. Bak, sen epeydir sallanıyorsun.
Rasim o zaman farkına vardı. Kendisinden beş yaş küçük kardeşi ağacın dibine çömelmiş, ağlıyordu. Ah şu küçük kardeşler yok mu, hep onlara ayrıcalık tanınırdı. Rasim’e ‘sen büyüdün, artık bir ağabeysin’ derlerdi. Rasim de ağabeylik taslıyordu ama küçük kardeşini hırpalamakla bunu yapıyordu.
İstemeye istemeye salıncağı yavaşlattı ve durdurup indi. Küçük kardeşini bindirip hızla sallamaya başladı. O kadar tehlikeli bir biçimde sallıyordu ki sonunda küçük çocuk korkup ağlamaya başladı:
- Anneee!.. Korkuyorum, ağabeyime bir şey söyle, beni düşürecek.
Anne koşarak geldi. Salıncağı durdurup küçüğü indirdi. Eliyle çocuğun gözyaşlarını silip onu teselli etti:
– Üzülme yavrum, ağabeyin okula gidince ben seni sallarım. Hele şu işim bir bitsin.
Rasim’in ağzının tadı kaçmıştı bir kez. Kendisine başka avunma ve oyalanma yolları aramaya başladı, çok geçmeden buldu da.
Bahçede yemlenen tavukları kovalamaya başladı. En geride kalan zavallı tavuğu taşa tuttu. Annesi yine seslendi
– Oğlum, ne istiyorsun zavallı savunmasız hayvandan? O her sabah bize taze yumurta veriyor. Yaptığını beğeniyor musun?
İşte Rasim böyle yaramaz bir çocuktu. Mevsimine göre yaramazlıklar icat eder, cezalandırılma korkusuna kapılınca da bahçedeki bir ağacın kovuğuna sığınırdı. Kimseler onu oradan çekip çıkaramazdı. Bunu bildiği için kendisini orada güvende hissederdi.
Bugün amma da çok kuş taplanmıştı bahçeye. Ağaçların dallarına konup konup kalkıyorlardı. Rasim hemen gidip sapanını aldı, karşı ağacın dallarına konmuş olan kuşlardan birine nişan alıp zavallı kuşu bir anda cansız düşürdü.
Ağaçların en üst dallarındaki meyvelerden yemek üzere korkusuzca tırmanır, düşmesinden korkulduğu için görenlerin yüreği ağzına gelirdi. Bir defasında korkulan olmuş, Rasim çevik hareketlerle çıktığı dallardan düşerek kolunu kırmış, canı yanmış, günlerce koşup oynamaktan mahrum kalmıştı. Buna rağmen bir türlü uslanmak bilmeyen Rasim iyileştikten sanra çektiklerini unutup yine eski yaramazlık günlerine dönmüştü. Neler yapmıyordu ki...
Kendi yaşındaki veya daha küçük yaşlardaki kız çocukların saç örgülerini bir atın dizginleri gibi çeker, canlarını acıtmaktan adeta vahşi bir zevk duyardı. Onların ağlayıp sızlanmaları ve yakınıp ele vermeleri Rasim’i uslandırmaya yetmiyordu.
Bir defasında komşunun kedisini ele geçirip kuyruğuna paslı teneke parçası bağlamış, kedi koştukça tenekenin çıkardığı sesle coşmuştu. Komşunun şikayeti üzerine de babasından bir temiz dayak yemişti.
Ertesi gün ele geçirdiği bir kömür parçası ile, babasından dayak yemesine sebep olan komşunun duvarına garip şekiller çizmiş, kolay kolay temizlenemeyecek bir biçimde karalamıştı. Tabii, bu yaramazlığı kimsenin görmeyeceğini sandığı bir zaman kollayarak yapmıştı.
Oğullarının yaramazlıkları sebebiyle kimselerin yüzüne bakamayan anne ile babası başbaşa vererek bu duruma bir çözüm düşündüler. Sonunda onu bir yatılı okula yerleştirmeye karar verdiler.
Yatılı okulda öğrenime başladıktan sonra Rasim uslandı mı sanırsınız? Ne gezer? Çevre şartlarının elverdiği imkan ölçüsünde yaramazlıklarına devam etti. Okul yöneticilerinden hizmetlilere, öğretmenlerden öğrencilere kadar herkes ondan yaka silkiyor, bezdirici davranışlarından ‘illallah’ diyorlardı. Sık sık disiplin kuruluna verildi. Giderek şiddetlenen cezalar aldı ve durumu velisine bildirildi. Sonunda okuldan atıldı. Rasim öğrenim için sahip olduğu son fırsatı da böylece elinden kaçırmış oluyordu.
Babası onu sert, disiplinli bir ustanın yanına çırak verdi. Rasim sonunda durulmuştu. Okumadığına pişmandı ama son pişmanlık fayda vermezdi ki”. .
Kaynak: Minik Yürekler - Yücel İPEK, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları
Hazırlayan: KuTuL KuLuB
www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|