Hikaye Öykü Masal Arşivi

 

Hikayelerin Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı

18 Aralık 2024

Sık Kullanılanlara Ekle  Anasayfan 
              Yap Ziyaretçi Defteri

  BİR MUALLİMİN HİKÂYESİ (Mevlanadan Hikayeler)Hikaye Öykü Masal Arşivi

MENÜLER
Ana Sayfa
Arşiv
Sitenize Ekleyin
Hikaye Ekleyin
Editörlere Mesaj Gönder
Editörlük Başvurusu
Yardım / İletişim
Reklam
Basında HikayeArsivi
Künye
Ziyaretçi Defteri
Tavsiye Siteler
HİKAYE KATEGORİLERİ
İbretli Hikayeler
Dini Hikayeler
Yaşanmış Hikayeler
Duygusal Hikayeler
Sevgi Hikayeleri
Aşk Hikayeleri
Din Büyüklerinden Hikayeler
En Güzel Dini Hikayeler
Masal Demeti
Hayatın İçinden Hikayeler
İran Hikayeleri
Dostluk Hikayeleri
Mevlanadan Hikayeler
Kıssadan Hisseler
Çocuklar İçin Hikayeler
Doğruların Öyküsü
Güldüren-Tebessüm Ettiren Hikayeler
Nasreddin Hocadan Hikayeler
Sahabeden ve Evliyaullahtan Hikayeler
Kurandan Hikayeler
Resulullahtan Hikayeler
Kelile ve Dimne
Tarihi Gerçekler
Gerçek Hayattan Hikayeler
Türk Tarihinden Damlalar
Bediüzzamandan Öyküler
Diyanetten Hikayeler
Renkli Hikayeler
Sesli Hikayeler-Masallar
Resimli Hikayeler
Sizden Gelen Hikayeler
İngilizce Hikayeler
Padişahlardan Hikayeler-Öyküler
Türkü Hikayeleri
Tarihi Hikayeler-Öyküler
Siyasi Hikayeler-Hatıralar
Öğretici Hikayeler
Hüzün Zamanı Hikayeleri
Hazır Cevaplar Espriler
Dede Korkut Hikayeleri-Destanlar
Keloğlan Masalları (Görüntülü)
La Fontaine Masalları
Atatürk Hikayeler - Hatıralar
Tanıdığım Ünsüzler
İmam-ı Gazaliden Hikayeler
Ramazan-Oruç Hikayeleri
Efsaneler & Mitler
KELOĞLAN MASALLARI
EDEBİYAT DÜNYASINDAN HİKAYELER & ESPRİLER
NAMAZ HİKAYE VE ÖYKÜLERİ
100 HADİS - 100 HİKAYE

Hikaye-Öykü Ara



[Detaylı Arama]


Yeni Eklenen 25 Hikaye
LOKMAN HEKİM VE EFENDİSİ
KÖR DERVİŞİN KUR'AN'A BAKINCA GÖRMESİ
ŞEYHİN OĞLU
KATIRIN ŞİKÂYETİ
DERVİŞ DEKUKİ'NİN HİKÂYESİ
SABRIN SONU
YEMİNİN BEDELİ
KUYUMCUNUN CEVABI
BİR MUALLİMİN HİKÂYESİ
TEMBELİN DUASI
AŞIĞIN MEKTUBU
ZEYD'İN CEVABI
KIR SAÇLI ADAMIN HİKÂYESİ
HZ. NUH İLE OĞLU KENAN
FİL NEDİR?
DEĞİŞEN NE?
İNSAN ETİ
RUSLARIN TERSİNE HAREKET
ÖP PAŞA BABANIN ELİNİ
DAVETİN ŞARTLARI
CENNET, BABA MİRASI
BAŞKA DOKTORA
SOL KOLUM YERİNDE
HIRSIZ
ÖLÜMÜNÜ SEVMEK

En Çok Okunan 25 Hikaye
The Adventure of the Three Garridebs
Bir Bebeğin Yarım Kalmış Günlüğünden
Dracula - Story
İşte Aşk
Hz. Yunus Ve Balık
Uyuyan Güzel
Half-Brothers by Elizabeth Gaskell
Sevgi Üç Türlüdür
Uyku Masalı
Dostluğun Öyküsü
Hansel Ve Gretel
Haddini Aşmanın Zararı
Ona "Sevdiğinizi" Söyleyin
Evlilik
Çirkin Ördek
On Çinli
He Needed Me
Ayrılın Ayrılabilirseniz
Eshab-ı Keyf (Mağara Arkadaşları)
Dost (Mevlana'dan)
Çorap
Nurten Hanımın Gözyaşları
The Yellow Face by Sherlock Holmes
Futbol Olayı
Seni Nasıl Sevebilirim


Reklam ver

Mail List
Sitemizin yeniliklerinden ilk sizin haberiniz olsun.
İsim:
Mail:
 


Editör Giriş


Google
Sitemiz hakkındaki görüşlerinizi ZİYARETÇİ DEFTERİNE yazarsanız seviniriz.


Ziyaretçilerimiz ve Hikaye Dostlarının Dikkatine:

www.hikayearsivi.net olarak 2002 yılından itibaren yayın faaliyetimizi sürdürmekteyiz. İnternet üzerinde yayın yapan birçok sitenin içeriğinde, sitemiz içeriği kullanılmaktadır. İlk defa birçok kategori altında hikaye-öykü ve masalları paylaşmaya başlayan sitemiz, bu konuda da diğer sitelere örnek olmuştur. Sitemizin ve içeriğinin genişlemesine ve sitemizin tanıtımına siz değerli ziyaretçilerimizin katkısı çok önemlidir. Sitemiz içeriğini paylaşırken, mutlaka kaynak olarak www.hikayearsivi.net den alıntılandığını belirterek içeriğimizi kullanabilirsiniz. Unutmayın ki kaynak belirtmeden, içeriğimizi alan onlarca site ve ziyaretçi, çalışmalarımızdaki emeğe karşı bizi şevksiz bırakmaktadırlar. Lütfen sitemizin tanıtımına sizde katkı sağlayın. (A.Kerim MELLEŞ & Mehmet Zahid MELLEŞ)

BİR MUALLİMİN HİKÂYESİ
[Mevlanadan Hikayeler]










 





BİR MUALLİMİN HİKÂYESİ
[Mevlanadan Hikayeler]


Bir okulun talebeleri öğretmenlerinden bıkmışlar, her gün çalışıp çabalamaktan usanmışlardı.

Hiç değilse birkaç günlüğüne okuldan ve öğretmenden kurtulmak için çareler arayıp duruyorlar, toplanıp konuşuyorlardı. Günlerden bir gün yine böyle konuşurlarken içlerinden biri:

"Hocamız hiç hastalanmıyor ki hiç değilse birkaç gün okula gelemesin, biz de böylece kurtulalım." dedi.

Bunun üzerine içlerinden en zekileri bir tedbir düşündü:

"Yarın sabah öğretmenimiz okula gelince ben yanına gidip, Hocam nasılsınız, iyi misiniz renginiz neden böyle sararmış, havalar çarpmasın, yahut da sıtmadan olmasın." derim. Hocamız bunun üzerine elbette biraz şüpheye düşer. Sizler de buna benzer sözlerle bana yardım edersiniz.

Her gören:

"A,a,a! Hocam bu ne hâl, hiç iyi görünmüyorsunuz, mutlaka hastasınız." desin.

Bir, iki, üç, beş derken hepimiz aynı şeyleri söylersek elbette hocayı şüpheye düşürürüz."

Bunun üzerine bütün çocuklar bulduğu bu çareden dolayı bu zeki arkadaşlarına teşekkür ettiler ve bu işten vazgeçmeyeceklerine dair birbirlerine sözler verip yeminler ettiler. Hiç kimse bu konuda ağzını açıp bir şey söylemeyecekti.

Ertesi gün olunca çocuklar bu düşüncelerini gerçekleştirmek üzere mektebe koştular ve okulun dışında durup bu fikri ortaya atan zeki arkadaşlarını beklemeye başladılar.

Biraz sonra,o çocuk geldi hocayla karşılaşınca, hemen plânını uygulamaya geçti.

"Hocam hayrola benziniz sararmış sanki." dedi. Hoca âdeta kızdı:

"Hasta falan değilim saçmalama geç yerine!" dedi. Dedi demesine lâkin az da olsa şüphe etmeye başladı.

Derken diğer çocuk içeriye girdi o da aynı şeyleri söyleyince, hocanın şüphesi iyice arttı. Diğer çocukların da aynı şeyleri tekrarlamaları üzerine hoca hasta olduğuna iyice İnandı. Kalkıp gitti. Evine giderken; hanımı hakkında kötü şeyler düşündü:

"Zaten bana karşı sevgisi az, ben böylesine hasta olduğum halde hâlimi sormadı, rengimin solduğunu, benzimin uçtuğunu, bana söylemedi, galiba benden kurtulmaya çalışıyor. Kendi güzelliğinin süsünün derdinde."

Evine gelip kapıyı kızgınca açtı. Çocuklar da peşinden geliyordu.

Karısı bu vakitsiz zamanda hocayı karşısında görünce şaşırdı:

"Bugün çok erken geldin, hayrola bir şey mi oldu?" deyince; hoca daha da sinirlendi:

"Hâlime baksana, benzim nasıl solmuş, başkaları fark ediyor da sen hâlâ soruyorsun. Hiç farkında bile değilsin." diye çıkıştı.

Hanımı bu sözleri duyunca daha dikkatlice hocanın yüzüne baktı, hoca dediğinin aksine gayet sıhhatli görünüyordu. Karısı:

"A hocam, senin hiçbir şeyin yok, gayet sıhhatli görünüyorsun, bu şüphelerin boşuna." dediyse de hoca bunlara inanmak yerine iyice sinirlendi:

"Bre hayırsız kadın, bir de inat ediyorsun hâlimin perişanlığını tir tir titrediğimi görmüyor musun?" diye karısını azarladı. Kadın:

"İstersen aynayı getireyim de bak, o zaman anlarsın benim doğru söylediğimi." dedi. Hoca buna daha beter sinirlendi:

"Aynan da sen de yerin dibine batın, zaten her zaman bana kin besliyorsun, karşımda inat edip duruyorsun, daha fazla konuşmadan yatağımı yap, yorganımı getir, başım iyice ağırlaştı." dedi.

Karısı biraz duraklayınca hoca sinirinden bas bas bağırmaya başladı. Karısı yatağını serip yorganını getirdi. Getirirken de:

"Hocanın bir şeyciği yok bütün bunlar kuruntu. Söylesem daha da kızacak söylemesem, bu vehim sahiden hastalık haline dönüşecek." diye düşündü.

Bu arada Hoca da: "Hasta değilim desem, kalkıp gitsem, bu kadın yalnız kalmak istiyor, galiba yapmak istediği gizli bir şey var, beni evden gönderecek sonra da yapmayı düşündüğü kötülüğü yapacak." diye düşündü.

Bu arada çocuklar da hocanın evine doluşarak başladılar ders okumaya:

O zeki çocuk gizlice arkadaşlarına:

"Arkadaşlar derslerimizi bağıra çağıra okuyun." diye tembihledi. Çocuklar başladılar derslerini bağırarak okumaya.

Bunun üzerine o çocuk yüksek sesle:

"Arkadaşlar bizim burada ders çalışmamız hocamızın baş ağrılarını arttırır." dedi.

Bunun üzerine Hoca:

"Arkadaşınız doğru söylüyor başımın ağrısı arttı. Kalkıp evinize gidin." dedi.

Çocuklar sevinçle okuldan çıkıp evlerine gittiler. Anneleri çocukların erkenden eve geldiklerini görünce onların neden böyle erkenden geldiklerini sordular, çocuklar hocalarının hastalandığını söyledi.

Buna inanmayan anneler ertesi gün hocayı görmeye gitti. Hoca yorgan döşek yatıyordu. Ağır hastaydı. inleyip duruyordu.


________________________
Kaynak: Mesnevi'de Geçen Bütün Hikayeler (Mehmet Zeren)-Semerkand Yay.
Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net


Kaynak: Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.


Önemli Not: Lütfen hikayeyi kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.

18 Aralık 2024 - 10:49:33 - Bugün
Ekleyen editör: HikayeArsivi

Okuyan:[2]Yorumlayan:[0]Kategori: [Mevlanadan Hikayeler]
[Arkadaşına Gönder][
Yazdır]



Bu hikaye yazı-yorum için henüz yorum yapılmamış veya yorum onaylanmamış.
 

Yorumlarınızı Yapın:
 



Reklam ver

 
 

.: Günün Ayeti :.

.: Günün Hadis-i Şerif-i :.

.: Günün Sözü :.

     


 
Google

Sitemizden alınan tüm hikaye-öykü-masal ve materyaller için link verilmesi zorunludur.
Site içeriğini kullanmak için site yönetimiyle [kutulkulub@gmail.com] irtibata geçerek istifade edebilirsiniz.

 
 Hikaye Arşivi  
Kerim MELLEŞ-KuTuL KuLuB © 2002-2024  ©  Hikaye Öykü Masal Arşivi
Sayfamızı en iyi 1024*768 çözünürlükte görüntüleyebilirsiniz...

  KuTuL KuLuB-A.Kerim Melleş