Hikaye Öykü Masal Arşivi

 

Hikayelerin Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı

18 Nisan 2024

Sık Kullanılanlara Ekle  Anasayfan 
              Yap Ziyaretçi Defteri

  Gelin Gölü (Diyanetten Hikayeler) :. Hikaye Öykü Masal Arşivi .:

MENÜLER
Ana Sayfa
Arşiv
Sitenize Ekleyin
Hikaye Ekleyin
Editörlere Mesaj Gönder
Editörlük Başvurusu
Yardım / İletişim
Reklam
Basında HikayeArsivi
Künye
Ziyaretçi Defteri
Tavsiye Siteler
HİKAYE KATEGORİLERİ
İbretli Hikayeler
Dini Hikayeler
Yaşanmış Hikayeler
Duygusal Hikayeler
Sevgi Hikayeleri
Aşk Hikayeleri
Din Büyüklerinden Hikayeler
En Güzel Dini Hikayeler
Masal Demeti
Hayatın İçinden Hikayeler
İran Hikayeleri
Dostluk Hikayeleri
Mevlanadan Hikayeler
Kıssadan Hisseler
Çocuklar İçin Hikayeler
Doğruların Öyküsü
Komik Hikayeler
Nasreddin Hocadan Hikayeler
Sahabeden ve Evliyaullahtan Hikayeler
Kurandan Hikayeler
Resulullahtan Hikayeler
Kelile ve Dimne
Tarihi Gerçekler
Gerçek Hayattan Hikayeler
Türk Tarihinden Damlalar
Bediüzzamanla Yaşayan Öyküler
Diyanetten Hikayeler
Renkli Hikayeler
Sesli Hikayeler-Masallar
Resimli Hikayeler
Sizden Gelen Hikayeler
İngilizce Hikayeler
Padişahlardan Hikayeler-Öyküler
Türkü Hikayeleri
Tarihi Hikayeler-Öyküler
Siyasi Hikayeler-Hatıralar
Öğretici Hikayeler
Hüzün Zamanı Hikayeleri
Hazır Cevaplar Espriler
Dede Korkut Hikayeleri-Destanlar
Keloğlan Masalları (Görüntülü)
La Fontaine Masalları
Atatürk Hikayeler - Hatıralar
Tanıdığım Ünsüzler
Gazali İHYAdan Hikayeler
Ramazan-Oruç Hikayeleri

Hikaye-Öykü Ara



[Detaylı Arama]


Yeni Eklenen 15 Hikaye
Radar Var
Yok Oluşun Filizlenmesi
Yanılgının Gözyaşları Ve Benlik Kavgası
Ayşecik ve Yasemin Sultan
Şöhretin Bedeli
Bücür Zürafa
Deve Kervanı
Nerede Görüşelim
Rafadan Yumurta
Sabrın Zirvesi
Recep Ayında Oruç
Oruçlu Musunuz, Değil Misiniz?
Oruç İman Ettirdi
Orucu Bazen Bozmak Gerek
Onların Ameli Yok

En Çok Okunan 15 Hikaye
The Adventure of the Three Garridebs
Bir Bebeğin Yarım Kalmış Günlüğünden
Dracula - Story
İşte Aşk
Hz. Yunus Ve Balık
Uyuyan Güzel
Half-Brothers by Elizabeth Gaskell
Sevgi Üç Türlüdür
Uyku Masalı
Dostluğun Öyküsü
Hansel Ve Gretel
Haddini Aşmanın Zararı
Ona "Sevdiğinizi" Söyleyin
Evlilik
Çirkin Ördek


Reklam ver

Mail List
Sitemizin yeniliklerinden ilk sizin haberiniz olsun.
İsim:
Mail:
 


Editör Giriş

Google
Sitemiz hakkındaki görüşlerinizi ZİYARETÇİ DEFTERİNE yazarsanız seviniriz.


Ziyaretçilerimiz ve Hikaye Dostlarının Dikkatine:

www.hikayearsivi.net olarak 2002 yılından itibaren yayın faaliyetimizi sürdürmekteyiz. İnternet üzerinde yayın yapan birçok sitenin içeriğinde, sitemiz içeriği kullanılmaktadır. İlk defa birçok kategori altında hikaye-öykü ve masalları paylaşmaya başlayan sitemiz, bu konuda da diğer sitelere örnek olmuştur. Sitemizin ve içeriğinin genişlemesine ve sitemizin tanıtımına siz değerli ziyaretçilerimizin katkısı çok önemlidir. Sitemiz içeriğini paylaşırken, mutlaka kaynak olarak www.hikayearsivi.net den alıntılandığını belirterek içeriğimizi kullanabilirsiniz. Unutmayın ki kaynak belirtmeden, içeriğimizi alan onlarca site ve ziyaretçi, çalışmalarımızdaki emeğe karşı bizi şevksiz bırakmaktadırlar. Lütfen sitemizin tanıtımına sizde katkı sağlayın. (A.Kerim MELLEŞ & Mehmet Zahid MELLEŞ)

Gelin Gölü
[Diyanetten Hikayeler]







    Bahar gelmiş, gül açmıştı. Yemyeşil çimenler yağan yağmurlar ve ısıtan güneşin etkisiyle topraktan çıkmış, dünyaya merhaba demişti.

    Kuşların cıvıltıları gökyüzüne yükseliyor, insanların koşuşturması biraz daha artıyordu. Çünkü bahar ile işler de artmıştı. Hayvanlar da yeşile çıkmanın, kırlarda özgürce dolaşmanın tadını doyasıya çıkartıyordu.

    Hacı Hasan efendi de zaman zaman torunu Ahmet ile hayvanları otlatmaya götürüyordu. On yaşında olan Ahmet zeki ve meraklı biriydi. Herkesten yeni yeni şeyler öğreniyordu.

    Güneşli bir bahar günüydü. Ahmet yine dedesiyle hayvanları otlatmaya gitti. Gittikleri tarlanın adı "Gelin Gölü" idi. Tarlanın ortasında göle benzer bir su birikintisi ve sazlık vardı. Ahmet bu tarlanın adının nereden geldiğini ne zamandan beri merak ediyordu. Göl denilmesini anlıyordu, ama neden "Gelin Gölü" dendiğine bir türlü anlam veremiyordu. 0 zamana kadar bunu merak etmesine rağmen öğrenememişti.

    Gölde kurbağaların "Vırak vırak" sesleri yükselirken Ahmet dedesine sorusunu yöneltti:

    – Dede.

    – Ne var oğlum?

    – Bu tarlamıza neden "Gelin Gölü" diyoruz?

    – Uzun hikaye oğlum.

    – Bana anlatır mısınız?

    – Çok mu merak ediyorsun?

    – Evet dede, çok merak ediyorum.

    – Kısaca anlatayım o halde. Yıllar önce, belki de yüz yıllar önce burada bir olay yaşanmış. Rivayete göre bir ağa oğlunu evlendiriyormuş. Mevsimlerden yaz mevsimiymiş ve hava çok sıcakmış. Düğün hazırlıkları yapılmış. Gelin arabası süslenmiş, mandalar koşulmuş.

    – Mandaların düğünde ne işi var dede?

    0 zamanlar otomobil, motorlu araç diye bir şey yokmuş. Ulaşımda, taşımacılıkta; öküz, at, eşek, manda gibi hayvanlar kullanılıyormuş.

    Tabii, doğru ya! Nasıl düşünemedim!

    – Gelin şu tepenin ardındaki köy var ya! 0 köydenmiş. Damat da bizim köydenmiş. Bizim köylüler gelini almışlar ve geliyorlarmış. Gelin de mandaların çekmiş olduğu kağnı arabasındaymış.

    – Manda arabasından gelin arabası, amma ilginç dede!

    – Evet ilginç. Gelin alayı bu gölün yakınına geldiğinde mandalar huysuzlanmış.

    – Neden acaba?

    – Sıcaklık doruk noktaya ulaşmış. Bir de hani şu bizim hayvanları ısırıp kanını emen arıdan büyük sinekler var ya! İşte onlar mandaların kanını emmeye başlamış. Ne olduysa o zaman olmuş. Mandalar da gölün yanından geçerken göle dalıvermişler.

    – Gelinle beraber mi?

    – Evet.

    – Göle giren mandalar, araba ve gelin bir anda gözden kaybolmuş. Gölün dibi milli olduğu için mandaları da gelini de çekmiş.

    – Kurtarmaya giren olmamış mı?

    – Olmaz mı! Kurtarmaya giren birkaç kişi de aynı sona uğramış ve çıkamamış.

    – Çok kötü olmuş dede.

    – Yaaa oğlum işte böyle. Bu göl o düğünde birkaç kişiye, mandalara ve geline mezar olmuş ve adı "Gelin Gölü" olarak kalmış, günümüze kadar gelmiş.

    – Dede gerçekten kötü olmuş. Dedeciğim sizi yordum, teşekkür ediyorum.

    – Ben yorulmadım oğlum. Ama biz bu tür olaylardan ders çıkartmalıyız. Ölümün ne zaman, nerede, nasıl geleceği bilinmez. Allah’tan başka kimse bunu bilemez. Herkesin bir kaderi, alınyazısı vardır. Er ya da geç bu dünyadan göçeceğiz. Bu dünya bir imtihan yeri, ahiret hayatına hazırlıklı gitmeliyiz. Dünya ahiretin tarlasıdır, iyilik eken iyilik bulacak, kötülük eken, yani kötülük yapan cezasını çekecek.

    – Ölenlerin yakınları ne yapmıştır kim bilir dede?

    – Sen hâlâ anlattığım olayın etkisindesin. Tabii ki üzülmüşlerdir, ağlamışlardır. Ama oğlum sabırlı olmak gerekir. Üzücü olaylar hayatımız boyunca hepimizin başına gelebilir. Bu olaylara karşı isyankâr olmamak, "Allah’ım bizi mi buldun?" dememek gerekir. Yani kadere razı olmak gerekir.




Kaynak: Gelin Gölü ,Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları

Hazırlayan: KuTuL KuLuB
www.hikayearsivi.net




Kaynak: Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.


Önemli Not: Lütfen hikayeyi kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.

8 Mayıs 2006 - 00:31:28 - 6555 günlük
Ekleyen editör: HikayeArsivi

Okuyan:[2995]Yorumlayan:[0]Kategori: [Diyanetten Hikayeler]
[Arkadaşına Gönder][
Yazdır]



Bu hikaye yazı-yorum için henüz yorum yapılmamış veya yorum onaylanmamış.
 

Yorumlarınızı Yapın:
 



Reklam ver

 
 

.: Günün Ayeti :.

.: Günün Hadis-i Şerif-i :.

.: Günün Sözü :.

     


 
Google

Sitemizden alınan tüm hikaye-öykü-masal ve materyaller için link verilmesi zorunludur.
Site içeriğini kullanmak için site yönetimiyle [kutulkulub@gmail.com] irtibata geçerek istifade edebilirsiniz.

 
 Hikaye Arşivi  
Kerim Melleş-KuTuL KuLuB © 2002-2021  ©  Hikaye Öykü Masal Arşivi
Sayfamızı en iyi 1024*768 çözünürlükte görüntüleyebilirsiniz...

  KuTuL KuLuB-A.Kerim Melleş