[NAMAZ HİKAYE VE ÖYKÜLERİ]
NAMAZI SORGULAYAN GENÇ İLE DAVETÇİ [Namaz Hikaye ve Öyküleri]
Davetçilerin biri şöyle anlatır:
Namaz konusunda bir genç kendisiyle tartıştı ve namazı modern bir akim kolay kolay kabul etmeyeceği anlaşılmaz işlerden saydı ve şöyle dedi:
- "İnsanın faydasını ve kazancını kavrayamadığı hareketleri ve davranışları yapması makul değildir. Onun ne faydası var ki!..."
Genç devamla şöyle dedi:
- "Gençlerin hayatında modern yaşamın ihtiyaçları ve gündelik hayatın düzenlenmesinde rükû ve secdenin yeri nedir?"
Davetçi şöyle karşılık verdi:
- "Hiç doktora gittin mi?"
Genç: - "Evet" dedi.
Davetçi dedi ki: - "Sana reçete yazdı mı?"
Genç: - "Evet" dedi.
Davetçi: "Yazdığı reçeteyle ilgili onunla tartışmadın değil mi? İlacı hazırlayan eczacının yönetimini de tartışmadın değil mi?"
Genç: - "Hayır" dedi.
Davetçi ise şöyle dedi: - "Niçin?"
Genç: - "Bu benim uzmanlık alanın değil ki", dedi.
Davetçi şöyle dedi:
- "O halde sana başka bir soru soracağım, Yakın bir şehre yolculuk yaptın mı?"
Genç: - "Evet" dedi.
Davetçi ise şöyle dedi:
- "Halk otobüsüne mi bindin?"
Genç: - "Evet" dedi.
Davetçi şöyle sordu:
- "Öncelikle şoförün agresif biri olup olmadığını araştırman, onun bu işe ehil olduğundan, yolu kaybetmemek için bu işe yetkin olduğundan veya kurallara uyduğundan emin olman gerekmez miydi?"
Genç sustu!
Davetçi: - "Peki bunu niçin yapmadın?" dedi.
Genç meydan okuyarak şöyle dedi:
- "Çünkü ben hayatıma ehemmiyet vermiyorum."
Davetçi:
- "Mademki hayatına önem vermiyorsun, namaz konusunda niye tartışıyor ve kibirleniyorsun? Eğer sen kibirleniyor ve ben hayatına önem vermiyorum diyorsan bu makbul bir özür değildir. Bana göre yine aynı şekilde, senin arabayla nasıl yolculuk yapıldığını öğrenmen gerekir. Bazen yolcular arasında içi bulanan olabilir. Aynı şekilde ilk yardım çantasına ve acil durumlarda yapılacak davranışları bilmeye gereksinim duyabilir, değil mi?
Ey Genç; Maalesef sen ve senin gibilerin sayısı islam Aleminde hayli fazladır. Sen doktora güven duyarak gittin, aynı şekilde Eczacıya güvenerek onun verdiği ilaçları kullandın. Şoföre güvenerek arabaya bindin, Sen hayatını ilgilendiren bütün bu konularda onlara güvendin mi? Doktor ve eczacı fakültede aldıkları eğitimle yapacakları işin gereklerini öğrendiler. Her ikisi de diğer insanlar gibi yanlış ya da doğru yapabilirler. Şüphesiz sen şoföre itimat ettin, çünkü o senin önünde aracı kullanıyordu ve senin, arabalar konusunda herhangi bir şoföre güvenmende önünde bir mani yoktur. Sen hayatın emellerin ve geleceğin hususunda bunlara güveniyorsun. Şu andaki görüşün bu değil mi?
Genç şöyle dedi:
- "Bununla namaz arasında nasıl bir ilişki var?"
Davetçi şöyle dedi:
- (Aralarında ki) ilişki kuvvetli ve sağlamdır. Eğer Allah'a güvenseydin, O'nun seni nasıl tedavi edeceğinin hikmetine itimat etmez miydin?
Sende ki bu şüpheci maddi akıla rağmen, İslam'a boyun eğersen, hayatın her alanında mutmain olursun. Hayatımızı Vacibu'l-Vücut olan Allah'a teslim etmemiz gerekmez mi?
İslam bize öğretiyor ki, namazın şeklini Allah vaaz etmiştir ve onu, Peygambere (as) öğretmesi için Cebrail'e vermiştir. Efendimiz (s.a.v) bu konuda şöyle buyurmuştur: "Ben nasıl namaz kılıyorsam sizde öyle namaz kılın." Bundan dolayı namaz, doğrudan vahiyle irtibatlıdır. Efendimiz (s.a.v) içtihadi ya da re'yi değildir.
________________________ Kaynak: Muhammed Abdullah El-Hatıb, Hayatın en Değerli Dakikaları "Namaz", Beka Yay. Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|