[Kurandan Hikayeler]
HZ. MUSA'NIN (A.S.) PEYGAMBERLİK GÖREVİ [Kurandan Hikayeler]
Hz. Musa söz verdiği çalışma süresini bitirmişti. Artık onu başka görevler bekliyordu. Çünkü o, Allah'ın bir elçisi idi. Babasıyla vedalaştı ve hanımıyla beraber yolculuğa çıktı.
Yolculuğa devam ederlerken bir vadiye gelmişlerdi. Orada bir ateş parçası gördü. Bunun kendisine gösterilen bir işaret olduğunu anlayıp oraya doğru ilerledi. O sırada kendisine Yüce Allah şöyle seslendi:
- Ey Musa, ben senin Rabbinim. Ben seni peygamberliğe seçtim, şimdi sana bildireceklerimi dinle. Benden başka ilah yoktur. Bana ibadet et. Benim için namaz kıl. Bil ki, kesin olarak anla ki, Kıyamet birgün gelecektir.
Hz. Musa'nın elinde taşıdığı bir asası vardı.
Yüce Allah kendisine:
- Ey Musa, asanı yere bırak, dedi.
Hz. Musa asasını yere bırakınca asa o anda canlanıp yürümeye başlamıştı.
Yüce Allah:
- Onu tut korkma, onu eski haline çevireceğiz, buyurdu.
Hz. Allah bütün peygamberlere verdiği gibi Hz. Musa'ya da bir mucize vermişti. Ve şimdi bir mucize daha veriyordu. O da elinin bembeyaz olmasıydı.
- Ey Musa, elini koynuna koy, kusursuz olarak bembeyaz çıksın.
Hz. Musa Firavun'a karşı savaşına başlıyordu. Çünkü Firavun yeryüzünde bozgunculuk çıkarmıştı. Çünkü Firavun inananların düşmanıydı. Çünkü Firavun Allah'a inanmıyordu. Çünkü Firavun, hakimiyetin Allah'ın olduğunu kabul etmiyordu. Ve o, insanları eziyor onlara kötü davranıyordu.
Fakat Musa Mısır'a nasıl gidecekti... Hz. Musa:
- Ey Allah'ım beni Mısır'da yalanlamalarından korkuyorum, onun için kardeşim Harun'a da peygamberlik ver, diye yalvardı.
Yüce Allah bunun üzerine şöyle buyurdu:
- İkiniz de mucizelerinizle beraber gidiniz ve o Firavun'a deyiniz ki; biz alemlerin yaratıcısı olan Allah'ın elçileriyiz. İsrailoğullarını bizimle beraber bırak... Ve ona yumuşak sözler söyleyin, bakarsınız ki sizin öğütlerinizi dinler veya sizden korkar..
Hz. Musa ve kardeşi Harun, Firavun'a geldiler. Yanına gidip onu Allah'a kul olmaya çağırdılar. Dünyanın bütün Firavunları gibi zorba olan Firavun, Musa'nın bu davetine kızmıştı:
- Ey delikanlı, sen kim oluyorsun da bana öğüt veriyorsun, sen benim denizden çıkardığım çocuk değil misin? Seni ben büyütmedim mi? Oysa sen bir Kıpti'yi öldürdün, sen bir nankörsün.
Hz. Musa Firavun'a kızmadı. Sakin sakin şöyle cevap verdi:
- Ey Firavun, sen beni büyüttüğünü başıma kakıyorsun ama senin eline nasıl düştüğüme bakmıyorsun. Senin yaptığın zalimliklerin yanında beni büyütmen nedir ki! Sen bütün insanlara ve hatta hayvanlara bile kötü davranıyorsun. Senin yaptığın iyilik aslında İsrailoğullarını köle haline getirmek içindi.
Firavun bu sözler karşısında cevap veremedi.
- Ey Musa senin anlattığın Alemlerin Rabbi kimmiş? dedi.
Musa:
- Göklerin, yerlerin tek sahibidir, dedi. Sonra sözlerine şöyle devam etti:
Rabbim hata etmez ve unutmaz. O sizin için dünyayı bir döşek yaptı, orada sizin için yollar açtı ve gökten yağmuru indirdi.
- Firavun şaşırıp kalmıştı. Öfke ile şöyle seslendi:
- Eğer benden başka tanrı edinirsen seni zindana atarım.
Hz. Musa:
- Ben sana kesin bir delil getirsem bile beni yine zindana mı atarsın? dedi.
Firavun:
- Eğer sen doğru söylüyorsan getir bakalım delilini, dedi.
Musa, asasını yere bıraktı, o zaman asa büyük bir ejderha oluverdi. Bir de elini koynundan çıkardı. Eli ortalığı aydınlatan bir beyazlık olmuştu.
Firavun:
- İşte bakın bu adam bir büyücüdür, dedi.
Hz. Musa:
- Siz hak gelince böyle mi dersiniz? Bu yaptığım size sihir geldi. Ama bilin ki sihirbazlara kurtuluş yoktur.
Yardımcıları, Firavun'a, bütün sihirbazları toplamasını ve onlarla beraber Musa'yı yenmesini söylediler.
Ve halka ilan edildi. Ülkede ne kadar sihirbaz varsa toplandı. Halk oluk oluk sihirbazların Hz. Musa ile karşılaşacağı alana toplanıyordu. O güne kadar hep hor görülen İsrailoğulları da alana geldiler, onlar Hz. Musa'ya dua ediyorlardı.
Musa büyücülere:
- Haydi bakalım gösterin hünerlerinizi, dedi.
Büyücüler ellerindeki ipleri yere bırakınca bütün ipler yılan gibi gözükmüştü. Yüce Allah, Musa'ya seslendi:
- Sen de elindekini yere bırak, onların yaptıklarını yutuversin. Onların yaptıkları bir büyücü hilesidir.
Bu emir üzerine Musa asasını bıraktı. Asa bütün yılanları yutuvermişti.
Hak, her zaman olduğu gibi şimdi de batılı yenmişti. Büyücüler bu mucizeyi görünce şaşırmışlar ve Musa'nın büyücü değil, peygamber olduğunu anlamışlardı. Hemen hepsi secdeye kapandı ve:
- Biz, Alemlerin Rabbine ve Musa ile Harun'a inandık, dediler. Firavun öfkeden deliye dönmüştü. Çünkü yenilmişti.
________________________ Kaynak: "Kıssalar ve İbretler", Sacide Zaid, Anadolu Gençlik Dergisi Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|