[Mevlanadan Hikayeler]
ŞAİRİN ŞAŞKINLIĞI [Mevlanadan Hikayeler]
Aşure günü bütün Halepliler şehrin Antakya kapısına gelip toplanır gece yarılarına kadar Ehl-i Beytin yasını tutar bağırır, ağlar ve feryat ederlerdi. Burada Ehl-i beyt'in Yezit'ten, Şimir'den çektikleri zulüm anlatılırdı. Yine böyle bir günde garip bir şair çölden çıkıp geldi. O büyük topluluğu ve feryat ettiklerini görünce merak etti. Kendi kendine:
"Herhalde büyük bir bey ölmüş olmalı yoksa bu kadar insan bir araya gelmez." diye düşündü.
Topluluğa yaklaşarak:
"Ben garibim onun için bilmiyorum bana ölen kişinin adını lakabını söyleyin, ne işler yaptığını anlatın ki onun için ölümsüz bir mersiye yazayım." dedi.
Bunu duyan kalbalıktan birisi:
"Yahu sen deli misin, yahut da Ehl-i Beyt düşmanı mısın? Aşure gününden haberin yok mu? Kerbela'da can verenler için yas tutmanın yüzlerce yıl yaşamaktan daha üstün olduğunu bilmiyor musun?
Bunun üzerine şair:
"Doğru ama, dedi. Yezit'in devri nere, Kerbelâ nere. Bu yas buraya ne kadar da geç gelmiş. Körler bile Kerbela'da işlenen kötülükleri gördü, sağırlar bile o acıklı hikâyeleri işitti. Siz şimdiye kadar uyuyor muydunuz ki, bu kadar yıl sonra yas tutuyor, ağlıyorsunuz." dedi.
________________________ Kaynak: Mesnevi'de Geçen Bütün Hikayeler (Mehmet Zeren)-Semerkand Yay. Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|