[Mevlanadan Hikayeler]
PADİŞAHIN DOĞANIYLA KOCAKARI [Mevlanadan Hikayeler]
Bir ak doğanı bir kocakarıya versen en önce iyilik olsun diye pençelerindeki tırnakları keser. Halbuki doğanın en çok muhtaç olduğu şey tırnaklarıdır, onlarla avlanır:
Kocakarı:
"Annen nerdeymiş a sevgili kuzucuğum tırnakların böyle uzamış." der.
Kocakarı bunları söyledikten sonra, doğanın tırnaklarını gagasını ve kanatlarını keser. Bütün bunları güya doğanı sevdiğinden yapar. Doğanın önüne tutmaç kor da doğan az yedi mi kızar:
"Senin için tutmaç pişirdim de kibirinden yemiyorsun, seni haddini bilmez." diye bağırır.
Doğanın yine tutmacı yemediğini görünce bu defa da önüne tutmacın suyunu koyarak:
"Madem tutmacı yemedin bari al bunu iç." der.
Doğan tutmaç suyundan hoşlanmadığı için içmez. Bunun üzerine kocakarı iyice kızar, bu kızgınlıkla o sıcak yemeği doğanın tepesinden boşaltır. Doğanın başı yanar tepesi kel olur.
Cani yanan doğan bu üzüntüyle padişahı ve ayrıldığı sarayı hatırlayarak ağlamaya başlar.
________________________ Kaynak: Mesnevi'de Geçen Bütün Hikayeler (Mehmet Zeren)-Semerkand Yay. Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|