[Mevlanadan Hikayeler]
AZMİN SONU [Mevlanadan Hikayeler]
Muflisin biri çok çaresiz kaldı. Bütün malı mülkü elden gitmiş hiçbir şeyi kalmamıştı. Ağlayıp yalvarmaktan başka çaresi yoktu o da ağlayıp yalvarmaya, el açıp Allah'tan (c.c.) rızık dilemeye başladı. Aradan günler geceler geçti nihayet bir gece rüyasında bir pirifâni ona göründü.
"Ey ağlayıp inleyen, el açıp yalvaran kişi senin rızkın komşun olan kağıtçının sattığı kağıtlar arasında bulunuyor. O şöyle şöyle bir define haritasıdır, kağıtların arasında şöyle duruyor sabahleyin erkenden gidip onu satın al muradına er.
O kağıdı aldıktan sonra gizli bir yerde oku ve ona göre hareket et. Bir gün gelir iş meydana çıkarsa bile üzüme azimle, sabırla çalış muradına erersin zira azmin elinden bir şey kurtulmaz." dedi.
Adam rüyanın tesiriyle uyandı, sabaha kadar uyumadan, sabırsızlıkla bekledi. Sabah olup kağıtçı dükkanını açar açmaz hemen içeriye daldı. Aradığı kağıt tam tarif edilen yerdeydi. Hemen onu alıp parasını ödeyerek uzaklaştı. Tenha bir yere gelince kağıdı açtı okuyunca şaşırıp kaldı.
Kağıtta şöyle yazıyordu:
"İçinde mezar olan felan yerdeki kubbeye arkanı dönerek yüzünü kıbleye çevir, sonra yayla bir ok at. Okun düştüğü yeri kaz."
Bunu okuyan adam hemen kuvvetli bir yay, kazma ve kürek alarak denilen kubbenin yolunu tuttu. Kubbeye varınca onu arkasına alıp kıbleye yüzünü dönerek bir ok attı ve okun düştüğü yeri kazmaya başladı. Adam günlerce kazdı kazdı, hem kendisi yoruldu, hem de kazması küreği körleşti fakat bir türlü defineye ulaşamadı.
"Herhâlde yanlış attım." diyerek yeniden bir ok attı ve onun düştüğü yeri kazmaya koyuldu.
Artık adam her gün sabahleyin erkenden bir ok atıyor ve düştüğü yeri kazmaya başlıyordu. Fakat bir türlü defineye ulaşamıyordu. Adam böyle orayı burayı kazıp dururken şehirde bir dedikodudur aldı yürüdü. Herkes onu konuşuyordu derken iş padişahın kulağına kadar gitti padişahın adamları gelip onu yakaladılar. Adam direnmenin bir faydasının olmayacağını bildiği için elindeki haritayı padişaha vererek olanı biteni anlattı. Sonunda da şöyle dedi:
Bu kağıdı buldum aylardır uğraşıp duruyorum hesapsız zahmetlere girdim fakat henüz defineyi bulamadım." dedi.
Padişah haritayı alır almaz işe koyuldu altı ay belki de daha fazla ok attırıp düştüğü yeri kazdırdı. Nerde katı bir yay varsa, nerede usta bir okçu varsa onu buldurup getirtti fakat yine de dertten, sıkıntıdan hayal kırıklığından başka bir şey elde edemiyordu. Define âdeta ismi cismi yok anka kuşuna benziyordu. Günler sonra nihayet padişah bu işten usandı adamı çağırarak haritasını geri verdi:
"Ben bu kadar uğraştım çabaladım bir şey bulamadım al haritanı eğer sen bulabilirsen bulduğun sana helâl hoş olsun." dedi.
Adam haritayı alıp definenin bulunduğu yere geldi son bir defa şansını denemek istiyordu. Zaten kazılmadık çok az yer kalmış, her yer delik deşik edilmişti. Yayını gererek, okunu bıraktı okun düştüğü yeri kazmaya başladı. Bu işi azimle sürdürdü, sonunda defineyi bularak muradına erdi.
________________________ Kaynak: Mesnevi'de Geçen Bütün Hikayeler (Mehmet Zeren)-Semerkand Yay. Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|