[Mevlanadan Hikayeler]
DELKAK’IN TELÂŞI [Mevlanadan Hikayeler]
Tirmiz padişahı Seyyid'in Delkak adında çok akıllı, her şeyi bilen bir maskarası vardı. Padişahın Semerkant'ta mühim ve çok acele bir işi vardı. O işi derhal yapıp gelecek bir adam aradı.
"Beş günde Semerkent'a gidip gelecek ve bana haber getirecek olan birine çok büyük bir mükafat vereceğim" diye tellâl çağırtıp her yerde ilân etti.
Bu sırada Delkak köydeydi bunu duyunca hemen eşeğine binip Tirmiz şehrine doğru koşturmaya başladı. Öyle hızlı sürüyordu ki, bir müddet sonra eşek sakatlandı. Delkak bu defa iyi bir at bularak bindi ve hızla yol almaya başladı. Neticede bir müddet sonra at da çatladı. Fakat Delkak yılmadı, yoluna devam etti. Nihayet toz toprak içinde kalmış bir hâlde şehire vardı. Bu hâli gören şehrin ileri gelenleri de ürktü geri kalanları da. Herkes birbirine soruyordu:
"Acaba ne gibi bir fitne, ne gibi bir kötülük çıktı, ne oldu da Delkak köyden kalktı, yollara düştü, birkaç tane atı çatlatarak geldi.
Halk padişahın sarayının kapısına toplandı. Bir haber almak için beklemeye başladı. Velhasıl şehirde bir gürültüdür koptu.
Kimi iki eliyle dizlerini dövüyor, kimi de:
"Eyvahlar olsun başımıza neler geldi!" diye feryat ediyordu.
Herkes başka bir felâketten bahsediyordu. Derken Delkak padişahın huzuruna girmek isteyince padişah derhâl izin verdi. Acele ve telaşla içeri giren Delkak yeri öpüp padişahı selâmlayınca Padişah:
"Ne oldu yahu? Nedir bu telâşın? Bir düşman ordusu mu sınırlarımıza yaklaşıyor, Yoksa daha büyük bir felâket mi var?" diye sordu. Çünkü padişah da herkes gibi merak içindeydi, zira Delkak ağzını açıp hiç kimseye bir şey söylememişti. Bir şey soran olursa parmağını ağzına götürüp sus işareti yapıyordu. Bu da insanların meraklarını, korkularını ve heyecanlarını arttırıyordu.
Padişahın sorusu üzerine Delkak:
"Ey kerem sahibi büyük padişahım biraz dur da nefes alayım aklım başıma gelsin. Çünkü çok acayip hâldeyim." dedi.
Bunun üzerine padişahın keyfi kaçtı, endişesi arttı. Artık bir felaketin yaklaşmakta olduğundan tamamen, emindi. Zira şimdiye kadar Delkak'ı hiç bu hâlde görmemişti.
Çünkü Delkak her zaman hikâyeler söyler, lâtifeler eder, padişahı sevindirip, eğlendirirdi.
Bir süre herkes susup bekledikten sonra padişah yeniden emretti:
"Söyle bakalım Delkak bizi daha fazla bekletme nedir bu telâşın?"
Bunun üzerine Delkak şöyle cevap verdi:
"Köydeyken yüce padişahımızın: "Beş günde Semerkant'a gidip gelecek bir haberciye hazineler bağışlayacağım." diye ilân ettiğini tellâl bağırırken duydum, bunun üzerine: "Sakın bu konuda bana güvenmeyin, benim elimden böyle bir iş gelmez demek için aceleyle geldim.
Yüce padişahım sakın bana güvenerek bu işe kalkışma bu iş benim elimden gelmez." dedi.
________________________ Kaynak: Mesnevi'de Geçen Bütün Hikayeler (Mehmet Zeren)-Semerkand Yay. Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|