[Aşk Hikayeleri]
"KARAR VER!" [Aşk Hikayeleri]
Kalabalık bir havaalanı. Uçaklar inip kalkmakta, yolcular gidip gelmektedir. Bir arkadaşını almak üzere havaalanında bekleyen adam, birkaç metre ötesinde şahit olduğu olaydan hayatını değiştirecek bir ders alır. Yolcular arasından arkadaşını seçmeye çalışırken, elinde iki küçük bavulla bir adamın gülerek kendisine doğru yaklaştığını fark eder. Adam birkaç adım ötesinde kendisini bekleyen karısı ve çocuklarının yanında durur. Yüzündeki tebessüm ve heyecanlı mutluluk ifadesi hâlâ canlıdır.
Sonrasını olayı yaşayan tanığın ağzından dinleyelim:
Önce altı yaşlarındaki küçük oğluna doğru gitti. Bavullarını yere bırakıp dizleri üzerinde çöktü, kocaman kollarıyla oğlunu sardı. Kucaklaştılar. Uzun bir süre böyle kaldılar.
"Seni yeniden görmek ne büyük mutluluk, oğlum. Çok özlemişim!" dedi fısıltıyla. Oğlu mahçup bir eda ile gözlerini babasının gözlerinden kaydırarak cevap verdi:
"Ben de, babacığım."
Adam doğruldu. Büyük oğlunun gözlerinin içine kilitledi gözlerini. Dokuz ya da on yaşlarındaki oğlunun yüzünü avucunun içine aldı, başını geriye doğru çekip
"Artık delikanlı olmuşsun. Seni çok seviyorum oğlum" dedi. Onunla da kucaklaştılar, uzun bir süre sarılı kaldılar. Etraflarında insan seli akıp gidiyor ancak sanki bir film setinin üzerindeki aktörler gibi herkese rağmen rollerini oynuyor gibiydiler. Tüm bunlar olup biterken annesinin kucağında bekleyen küçük kız çocuğu (bir ya da bir buçuk yaşlarında olmalı) minik mavi gözlerini babasından hiç ayırmadan bekliyordu.
Adam sonunda kız çocuğunu aldı kollarına, "Merhaba bebeğim!" dedi. Çocuk annesinin kollarından sessizce kaydı. Adam küçük kızın dolgun suratını defalarca öptü. Küçük kız birden sakinleşti, başını babasının omuzuna yasladı. Birkaç dakika öylece durdular. Sonra kızını büyük oğluna uzatıp karısına döndü:
"En iyisini en sona sakladım!" derken şefkat ve aşk dolu bir kucaklamayla sarıldı karısına. Durup durup karısının gözlerine baktı. Bir çocuğa seslenirmiş gibi sevecen bir tonla,
"Seni çok seviyorum, tatlım!" dedi.
Birbirlerine baktılar yeniden...
Çocukları bile unutmuş gibi..
Bakıştıkça yüzlerindeki tebessüm daha da genişliyor, tebessümleri genişledikçe daha çok göz göze geliyorlardı. Bu arada elleri sıkı sıkıya kenetlenmişti.
Bana sanki yeni evli çiftlermiş gibi geldi, fakat çocuklarının yaşından anladığım kadarıyla en az 12 yıldır evli olmalıydılar. Gölgesiz bir aşk ve dolu dolu bir şefkatin canlı örnekleri önümde duruyordu. İçimde tarifsiz bir hayranlık hissi doğdu. Bir an manzaranın büyüsüne kapıldığımı, bir ailenin mahremiyetini bozduğumu fark ettim. Yanaşıp içimden geçen soruyu sormadan edemedim:
"Bir şey merak ediyorum," dedim,
"Kaç yıldır evlisiniz?"
Yüzündeki sıcak ve hoşgörülü tebessümle, bakışlarını karısının yüzünden ayırmadan cevap verdi:
"Tam ondört yıldır tanışıyoruz. Bunun oniki yılında da evliyiz."
"Peki ne zamandır evde değildiniz?"
"İki gündür.. Tam iki gündür evde değildim!"
"Buluşmanızı görünce, aylardır ayrı kaldığınızı düşündüm de... Benim de böyle bir ailem olsun isterdim."
Adam birden ciddileşti. Babacan bir tavırla gözlerimin içine baktı:
"İstemek yetmez dostum. Karar ver! Şimdi karar ver!"
Sonra arkasını dönüp yürümeye devam etti. Çocukların ve karı kocanın ardından dalıp baktım bir süre. Omuzumda bir dokunuş hissedince uyandım. Beklediğim arkadaşım beni bulmuştu.
"Dalmışsın. Nereye bakıyorsun öyle?"
"Geleceğime," dedim sessizce, "aşk dolu geleceğime..."
________________________ Kaynak: Senai Demirci, Aşka Dair Öyküler Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|