[Aşk Hikayeleri]
"YAŞLI KADIN" [Aşk Hikayeleri]
Evlilikte eşlerin sevgilerini eskitmemesi gerektiğini çok güzel vurgulayan Hayat Boyu Flörť'ün yazarı Zig Ziglar kitabının Sunuş yazısına bir anıyla başlar:
"Birkaç yıl önce bir uçak yolculuğu sırasında yanımdaki koltukta oturan bir adamın alyansını sağ elinin işaret parmağına taktığını fark ettim. O anda yorum yapmaktan kendimi alamadım.
'Bayım, alyansınızı yanlış elinize takmışsınız,' dedim.
Adam bunun üzerine bana dönerek, 'Yanlış kadınla evlendim de ondan,' diye karşılık verdi.
Ziglar bu anıyı okuyucuya aktardıktan sonra, aklımıza gelmeyen soruyu soruyor:
"Peki ya, bu adam 'doğru adam' mıydı?" Yani, adamın "yanlış kadın"ı "doğru adam"la mi evliydi?
Yazar her şeye rağmen "doğru adam" ve "doğru kadın" olmanın bir yolu olduğunu haber veriyor: "Yanlış seçilmiş bir insana doğru insanmış gibi davranırsanız, sonuçta doğru insanla evlenmiş olursunuz... Doğru seçilmiş insanla evlendiğiniz halde yanlış davranıyorsanız, kesinlikle yanlış bir evlilik yapmışsınızdır. (...)
Doğru insan olmak, doğru insanla evlenmekten çok daha önemlidir. Kısacası, evlenmek için doğru mu, yoksa yanlış eş mi seçtiğiniz asıl olarak size bağlıdır."
Zig Ziglar, kitabın ilerleyen sayfalarında "On İneklik Bir Kadın Aranıyor" başlıklı bir öyküyle destekler tezini:
Çok yıllar önce, Hawai adalarından Oahu'da insanlar alışık olmadıkları bir olaya tanıklık ederler. Oahu'da müstakbel bir koca, bir aileye kızlarıyla evlenebilmek için belli sayıda inek vermek zorundadır. O günün ortalama rayici bir geline karşılık üç inek vermektir. Ama, kız bir eşte bulunabilecek bütün özellikleri ve güzelliğiyle alışılmadık bir örnekse, dört inek verildiği de olmuştur. Yıllar önce, adanın en ücra köşelerinden birinde, doğruluğu kanıtlanmamış da olsa, çok çekici ve iyi huylu bir kadının astronomik fiyat sayılan beş inek karşılığında gelin gittiği doğrultusunda belli belirsiz bir rivayet de dolaşmaktadır.
Adada iki kızı olan bir adam yaşamaktadır. Büyük olanı, bizim toplumumuzdaki deyişle "kabul görmeyen" tipte, baştan şansı olmayan bir kızdır. Neredeyse bir cüce kadar kısadır. Babası ona üç inek fiyat biçmiştir; iki inekli bir teklifi de seve seve kabul edecektir. Hatta iyi pazarlık yapan biri çıkarsa tek ineğe "fit" olmaya razıdır. Aslında, pazarlık çok ağırlaşırsa, yaşlı baba ömür boyu kızını besleme yükünden kurtulacağını düşünerek hiç inek almadan bile verecektir. Küçük kız kardeşte ise durum farklıdır. Babam, muhteşem bir güzellik ve cazibenin iyi huyla birleşmesinin örneği olan küçük kızdan çok kolay kurtulacağını bilmekte ve geleceğinden hiçbir endişe duymamaktadır.
Adanın en zengini olan Johnny Lingo, bu evin kapısına geldiğinde herkes onun küçük kızı görüp istemeye geldiğini düşünür. Oysa Johnny herkesin tahmininin aksine, yaşlı adamı da sevince boğarak büyük kıza talip olur. İhtiyar sevincinden neredeyse havalara uçmaktadır. Hem çok zengin hem de eli açık bir insan olarak tanındığı için, Johnny'nin en azından standart fiyatın karşılığı olan üç ineği ödeyeceğini düşünmektedir. Sonra biraz hayal kurarak, cömertliği ve zenginliğiyle belki dört inek vereceği de aklına gelir. Derken, hayal gücüne gem vuramıyormuş gibi, beş inek verebileceğini bile düşünmeye başlar. Johnny gelini istemeye yanında on inekle gelince, babanın nasıl duygular hissettiğini kafanızda kolayca canlandırabilirsiniz. Yaşlı baba neredeyse kalpten gitmek üzeredir! Johnny fikrini değiştirmeden, ölmeden veya kendini toparlamadan kabile reisine hazırlıkları yapması için haber vermeye koşar.
O günlerde normal balayı bir yıl sürerdi. Ama on ineklik gelin aldıysanız, herhalde üç ineklik balayı ile yetinmezsiniz. Böylece gelin ve damat, iki yıllık balayı niyetiyle bilinmeyen yerlere gitmek üzere yola çıkarlar.
Damatla gelinin dönmesinin beklendiği gün, onları görür görmez haber vermek üzere köyün dışına bir gözcü gönderilir.
Gün doğduktan az sonra gözcünün sesi duyulur: "Bir çift geliyor!" Doğal olarak "Gelenler gelinle damat mı?" diye merak ederler. Gözcü öyle tahmin ettiğini, ama emin olamadığını söyler. Adam Johnny'yi hemen tanımış fakat kızdan emin olamamıştır. Kız aşina gelmiştir, ama yaklaşan kadın çok güzel, zarif ve kendinden son derece emin birisidir. Çift iyice yaklaştığında hiçkimsenin tereddüdü kalmaz. Kızın güzelliği, cazibesi ve çekiciliği en eleştirici gözlerde bile reddedilemeyecek ölçüdedir. Yakından bakanlar, Johnny'nin sadece on inek karşılığında iyi bir alışveriş yaptığını düşünürler.
(...)
İşin püf noktasını şöyle özetler Zig Ziglar: Johnny on inek ödedi, kız "on ineklik" bir kadın haline geldi. Bu hep böyle olmaktadır. Eşinize verdiğiniz değer, eşinize kazandırdığınız değerdir aslında. "Doğru adam" "doğru kadın"ı inşa eder. "Doğru kadın" da "doğru adam"ı...
________________________ Kaynak: Senai Demirci, Aşka Dair Öyküler Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|