[Aşk Hikayeleri]
SUSKUN AŞK [Aşk Hikayeleri]
Henüz 18 yaşındaydı. Ama ömrünün son günlerini yaşıyordu. Onsekiz yaşındaki bir insanın anlayamayacağı kadar korkunç görünüyordu ölüm. Onsekiz yaşındaki bir insanın hazmedemeyeceği kadar hüzünlüydü akşamları. Tedavisi mümkün olmayan ölümcül bir hastalığa yakalanmıştı. Çaresiz eve kapadı kendisini. Sokağa çıkmıyordu. Kederli annesi. Bir de kendisi. Hayatı bu kadar sadeydi. Bir gün canı sıkıldı. Kendini sokağa attı.
Yanı başlarında ölüm kaygısı olmadan yaşayan insanları seyretti. Umarsız hallerini, neşeli yüzlerini gözledi insanların. Bir yığın vitrinin önünden geçti. CD satan bir dükkânı tam geçmişti ki, durdu, geri döndü. Kapıdan içeri girdi. Gözüne hayâl meyal takılan genç kıza bir daha baktı. Kendi yaşlarında harika bir kızdı tezgâhtar. İlk görüşte aşk dedikleri böyle oluyordu demek ki. Mütebessim yüzüne bir anda ısınıvermişti. Kız gülümseyerek koştu ona. "Nasıl yardımcı olabilirim?" Aman Allah'ım, nasıl bir gülümsemeydi o! İçindeki sırrın açığa çıkmasından korkar gibi oldu. Şaşırdı. Kekelemeye başladı. "Evet..." diyebildi. Rastgele bir CD'yi işaret ederek, "Evet, şu CD'yi bana sarar mısınız?"
Kız CD'yi aldı, içeri gitti. Az sonra paketlediği CD ile geri geldi. Paketi aldı. Dükkândan çıktı. Evine döndü. Açmadan dolabına attı.
Ertesi sabah yine gitti aynı dükkâna. Yine bir CD gösterdi kıza. Sardırdı. Aldı, evine getirdi. Paketi açmadan yine dolabına attı. Günler hep alınıp sardırılan CD'lerle geçti. Her CD'yi alışında kalbi daha bir ısındı kıza. Her CD bir tebessüm demekti. Her CD bir bakış demekti. Her CD bir özleyiş demekti. Paketi açması gerekmiyordu hiç. Onun dokunuşu, bakışı ve tebessümü önemliydi onun için.
İçindeki aşkı bir türlü açık edemiyordu. Kıza açılmaya cesaret edemiyordu. Annesine açıldı sonunda. Annesi "Git, konuş oğlum, çekinme!" dedi şefkatle. Ertesi sabah bütün cesaretini toplayıp tekrar gitti dükkâna. Yine bir CD seçti. Kız gülerek aldı CD'yi. Paketlemek için içeriye girdi. Kız içerdeyken bir kâğıda döktü kalbindeki dayanılmaz sancıyı "Seni seviyorum." Kâğıda telefon numarasını ekledi, notu gizlice kasanın yanına koydu. Paketi alıp dükkandan kaçarcasına çıktı. İki gün sonra evin telefonu çaldı. Annesi açtı telefonu.
Tezgâhtar kızdı arayan. Delikanlıyla görüşmek istediğini söyledi. Notunu yeni bulmuştu. Annesi ağlıyordu. "Duymadınız mı?" dedi. Sesi kederliydi. "Dün ahirete yolcu ettik oğlumu." Cenazenin üzerinden günler geçtikten sonra oğlunun odasına girebildi. Hatıralar sımsıcaktı hâlâ. Dokunduğu her şeyde oğlunun ayrılığını daha derinden fark ediyordu. Her hatıra onu taze hıçkırıklara boğuyordu. Dolabı açtı. Rasgele atılmış bir yığın açılmamış paket gördü. Merakla aldı paketleri. Oğlunun yatağına oturdu. Bir tanesini açtı. İçinde bir CD vardı. Bir de minik bir not:
"Merhaba... Seni öyle tatlı buldum ki... Daha yakından tanımak istiyorum. Umarım bu sefer birlikte çay içme teklifime bir cevap verirsin.. Sevgilerle..."
Annesi bir paket daha açtı. Onun içinde de bir CD ve bir not vardı. "Sen gerçekten çok tatlı birisisin. Hadi bu akşam buluşalım artık. Sevgiler..."
________________________ Kaynak: Senai Demirci, Aşka Adanmış Öyküler Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|