[Aşk Hikayeleri]
MED-CEZİR [Aşk Hikayeleri]
Birlikte oturdular, birlikte fakat yalnız ve uzak. Adam bugünün geleceğini biliyordu. Fakat bunu bilmek işleri kolaylaştırıyor değildi. Orada öylece oturdular, birbirlerine döndüler, ancak birbirlerinin yüzlerine bakmaktan sakındılar. Yoksa hüzünlü bir yüze ve aşk ve sancıyla dolu gözlere bakmış olacaklardı. Sessizliği yudumlayarak, gözleri yerde, ne konuşacaklarını, nasıl konuşacaklarını bilemeden oturdular.
Ne çok şeyi paylaşmışlardı. En çok paylaştıkları şey zaman olmuştu. Geçmişte, birbirlerinden ayrı geçen her dakikayı yitirilmiş sayarlardı. Fakat şimdi yitirilmiş bir anın orta yerindeydiler. Gelecek anlamsız gözüküyordu.
Düşünceler sessizce akıyordu. Med-cezir gibi. Gidip geliyordu. Birinin düşüncesi diğerine dokunup geri dönüyordu, suların sahili yoklaması gibi. Ne kadar sevimli hatıralar varsa, hepsi uzakta ve yabancı duruyordu şimdi. Her hatıra kadının yanaklarından süzülen gözyaşları gibi eriyip gidiyordu uzaklara. Eliyle gözyaşlarını sildi. Ağlamamak için dudaklarını ısırdı. Asıl gözyaşları içine akıyordu. Ağlayışı içinde sürüyordu. "Ağlama!" dedi adam yumuşak bir ses tonuyla. Kadın yutkundu. Gözyaşları usulca akmaya devam etti.
Adam ellerini tuttu, avuçlarını avuçlarına aldı. Çaresizlikle derin bir iç geçirdi. Hiçbir sözün kalbindeki hüznü anlatmaya yetmeyeceğini biliyordu. Gözlerini kaldırdı. Biricik karısının mahzun ve ıslak yüzüne baktı cesaretle. Bir kaç tel saçı yüzüne sarkıp gözyaşlarına yapışmıştı. Göğsünde zorlukla taşıdığı, taş gibi ağır duyguları söze dökerek taşımaya çabaladı. "Biliyorsun" dedi titrek bir sesle, "seni hep sevdim, seveceğim." Sevdiğini böylesine doğrudan söylemenin kendisini savunmasız bırakacağını düşünegelmişti öteden beri. Uykusuz gözlerinde sakladığı duyguları açık etmeye kararlıydı. "Ne olacaksa, olsun!" dedi içinden. Kaybedecek bir şeyi yoktu.
Kadın gözyaşlarının arasından eşinin gözlerine baktı. Öylesine içten. Öylesine yakın. Suyun dudağa dokunuşu gibi. Yağmurun toprağa düşüşü gibi. Kocasının avucunun içinde kaybolmuş avuçlarını çevirdi. Parmaklarını parmaklarına doladı sıkıca. Yüzünü kocasına çevirdi. Başı öne eğik, gözyaşlarına bulanmış saçlarını geri atarak kolunu kocasının omuzuna attı.
Zaman yeniden başlar gibiydi. Aşk yeniden yuvalarına dönüyordu. Göz göze geldiler yeniden. Geçmişin tatlı hatıralarını yanlarına alarak sarıldılar. Araya giren mesafeler tükendi. Sanki Ferhad dağı delmiş gibi, Mecnun çölü bitirmiş gibiydi. Kolaylaşmıştı her şey. Yaşlı gözlerinden birbirlerine ne zamandır bu kadar içten bakamadıkları için derin bir pişmanlık duydular. "Gerçekten pişman olduğunu anladım" dedi kadın. Sözlerinden çok gözleri ile konuşarak Gerçek gözleriyle konuşarak.
"...anladım."
________________________ Kaynak: Senai Demirci, Aşka Dair Öyküler Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|