[Aşk Hikayeleri]
YÜZÜKLER [Aşk Hikayeleri]
Hastane odası sessiz ve loş. Sanki gerçeküstü bir tiyatro sahnesi gibi. Sessizlik öylesine derin ki zamanın nabzı duyuluyor gibi. Kan çekiliyor damardan. Su taşlara dokunur gibi. Sadece akışkanlık hissediliyor. Bir yaşlı kadın, bir genç kız ve ondan birkaç yaş daha büyük olduğu anlaşılan genç adam. Ve yataktaki adam.. Henüz çok yaşlı değil, sadece yaşlı. Gözleri solgun, dudakları kuru. Elleri karısının ellerinde. Yüzünde aylardır çektiği sancıların çizgileri okunuyor. Derin ve sessiz. Güneş dışarıda herkese taze bir başlangıç haberiyle dokunurken, ihtimal ki bu onun için doğan son güneş.. Güneş son kez dokunuyor gözlerine.
Kadın fısıldıyor. Dua dökülüyor dudaklarından. Eşinin son nefesine nefes katmak istiyor. Bir ara gülümser gibi oluyor. Parmağındaki yüzüklere gözü dalıyor. Oğlu da gülümsüyor.
Hep hamarat bir kadın olmuştu. 'Telaşe memuru' dedikleri cinsten. Sürekli koşuştururdu. Öyle ki parmağındaki üç yüzüğün nadiren düzgün durduğu olurdu. Yüzüklerin taşları birbirine geçer, biri diğerine dolanmış dururdu. Her zaman sakin ve düzenli olan eşi ise en telaşlı zamanlarında, bütün zamanları durduran bir bakışla gülümser, kadınının elinden tutar, gözlerinin içine bakarak yüzükleri birbirinden ayırır, yerli yerine yerleştirirdi. Bu, adamın ona söylediği "Seni seviyorum!" mesajı olmuştu her zaman. Çok duyarlı ve sevecen olduğu halde "Seni seviyorum" sözleri dudaklarından nadiren dökülürdü. Sevgisini çoğunlukla böylesi küçük detaylarla anlatırdı.
Uzun bir sessizlikten sonra, anne çocuklarına döndü:
"Biliyorum, babanız bize yakında veda edecek." Gözyaşlarına engel olmadan konuşmasını sürdürdü: "Onun bu kadar çabuk elimden kayıp gideceğini hiç düşünmemiştim. Ona bir veda sözü bile söyleyememek, son kez 'Seni seviyorum' diyememek çok acı."
Genç adam sessizce dua etti. Bir mucize bekledi. Annesiyle babasının şu fani dünyadaki son sevgi sözlerini birbirlerine fısıldamalarını umuyordu. Elinden sadece beklemek geliyordu.
Birazdan güneş iyice yükselmiş, odaya hakim olan sessizlik koyulaşmıştı. Geceyi uykusuz geçiren çocuklar oturdukları yerde uykuya daldılar. Çok geçmeden annelerinin hıçkırıklarıyla uyandılar. Bekledikleri haberi duyma endişesiyle oturdukları yerden doğruldular. Babaları sessizce uyuyordu yatakta. Nefessiz. Şaşırmadılar. Şaşırdıkları şey ise annelerinin üzüntüden değil, sevinçten ağlıyor oluşuydu. Annelerinin bir eli babalarının elini tutuyordu. Diğer elinin üzerinde ise babalarının eli duruyurdu.
Gözyaşları arasında gülümseyerek baktı çocuklarına: “Bir an, gözlerini bana dikti. Gülümsedi." Sonra elini eşinin elinin altından usulca çekerek çocuklarına parmağındaki yüzükleri gösterdi: "Yüzüklerimi düzeltti."
________________________ Kaynak: Senai Demirci, Aşka Dair Öyküler Hazırlayan: Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|