[Tanıdığım Ünsüzler]
O BİR RADİKAL [Tanıdığım Ünsüzler]
İlahiyat fakültesinde okurken dernek başkanlığımın yanında ağabeylik görevimde vardı. İstanbul'un işadamları arasına giren biri benim yanımda anlatıyor:
"Evde ekmek ve yemek yapacak bir şeyin olmadığı zamanlarda, aynı evde kalan üç arkadaş, yemek vaktinde Mahmut hocanın evine gider:
"Şöyle bir uğrayalım dedik!" derdik ve o gün de yemeğimizi yerdik" diyor.
750 öğrencinin hepsi beni tanır, ben de hepsini simalarıyla tanırım ama hiç birinin iç dünyasını tanımam mümkün değil.
Okulda iken futbol oynamanın dışında hiçbir faaliyetin içine girmeyen bir arkadaşımız, öğretmen olarak tayin edildiği ilçeye, bir sene sonra ben de vardım. Bir de ne göreyim, şehrin en aktif hocası o. İmam Hatip okulunu, Kur'an Kursunu evirip çeviren o. Öğrencilere özel dersler veren o. Camide vaaz veren o. Köylere sohbete giden o. Şehirde akşam sohbetleri yapan o. Dernek ve vakıfları yönlendiren yine o.
O şehirde benim görevim ona destek olmak oldu.
Ama yine Fakültede iken Radikal mi radikal bir arkadaşımız vardı. Hiçbir hocayı beğenmez, hiçbir partiyi, derneği, vakfı, kursu, burs verenleri beğenmez, "Bunlarla yola çıkılmaz, bunlardan ne köy olur ne kasaba" derdi.
İki yüz öğrencinin kaldığı bir yurt hizmetinin çok iyi. bir hizmet olduğu söylendiğinde "Ülke altmış milyon. İki yüz kişiyi kurtarmanın ne faydası var?" derdi.
"O zaman buyur Milli Selamet partisinde görev al ve bütün ülkeye hizmet et" teklifine de "Siyasetle bu dava yürümez" der ve her teklife olumsuz bir kılıf bulurken aynı zamanda kendi zayıflığını, çaresizliğini, iş bilmezliğini kapatmaya, gizlemeye çalışıyordu.
Topuğuna kadar uzanan bir cübbesi, ucu beline kadar uzanan bir sarığı, iç cebinden görünen bir misvakıyla bir gün bana geldi ve "Hocam ne zaman Humeyni gibi bir devrim yapmak için önümüze düşeceksin?" dedi. Ben de ona "Hz. Ebubekir'in cömertliğini, Hz. Ömer'in adaletini, Hz. Osman'ın edebini, Hz.Ali'nin ilmini ve cesaretini, Se- nin sakal gibi bir sakalı, filan arkadaşımızın o tantanalı ismini bende toplarsan senin o dediğini yapabilirim" demiştim.
Okul bittikten sonra öğretmen olarak atandı. Birkaç tane sınıfı mücahit yapmanın hiçbir fayda vermeyeceğine inandığından istifa edip ayrıldı.
Bir dükkan açtı. Biraz para kazanınca, daha fazla kazanmak ileride İslâm'a hizmet etmek için sakalı kazıdı, cübbeyi attı, fakirken evlendiği dört çocuğunun anası olan hanımını boşadı.
Dükkan komşusu onun İlâhiyat mezunu olduğunu öğrenince mahallenin gençlerine sohbetler vermesini, Milli Gençlik Vakfındaki öğrencilere yardımcı olmasını istediğinde "Senin saatin hala sol koluna takılı, ben size ne yapabilirim ki" diyerek isteğini reddedince o esnaf "Bak sana bir hikaye anlatayım" der ve başlar "Harun'u Reşid zamanında adamın biri caddede miller üzerinde yürürmüş. Harun, bunu görünce çağırtmış ve sebebini sormuş. Miller üzerinde yürüyen adam "Efendim yeryüzünde gözümüzün görmediği küçük canlıları da öldürmemek için böyle yapıyorum" demiş.
Harun-u Reşid "Aferin al sana bir kese altın "der ve polis müdürüne bu adamın takip edilmesini ister. Meğer adam geceleri adam öldürür, evleri soyarmış. "Gündüz külahlı, gece silahlı" imiş." Der.
Öğretmenlikten ayrılan bu esnafın hoşuna gitmez. Çok geçmeden boşadığı hanımın yerine açık saçık bir hanım alır. Her gün o komşu esnafın yanında ikinci hanımıyla geçerken "Dikkat et, milleri kırma” diye bağırır.
Deniz dalgasının sahile vurduğu binlerce deniz anasını ölümden kurtarmak için çabalayan ve kurtarabildiklerinin hayatını değiştiren gayretli delikanlıyı takdir ederken ben size ondan daha önemli bir olayı hatırlatmak isterim.
İnkar vadisinde haram helal demeden yeyip dolaşan ve kendini cehenneme atmak için hiçbir kusur yapmayan ve ahirette sonsuz senelerde cehennemde yanmak için koşan insanlardan bir tanesini dahi olsa kurtarmak için çalışmanızı isteyeceğim.
Sevgili peygamberimiz buyurur:
"Ya Ali, senin elinle bir adamın Müslüman olması, kızıl develere sahip olmandan daha hayırlıdır."
(Buhari, K. Cihad, hadis 2783,2847, Fezail'üs-sahabe hadis 3498, el-meğazi 3973Müslim, Fezail'üs-Sahabe hadis 2406)
____________________ Kaynak: Mahmut Toptaş (Ayasofya eski imam hatibi, Şifa Tefsiri müellifi), Tanıdığım Ünsüzler, Cantaş Yay., 2003. Hazırlayan: Kerim Melleş,www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|