[Tanıdığım Ünsüzler]
ZENGİNLİK HASTASI [Tanıdığım Ünsüzler]
Zenginlik hastası. Zenginlere özel baş ağrısı, stres gibi hastalık değil bu. Bu, zenginliğin kendisinin hastası. Zenginlerle olmaktan, onlara hizmet etmekten hoşlanır. Fakirleri sevmediği gibi en yakın akrabalarından fakir olanlarla akrabalık bağlarını hiç gündeme getirmez.
Sakıp Sabancı'nın adı geçse "Benim asker arkadaşımın babasının, kayın biraderinin asker arkadaşının oğluymuş" der.
Tatil günlerinde herkes mesire yerlerine giderken, o Pazar yerlerini dolaşır. İçinde para, zenginlik, servet gibi kelimeler geçmeyen konuşmadan zevk almaz.
Hikaye anlatsa hikayesi zenginlik üzerine olur. Tanıdığı zenginlerin arabalarının markasını, evlerinin nerede olduğunu, kolundaki saatin hangi ülkeye ait olduğunu bilir.
Gazetelerin ekonomi sayfalarını okumayı hiç ihmal etmez, döviz kurlarını, şiir ezberler gibi ezberler. Matematiği pek iyi değil ama çapraz kurların hesabını, hesap makinesinden önce yapar.
Tarihten pek anlamaz, fakat tarihte gelip geçmiş Karunların soy kütüğünü sayar.
Coğrafyayı bilmez ama hangi ülkenin parasının adını sorsan hemen cevap verir.
Edebiyattan anlamaz ama zenginlik üzerine söylenmiş atasözlerini çok iyi bilir. Siz, "Dost yüzü sıcak olur" deseniz o, "Paranın yüzü sıcak olur" diye düzeltir.
Babasından bahsederken "Rahmetli hep anlatırdı, oğlum amelelik yaparken bir aylık kazancımla şu bahçeyi bana satmak istediler de ben almadım. Bak şimdi ne kadar değerlendi" der.
Anası rahmetlinin mihrinin yarım kilo altın olduğunu söyler.
"Parayı kabire götüren olmamış” denildiğinde zenginlerin kabirlerinin, fakirlerinkinden farklı olduğunu söyler Firavun mezarlarını da örnek verir.
Peki kendisi zengin mi? diye soranlara "Hayır, "Zenginin malı züğürdün çenesini yorar" dedikleri gibi bunun da yalnız çenesi yorulur ama o kendi halinden mutlu. Çünkü tanıdıkları hep zengin insanlar. Zenginler onu tanımasalar da o zenginleri tanıyor ya! işte bu ona yeter.
Türkücü ve şarkıcıların zengin olanlarının eserlerini dinler. Zenginlerin hayatını anlatan kitapları okur. Banka reklamına bakmayı bir parktaki çiçeklere bakmaya tercih eder.
Zengin bir kızla evlenmek için çok bekledi ama olmadı.
Parayı sevdi ama paranın kulu olmadı, kimseye para tuzağı kurmadı.
Zenginlerden hiçbir fayda görmedi ama o zenginliği hep sevmeye devam etti.
Kendisi züğürt ama züğürt tesellisine sığınmaz. Peygamber efendimizin, fakirlik aleyhine söylediği bütün hadisleri bilir.
Kendisi fukarayı-sabirin den /sabreden fakirlerden ama o, ağniyayı şakirin/şükreden zenginlerin daha makbul olduğuna inanır.
Hak yemez, hak yedirmez ama zenginlerimiz hakkında çıkarılan rant, hortum, rüşvet dedikodularına inanmaz.
Yusufeli'li Huzuri'nin şu şiirini çok tekrarlar:
Parasız kimsenin bakma yüzüne İsterse şah olsun özü özüne Sakın başka bir şey alma gözüne Merde revnak veren ünvan paradır
Yabana dolanır parasız derviş Sende değil herkeste var bu teşviş Derler para ile görülür her iş Taht ü rifat köşk ü eyvan paradır
Fakir olan her dem gider engine Parasız bellidir baksan rengine Her mecliste buyur derler zengine Yaran ahbap lütf-u ihsan paradır
Fakir suya düşse çıkamaz kirden Zengin arabasın aşırır kırdan Topal zengin iyi sağlam fakirden Her şeyden evvela noksan paradır
Fakir olan ne iş tutsa sonu yok Üç gün aç da kalsa zengin gene tok Pulsuz bile aşçı der ki yemek yok Yemek ekmek peynir ayran paradır
Hep izz-i destine almış cihanı Her yerde söylenir şeref ü şanı Bir pençede yıkar bin pehlivanı Karşı durulmayan aslan... paradır
Onunla ağ olur yüzün karası Geç sağlanır müflislerin yarası Kızıl altın pasaportun tuğrası İngiliz, Fransız, Yunan... paradır
Onun başındadır edeb ü haya Karanlık gecede arttırır ziya İster mütteki ol ister evliya Şimdiki asırda insan paradır
Fakir ise bakire kız dul gibi Devletsiz şan kıymetlenir pul gibi Paralıysan şeytan kaçar yel gibi İbare dubara şeytan paradır
Zengine çay gelir felekten caba Postasını taşır ol bad-ı saba Cebin dolu ise derler merhaba Selam kelam lisan beyan... paradır
Bin salavat versen karşısı cennet Bin tevhit söylesen olmaz emniyet Bin ihlas okusan yüz bin de temmet Gene iş aşıran... hemen paradır
Yokluk mektebinde ne oku ne yaz Olmak ister isen var eyle demsaz Dükkancı ne dua alır ne namaz Ticaret kemalat ziyan paradır
Zamana uygundur bu sözüm naçar Alan veren ancak ol Perverdigar Vefasız dünyaya aldanma zinhar Padişah olsan da ahir ölüm var
Huzuri yok yere olma günahkar Sana elden evvel düşman paradır."
Huzuri'nin son mısraına olan itirazı devam ediyor.
____________________ Kaynak: Mahmut Toptaş (Ayasofya eski imam hatibi, Şifa Tefsiri müellifi), Tanıdığım Ünsüzler, Cantaş Yay., 2003. Hazırlayan: Kerim Melleş,www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|