<
 

Hikayelerin Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı

16 Nisan 2025

Sık Kullanılanlara Ekle  Anasayfan 
              Yap Ziyaretçi Defteri

  ÇOBANIN MARİFETLERİNDEN (Tanıdığım Ünsüzler)Hikaye Öykü Masal Arşivi

MENÜLER
Ana Sayfa
Arşiv
Sitenize Ekleyin
Hikaye Ekleyin
Editörlere Mesaj Gönder
Editörlük Başvurusu
Yardım / İletişim
Reklam
Basında HikayeArsivi
Künye
Ziyaretçi Defteri
Tavsiye Siteler
HİKAYE KATEGORİLERİ
İbretli Hikayeler
Dini Hikayeler
Yaşanmış Hikayeler
Duygusal Hikayeler
Sevgi Hikayeleri
Aşk Hikayeleri
Din Büyüklerinden Hikayeler
En Güzel Dini Hikayeler
Masal Demeti
Hayatın İçinden Hikayeler
İran Hikayeleri
Dostluk Hikayeleri
Mevlanadan Hikayeler
Kıssadan Hisseler
Çocuklar İçin Hikayeler
Doğruların Öyküsü
Güldüren-Tebessüm Ettiren Hikayeler
Nasreddin Hocadan Hikayeler
Sahabeden ve Evliyaullahtan Hikayeler
Kurandan Hikayeler
Resulullahtan Hikayeler
Kelile ve Dimne
Tarihi Gerçekler
Gerçek Hayattan Hikayeler
Türk Tarihinden Damlalar
Bediüzzamandan Öyküler
Diyanetten Hikayeler
Renkli Hikayeler
Sesli Hikayeler-Masallar
Resimli Hikayeler
Sizden Gelen Hikayeler
İngilizce Hikayeler
Padişahlardan Hikayeler-Öyküler
Türkü Hikayeleri
Tarihi Hikayeler-Öyküler
Siyasi Hikayeler-Hatıralar
Öğretici Hikayeler
Hüzün Zamanı Hikayeleri
Hazır Cevaplar Espriler
Dede Korkut Hikayeleri-Destanlar
Keloğlan Masalları (Görüntülü)
La Fontaine Masalları
Atatürk Hikayeler - Hatıralar
Tanıdığım Ünsüzler
İmam-ı Gazaliden Hikayeler
Ramazan-Oruç Hikayeleri
Efsaneler & Mitler
Keloğlan Masalları:
Edebiyat Dünyasından Hikayeler& Espriler
Namaz Hikaye ve Öyküleri:
100 Hadis- 100 Hikaye

Hikaye-Öykü Ara



[Detaylı Arama]


Yeni Eklenen 25 Hikaye
37. HADİS: RECM ÂYETİ
36. HADİS: KİŞİ SEVDİĞİ İLE BERABERDİR
35. HADİS: HAC ÖMÜRLÜK BİR İBADETTİR
34. HADİS: KİBİR
33. HADİS: AMELİ İNSANI KURTARMAYA YETMEZ
32. HADİS: ALLAH'IN CÖMERT OLMASI
31. HADİS: RESÛLULLAH'TAKİ MEKKE SEVGİSİ
30. HADİS: EN HAYIRLI ÇAĞ
29. HADİS: NAMAZDA DİKKATLE ALLAH'A YÖNELMEK
28. HADİS: MÜSLÜMANIN MÜSLÜMAN ÜZERİNDEKİ HAKLARI
27. HADİS: ZULMÜN ÂFETİ
26. HADİS: İYİLİK YAPILACAK KİŞİLERİN SIRALAMASI
25. HADİS: İHLÂS SÛRESİNİN FAZİLETİ
24. HADİS: FÂTİHA SÛRESİNİN FAZİLETİ
23. HADİS: YÂSÎN SÜRESİNİN FAZİLETİ
22. HADİS: KÖLENİN İTAATKÂR VE İBADETİNE DÜŞKÜN OLMASI
21. HADİS: EBEVEYNİN RIZASINI ALMAK
20. HADİS: İLİM TAHSİLİNİN FAZİLETİ
19. HADİS: ŞARAP İÇMENİN AFETİ
18. HADİS: ORDU UĞURLANIRKEN YAPILACAK DUA
17. HADİS: ÇOK KONUŞMANIN ÂFETİ
16. HADİS: ÜMMETİN ÇOK OLMASININ ÖNEMİ
15. HADİS: HZ. PEYGAMBER'İN FAZİLETİ
Advanced English
The Bag

En Çok Okunan 25 Hikaye
The Adventure of the Three Garridebs
Bir Bebeğin Yarım Kalmış Günlüğünden
Dracula - Story
İşte Aşk
Hz. Yunus Ve Balık
Uyuyan Güzel
Half-Brothers by Elizabeth Gaskell
Sevgi Üç Türlüdür
Uyku Masalı
Dostluğun Öyküsü
Hansel Ve Gretel
Haddini Aşmanın Zararı
Ona "Sevdiğinizi" Söyleyin
Evlilik
Çirkin Ördek
On Çinli
He Needed Me
Ayrılın Ayrılabilirseniz
Eshab-ı Keyf (Mağara Arkadaşları)
Dost (Mevlana'dan)
Çorap
Nurten Hanımın Gözyaşları
The Yellow Face by Sherlock Holmes
Futbol Olayı
Seni Nasıl Sevebilirim


Reklam ver

Mail List
Sitemizin yeniliklerinden ilk sizin haberiniz olsun.
İsim:
Mail:
 


Editör Giriş


Google
Sitemiz hakkındaki görüşlerinizi ZİYARETÇİ DEFTERİNE yazarsanız seviniriz.


Ziyaretçilerimiz ve Hikaye Dostlarının Dikkatine:

www.hikayearsivi.net olarak 2002 yılından itibaren yayın faaliyetimizi sürdürmekteyiz. İnternet üzerinde yayın yapan birçok sitenin içeriğinde, sitemiz içeriği kullanılmaktadır. İlk defa birçok kategori altında hikaye-öykü ve masalları paylaşmaya başlayan sitemiz, bu konuda da diğer sitelere örnek olmuştur. Sitemizin ve içeriğinin genişlemesine ve sitemizin tanıtımına siz değerli ziyaretçilerimizin katkısı çok önemlidir. Sitemiz içeriğini paylaşırken, mutlaka kaynak olarak www.hikayearsivi.net den alıntılandığını belirterek içeriğimizi kullanabilirsiniz. Unutmayın ki kaynak belirtmeden, içeriğimizi alan onlarca site ve ziyaretçi, çalışmalarımızdaki emeğe karşı bizi şevksiz bırakmaktadırlar. Lütfen sitemizin tanıtımına sizde katkı sağlayın. (A.Kerim MELLEŞ & Mehmet Zahid MELLEŞ)

ÇOBANIN MARİFETLERİNDEN
[Tanıdığım Ünsüzler]










 





ÇOBANIN MARİFETLERİNDEN
[Tanıdığım Ünsüzler]


O, çok iyi bir çobandı. Çoban deyip de geçmeyin. Güttüğü davar sürüsünü iyi tanıyan ve gözü gibi koruyan iyi bir çoban olur.

Oğlak nedir, çepiç nedir, seyis nedir, keçi nedir, teke nedir, yazmış nedir bileceksin. Hepsinin yaşına göre sorunlarını, çocuğunun sorunu gibi tanıyacaksın. Hangi mevsimde, hangi dağda hangi otlar daha iyi yetişir, oğlak veya tekeye hangi ot daha faydalı olur bileceksin.

Beş yüz kadar canlının her birinin hastalığını görecek ve tedavi edeceksin. Kurda, hastalığa, açlığa ve parçalanıp dağılmaya karşı sürünü koruyacaksın. Böylece merhamet damarların yumuşayıp güçlenirken topluluğu nasıl yöneteceğinin eğitiminden de geçmiş oluyorsun fakat farkında olmuyorsun.

1960'lı yıllarda Belçika hükümeti işçi istediğinde o da kaydını yaptırır. Bir kaç ay geçmeden "filan tarihte Ankara'da olunuz" diye davetiye gelir ve o çoban da sürüsünü diğer sürünün içine katıverir ve Ankara'nın yolunu tutar.

Türkiye'den, Belçika'ya giden ilk işçi kafilesine katılır.

Yüz kadar işçi, İstanbul Sirkeci tren istasyonundan uğurlanır, üç gün sonra Belçika'da yine tren istasyonunda belediye bandosuyla karşılanırlar.

Kalacakları yere kadar yol boyunca apartmanların balkonlarından çiçekler atılır üzerlerine.

Çünkü aylardır okullarda öğretmenler, kiliselerde Papazlar, onlara Türklerin dürüstlüğünden bahsetmişler.

Durumu öğrenen bu çoban tabii olarak, kendisinin de farkında olmadan bu yüz kişiyi denetim altına alır. Kaldıkları pansiyonda, iş yerinde, alış-veriş yerlerinde kadına kıza bakılmayacak, iş yerinde kaytarma yapılmayacak, haksız kazanç alınmayacak, kimseyle kavga yapılmayacak, namusumuzla, alın terimizi alıp ülkemize dönülecek kuralını kor ve başkalarının hakkını yemedikleri gibi kendi haklarını da yedirmez.

Bu denetim birkaç ay devam ederken öğretmenlerin ve papazların söylediklerinin doğruluğunu ispat ederler.

İşçi sayısı çoğaldıkça kontrol elden çıkar.

Beş yüz keçiyi güden çobanın, beş bin keçiyi güdemediği gibi olur.

Hem eski yazıyı hem de yeni yazıyı bilmeyen bu çobanımız, tek kişinin bu işlerin altından kalkamayacağı kanaatine varınca, birkaç arkadaşıyla bir araya gelerek "Bizi bunlardan farklı kılan dinimiz. Biz, dinimize sahip çıkarsak, din bizi korur. Öyle ise Kur'an kursu açalım, hem kendimiz, hem çocuklarımız Kur'an öğrenirken buluşacak bir yerimiz olsun ve birliğimiz dağılmasın" derler ve ilk Kur'an kursunu açarlar.

Aradan Kırk yıl geçer. Türkiye'de öğrenemediği Kur'anı Kerimini Avrupa'da öğrenir. Çocuklarının hepsi hem ülkenin resmi okullarında okur, hem de Kur'an Kursundan mezun olurlar.

Bulunduğu eyaletin valisi, belediye başkanı, emniyet müdürü, onun dürüstlüğüne öylesine inanmışlar ki, söylediği söze kanıt istemeden kabul eder hale gelmişler.

Bir gün şehrin emniyet müdürü, bizim bu çobana gelir ve "Sizin Türklerden ......... isimli biri, bizim kızlardan biriyle evlenmiş. Beş sene sonra çocuğu almış ve kaçmış. Altı aydır bulamıyoruz. Bakan bey bizi sıkıştırıyor, bize yardım et" diyor.

Çoban, "Adamı tanımıyorum. Tanısam bile yardım edemem. Ancak onu bulsam, kadınla bir araya getirsek, anlaşırlarsa kalsalar, anlaşamazlarsa, tutuklamayacağına, çocuğu elinden almayacağına ve kaybolup gidecek kadar, beş saatlik bir kaybolma zamanı vereceğine söz verirsen ben de araştırayım" der.

Emniyet müdür: "Kanunlara uygun değil ama söz veriyorum" der ve çoban araştırmak için her şehirdeki tanıdıklara haber verir. Adam bulunur. Çobanın garanti verdiği kendine söylenir.

Adam, ayrıldığı kadın, emniyet müdürü ve çoban bir araya gelirler. Aralarını bulurlar. Çocuk adamda kalmak kaydıyla hafta sonlarını birlikte geçirmeye karar verirler ve işi tatlıya bağlarlar.

O şehrin Emniyet müdürü, Belediye Başkanı ve Valisi, o bizim okuma yazma bilmeyen çobanımız ayarında sözü senet bir adamı, kendi ülkesinin tamamında bulamayacağını bildiklerinden, İslâm Avrupa'da hızla yayılmaktadır.

Güneşin önünü kimsenin kesemeyeceği gibi, İslâm'ın önünü kesecek bir güç, bu güne kadar olmadığı gibi kıyamete kadar da olmayacaktır.


____________________
Kaynak: Mahmut Toptaş (Ayasofya eski imam hatibi, Şifa Tefsiri müellifi), Tanıdığım Ünsüzler, Cantaş Yay., 2003.
Hazırlayan: Kerim Melleş,www.hikayearsivi.net


Kaynak: Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.


Önemli Not: Lütfen hikayeyi kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.

17 Ekim 2024 - 10:32:33 - 181 günlük
Ekleyen editör: HikayeArsivi

Okuyan:[166]Yorumlayan:[0]Kategori: [Tanıdığım Ünsüzler]
[Arkadaşına Gönder][
Yazdır]



Bu hikaye yazı-yorum için henüz yorum yapılmamış veya yorum onaylanmamış.
 

Yorumlarınızı Yapın:
 



Reklam ver

 
 

.: Günün Ayeti :.

.: Günün Hadis-i Şerif-i :.

.: Günün Sözü :.

     


 
Google

Sitemizden alınan tüm hikaye-öykü-masal ve materyaller için link verilmesi zorunludur.
Site içeriğini kullanmak için site yönetimiyle [kutulkulub@gmail.com] irtibata geçerek istifade edebilirsiniz.

 
 Hikaye Arşivi  
Kerim MELLEŞ-KuTuL KuLuB © 2002-2024  ©  Hikaye Öykü Masal Arşivi
Sayfamızı en iyi 1024*768 çözünürlükte görüntüleyebilirsiniz...

  KuTuL KuLuB-A.Kerim Melleş