[Tanıdığım Ünsüzler]
"NE OLACAK BU ÜLKENİN HALİ" DEMEYENLER [Tanıdığım Ünsüzler]
"İşsizim" diyen bir insan derhal sırtına bir çanta kitap alır ve dükkan dükkan dolaşırsa o günün emeğinin karşılığını mutlaka alır. "Yatan aslandan dolaşan tilki daha iyiymiş". Bu işe başlayacak olan arkadaşlar önce satacağı kitabı okusunlar. En faydalı gördükleri kitabı satsınlar.
Ayak üstü kitapçılık yapan biri, kitap piyasasında satışa sunulan bazı kitapları alır, okur ve beğendiği kitaplardan biraz daha alır ve o kitabı satmaya başlar.
Şimdi İstanbul gibi kültürün merkezi olan bir şehirde sırtındaki çantayla kitapçılık yapan bu insana ben sevgi ve saygı gösteriyorum. Hem evinin geçimini temin ediyor, hem de çevresine ki, insanlara maddi destek de sağlıyor.
Çantasında kitap satarak geçimini temine başlayan bir insan, kitabı okuduğunu söyleyenleri imtihan ettikten sonra yeni kitaplar getireceğini söyleyerek iki işi birden yapabilir.
▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️
Halen görev yapan bir müfettiş, teftişe gittiği İl veya İlçedeki Vali, Kaymakam, Müdürler, Savcı ve Hakimlere mutlaka kitap hediye ettiğini bilirim. Bu sevimli insan arada bir uğradığında çantasındaki kitaplara bir bakarım veya neler olduğunu sorarım.
Bir tarafta yirmi yıldır bu görevi hakkıyla yerine getiren, gittiği her yerde saygıyla karşılanan bu müfettişe karşılık yine aynı görevi yaptığı halde çaktırmamak için hanımının başını açan, telefonda bile "Selamün aleyküm" demekten kaçınan, bu dünyada sağ taraftaki meleğe bile Müslümanlığını çaktırmamaya çalışan, sonuçta yine de başarılı olamayanlara örnek olsun diye yazdım bu müfettişi.
▪️▪️▪️▪️▪️▪️▪️
"Ben esnaf adamım. Dükkanımdan ayrılamam" diyenlere bir terzinin yaptıklarını söyleyeyim. Terzi, iş yaptığı caddedeki esnafa haber verir ve isteyen benim dükkana gelir ve benden Kur'an okumasını öğrenebilir. Sabah saat sekizden akşam yediye kadar çocuklarınızla beraber gelebilirsiniz. Ben hem işimi yaparım hem öğretirim der ve başlayıverirler. Yıllardır Kur'ana hizmet eden bu terzimiz olan insan, yüzlerce insanın Kur'an okumasını sağlamış, tembel bir imamdan daha fazla katkıda bulunmuştur.
Şehrin orta halli esnafından biridir. Dinine bağlı, sözü senet, haram lokma yememiş, yalan söylememiş bir ailenin büyüklerinden biri.
Sabahleyin dükkanına doğru gelirken yol kenarına veya çöpe atılmış eski ayakkabıları toplar, kriz nedeniyle müşteri az olduğu zamanlarda o eski ayakkabıları tamir eder, boyar ve mahallenin fakirlerini giydirir.
Ayakkabı dükkanlarında bırakılan eski ayakkabıları da ona getirirler ve o boyadıktan sonra fakirlere giydirir.
02/07/2003 günü dükkanına ziyaret için gittiğimde fakir bir karı-koca ve çocuğun üçünü de güzelce giydirdiğini, ceplerine de pazar parası verdiğini gördüğüm bu adama karşı sevgim biraz daha arttı.
Bu tür adamların "Ne olacak bu ülkenin hali?" sorusunu sormadıklarını gördüm. Onlar "Hocam Allah bize mal vermiş, sıhhat vermiş, dinine bağlı çocuklar vermiş, biz bunların karşılığını Rabbimize karşı nasıl öderiz?" diye sorarlar.
"Mal vermiş" diye sevindiği mal da, Allah'a baş kaldıran bazı insanların bir ayda aldığı dolar/maaşın karşılığı bile değil.
Biz görevimizi yaparak örnek olmaya çalışalım.
____________________ Kaynak: Mahmut Toptaş (Ayasofya eski imam hatibi, Şifa Tefsiri müellifi), Tanıdığım Ünsüzler, Cantaş Yay., 2003. Hazırlayan: Kerim Melleş,www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|