[Tanıdığım Ünsüzler]
🌺 *ŞEVKET HOCA* [Tanıdığım Ünsüzler]
Kızar ama küsmez, kırılır fakat kopmaz bir öğretmendir Şevket hoca. Öğrencilerinin iki dünyasının da güzel olması için çalışır.
Şehre gelen her yabancıdan haberi olur. İslâmi hizmeti olan her insana yardım elini uzatır. Evi, köylerdeki köy odası görevini yapar. Misafirleri evinde ağırlar.
Okullar tatil olunca üniversitesi olan büyük şehirleri ve yatılı yurtları olan illeri ziyaret eder. Yurtlarda kalır, yöneticisiyle dost olur ve gelecek yıl göndereceği öğrencilerin parasız olarak kalmasını, yurt ve burs işlerinin ayarlanmasını sağlar.
Onun için kurs, yurt ve burs verenler, İslâm'a gönül vermiş olsunlar yeterli. Onlar radikalmiş, ılımlıymış, tarikatçıymış, şeriatçıymış, diyanetçiymiş hiç önemli değil.
Yeter ki bu bir ayakkabıyla beş sene okumak zorunda olan, karne parasını bile bulamayan, tamamı fakir olan okulunun ve diğer okulların çocukları okusunlar.
Not defteri tutmaz. Cep telefonu taşımaz ama her hangi bir şehir söyleseniz, o şehirde İslâmi hizmetlerde aktif olan insanların adını adresini bilir.
İslâmi guruplardan hiç birinin malı olmaz, hiç birinin aleyhinde bulunmaz, hep çalışkan Müslümanların yanında olur, din düşmanlarının karşısına da tek başına dikilir.
Ayrı ayrı guruplara bölünen ve ayrı hizmetler yapan gayretli Müslümanlar onun evinde bir araya gelirler.
Evine misafir olan ve bir guruba ait hizmetlere koşturan misafirine, bir başka gurubun güzel hizmetlerini de anlatarak farkına vardırmadan aralarında sevgi bağı kurmaya çalışır.
Öğretmenlikten emekli olduktan sonra İstanbul'a geldi ve evimde misafirim oldu. Cumartesi akşamıydı. Akşam Amerikalı Fatma'dan bana bir telefon geldi. Fatma hanım telefonda oğlu İbrahim'in arkadaşının Amerika'dan geldiğini ve Müslüman olmak istediğini Pazar günü kuşluk vaktinde evlerine gelmem gerektiğini söyledi. Ben de ona şaka yollu "Fatma hanım, senin için geldim. Oğlun için geldim. 250 milyon Amerikalı Müslüman olursa ben iki yüz elli milyon günü nerede bulacağım. En iyisi sen, Clinton'u ikna et. Televizyondan ona Kelime-i şahadeti söyletelim. Bütün Amerikalılar da evlerinden söylesinler de işi kolaylaştıralım" dedikten sonra Pazar sabahı Fatma hanımın evine misafirimle beraber gittik.
Fatma hanım, apartman komşularını da çağırmış. Daracık evde, küçücük salonda, sıkışık bir halde kahvaltı yaptık ama Şevket hocanın kadın-erkek karışık ve de sıkışık oturduğu ilk olay oluyor bu. Arada bir bana "Ben dışarı çıkayım seni bekleyeyim" diyor ama Amerikalının Kelime-i şahadet getirmesini görmek isteği onu dışarı bırakmıyor. Şevket hocanın da şahitliğinde Amerika'da bir üniversitede okuyan bu gence "İsmail" adını verdik. Çünkü İsmail ismi hem Yahudiler tarafından, hem Hıristiyanlar tarafından, hem de Müslümanlar tarafından sevilen bir isim.
Eğitimcilerin emeklisi olmaz rahmetlisi olurmuş. Şevket hoca güz mevsimi gelince on kadar iş yeriyle anlaşır, o iş yerlerinin işçilerine günde yarımşar saat İlmihal bilgileri öğretir. İş yerlerinde para almaz. Bisikletiyle gelir gider.
Kimseye yük olmaz. Boş olduğu günlerde kara trene biner, bir milyon liralık biletle üç saat yolculuk yaparken Kondüktörden başlayarak son vagona kadar bütün yolculara o günün dini mesajını verir. Dönüş için bir milyon liralık bilet alır ve yine üç saat tebliğine devam eder.
Memur maaşıyla bunlar olmaz demeyin. Bir çok insanın sigaraya verdiği parayla yapıyor bu işleri.
Elbise alırken solmayan renkleri tercih eder ve on sene giyse bile çok temiz giydiğinden eski olduğunu bilemezsiniz.
Yaz mevsiminde hizmet için uzun seyahate çıkar. Kara trenle yolculuk yapar. Dostlarını ve elinden tuttuğu öğrencilerini ziyaret eder. Yanına çokça kendi kavurduğu nohut ile kuru üzüm alır ve lokantalarda yemek yiyerek midesini de bozmaz. İstasyonlardaki çeşmelerden su ihtiyacını karşılar ve böylece yine de gittiği şehirlerde göndereceği öğrencilere yurt ve burs işini ayarlayarak döner.
Diğer Müslümanların yaptığı hizmetlerin eksiğini söyleyerek vakit kurşunlamaz. Kendine kızmaktan başkalarına kızmaya vakit bulamaz.
"Ya!, ne adammış be! bu adamı bir tanısak" demeyin. Siz de durumunuza uygun iş yapabilirsiniz. Siz, kendinizi tanıyın, siz de yaparsınız. Deneyin.
____________________ *Kaynak:* Tanıdığım Ünsüzler, Mahmut Toptaş, Cantaş Yayınları, 2003. *Hazırlayan:* Kerim Melleş, www.hikayearsivi.net
🔹🔹🔹🔹🔹🔹🔹🔹🔹
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|