[Bediüzzamandan Öyküler]
1935 YILININ İLKBAHARIYDI. Bediüzzaman ve talebeleri Nur risalelerini okuyup yazdıkları için evlerinden ve işyerlerinden alınarak Eskişehir Hapishanesine götürülüyorlardı.
Onlarla birlikte bir Kur'ân tefsiri olan Risale-i Nur eserleri de suç aleti olarak toplanıyordu.
Ani yapılan baskın ve araştırmalarda ele geçirilen bu risale ve mektupların arasında bir kitabın üzerindeki "Ramazan'a aittir" yazısı dikkatlerini çekti.
Kitabın içini açıp okuyacak kadar bilgi sahibi değillerdi. Kitabın üzerindeki yazıyı görmeleri onlara yetti.
Ramazan'ı aramaya başladılar.
Nihayet Isparta Atabey'in bir köyünde Ramazan isminde okuma-yazma bilmeyen bir köylüyü yakaladılar ve ellerini kelepçeleyerek diğer Nur talebeleriyle birlikte götürdüler.
Adam yakınıp duruyordu: "Yahu ben okuma-yazma bilmem. Risale-i Nur'ların yüzünü bile görmedim. Bediüzzaman'la bir kere olsun görüşmedim."
Ama derdini kimseye anlatamıyordu.
Adamın masum olduğunu bilen Bediüzzaman tebessüm ederek, "Kardeşim Ramazan, hakkını helal et!" diyerek onu teselliye çalışıyordu.
Bu şekilde iki ay geçti.
Risale-i Nur'lar ilmî bir kurul tarafından incelendi. Kapağında "Ramazan'a aittir" yazan kitap da bunların arasındaydı.
Tutulan rapora göre, bu kitap, Ramazan ve orucun hikmet ve faydalarından bahsediyordu. Yani "Ramazan Risalesi"ydi.
Ramazan adlı bu köylüye ait değildi.
Durum açıklığa kavuşmuştu. Ramazan artık serbestti.
Hazırlayan: A.Kerim Melleş www.facebook.com/KerimMelles Kaynak: Bediüzzaman'la Yaşayan Öyküler-2 (Ömer Faruk Paksu) - Nesil Yay. www.hikayearsivi.net
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Hikayeyi
kullanabilirsiniz. www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtirseniz memnun oluruz.
|