Hikaye Öykü Masal Arşivi

 

Hikayelerin Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı

21 Kasım 2024

Sık Kullanılanlara Ekle  Anasayfan 
              Yap Ziyaretçi Defteri

  Derviş Babam (İbretli Hikayeler)Hikaye Öykü Masal Arşivi

MENÜLER
Ana Sayfa
Arşiv
Sitenize Ekleyin
Hikaye Ekleyin
Editörlere Mesaj Gönder
Editörlük Başvurusu
Yardım / İletişim
Reklam
Basında HikayeArsivi
Künye
Ziyaretçi Defteri
Tavsiye Siteler
HİKAYE KATEGORİLERİ
İbretli Hikayeler
Dini Hikayeler
Yaşanmış Hikayeler
Duygusal Hikayeler
Sevgi Hikayeleri
Aşk Hikayeleri
Din Büyüklerinden Hikayeler
En Güzel Dini Hikayeler
Masal Demeti
Hayatın İçinden Hikayeler
İran Hikayeleri
Dostluk Hikayeleri
Mevlanadan Hikayeler
Kıssadan Hisseler
Çocuklar İçin Hikayeler
Doğruların Öyküsü
Güldüren-Tebessüm Ettiren Hikayeler
Nasreddin Hocadan Hikayeler
Sahabeden ve Evliyaullahtan Hikayeler
Kurandan Hikayeler
Resulullahtan Hikayeler
Kelile ve Dimne
Tarihi Gerçekler
Gerçek Hayattan Hikayeler
Türk Tarihinden Damlalar
Bediüzzamanla Yaşayan Öyküler
Diyanetten Hikayeler
Renkli Hikayeler
Sesli Hikayeler-Masallar
Resimli Hikayeler
Sizden Gelen Hikayeler
İngilizce Hikayeler
Padişahlardan Hikayeler-Öyküler
Türkü Hikayeleri
Tarihi Hikayeler-Öyküler
Siyasi Hikayeler-Hatıralar
Öğretici Hikayeler
Hüzün Zamanı Hikayeleri
Hazır Cevaplar Espriler
Dede Korkut Hikayeleri-Destanlar
Keloğlan Masalları (Görüntülü)
La Fontaine Masalları
Atatürk Hikayeler - Hatıralar
Tanıdığım Ünsüzler
Gazali İHYAdan Hikayeler
Ramazan-Oruç Hikayeleri
Efsaneler & Mitler
KELOĞLAN MASALLARI
EDEBİYAT DÜNYASINDAN HİKAYELER & ESPRİLER

Hikaye-Öykü Ara



[Detaylı Arama]


Yeni Eklenen 25 Hikaye
HZ. YUSUF'UN KUYUYA ATILMASI
HZ. İBRAHİM OĞLU HZ. İSHAK VE MESCİD-İ AKSA
HZ. İBRAHİM OĞLU HZ. İSMAİL VE KABE
HZ. İSMAİL VE KURBAN
HZ. HACER VE ZEMZEM
HZ. İBRAHİM VE NEMRUD
ÜÇ ARKADAŞ
KÖLENİN CEVABI
KÖPEĞİN SÖZÜ
HIRSIZIN CEVABI
KÖR, SAĞIR VE ÇIPLAK
HZ. İSA (A.S.)IN KAÇMASININ SEBEBİ
LOKMAN İLE HAZRETİ DAVUD
ZAHİDİN DUASI
BİRBİRİNİN DİLİNDEN ANLAMAYAN DÖRT KİŞİNİN KAVGASI
HAYAT AĞACI
NAHİVCİNİN (DİL BİLGİNİNİN) MİSALİ
GÖZ İLE KULAK ARASI
ÇÖPLÜĞÜ KİMLER KARIŞTIRIR?
KÖLENİN KÖLESİ
SADAKANI ZENGİNLİĞİNE GÖRE VER!
HANGİ DUAYI YAPAYIM?
YANIMDAKİ REHBERİMDİR!
BÜLBÜLCÜK NE YAPTI?
KISAS HAKKI VER!

En Çok Okunan 25 Hikaye
The Adventure of the Three Garridebs
Bir Bebeğin Yarım Kalmış Günlüğünden
Dracula - Story
İşte Aşk
Hz. Yunus Ve Balık
Uyuyan Güzel
Half-Brothers by Elizabeth Gaskell
Sevgi Üç Türlüdür
Uyku Masalı
Dostluğun Öyküsü
Hansel Ve Gretel
Haddini Aşmanın Zararı
Ona "Sevdiğinizi" Söyleyin
Evlilik
Çirkin Ördek
On Çinli
He Needed Me
Ayrılın Ayrılabilirseniz
Eshab-ı Keyf (Mağara Arkadaşları)
Dost (Mevlana'dan)
Çorap
Nurten Hanımın Gözyaşları
The Yellow Face by Sherlock Holmes
Futbol Olayı
Seni Nasıl Sevebilirim


Reklam ver

Mail List
Sitemizin yeniliklerinden ilk sizin haberiniz olsun.
İsim:
Mail:
 


Editör Giriş

Google
Sitemiz hakkındaki görüşlerinizi ZİYARETÇİ DEFTERİNE yazarsanız seviniriz.


Ziyaretçilerimiz ve Hikaye Dostlarının Dikkatine:

www.hikayearsivi.net olarak 2002 yılından itibaren yayın faaliyetimizi sürdürmekteyiz. İnternet üzerinde yayın yapan birçok sitenin içeriğinde, sitemiz içeriği kullanılmaktadır. İlk defa birçok kategori altında hikaye-öykü ve masalları paylaşmaya başlayan sitemiz, bu konuda da diğer sitelere örnek olmuştur. Sitemizin ve içeriğinin genişlemesine ve sitemizin tanıtımına siz değerli ziyaretçilerimizin katkısı çok önemlidir. Sitemiz içeriğini paylaşırken, mutlaka kaynak olarak www.hikayearsivi.net den alıntılandığını belirterek içeriğimizi kullanabilirsiniz. Unutmayın ki kaynak belirtmeden, içeriğimizi alan onlarca site ve ziyaretçi, çalışmalarımızdaki emeğe karşı bizi şevksiz bırakmaktadırlar. Lütfen sitemizin tanıtımına sizde katkı sağlayın. (A.Kerim MELLEŞ & Mehmet Zahid MELLEŞ)

Derviş Babam
Derviş dayım benim çocukluğumun ermiş adamıydı. Bir çocuğun kalbine girmeyi bilen bilge bir adamdı. Rahat uyu Derviş dayım…... [İbretli Hikayeler]





Derviş Dayı; Çocukluğumun en güzel anılarından biridir Derviş dayı.

Güneyde Lefkoşa’ya bağlı küçük bir köyde tanıdım onu. Koççat köyünde. Üç- dört yaşlarındayım. Önceleri hayal mi, gerçek mi emin olamadığım bir hikaye bu. Hani çocuklar küçükken gerçekle hayali ve rüyayı karıştırırlar ya; İşte öyle bir şey. Ama ben ilginç bir şekilde bu hikayenin gerçek olduğunu, benim uydurmadığımı öğrendim.Bunu yaşadığım an; inanılmaz güzel bir andı benim için.

Güneyde nerdeyse baraka gibi olan küçücük evimiz köyün yamacındaydı. Köyün ilkokuluna da yakındı. Okula gitmememe rağmen elimize teneke bardaklarımızı alıp okula giderdik. Okuldaki çocuklara verilen sütlerden görevliler bize de verirdi. Okul Derviş dayının evine de yakındı. Derviş dayının çocukları ile oyun oynamayı çok severdim. Bütün gün salıncak, saklambaç gibi oyunlar oynardık. Bazen de Derviş dayının davarıyla beraber gittiği ovaya gider, orda oynardık. Vaktin nasıl geçtiğini anlamazdık. Eve dönme vakti olduğunu güneşin batmasıyla anlardık ancak. İstemeye istemeye eve dönerdik.

Yine birgün kardeşlerimle Derviş dayının gittiği ovaya gittik. Gezerken bir çalının kökünde yumurtadan daha yeni çıkmış kuş yavruları bulduk. Ne yavrusu olduklarını bilemediğim yavru kuşların tüysüz ve çıplak olduklarını çok net hatırlıyorum. Sanırım ilk kez yeni doğmuş kuş yavrusu görmüştüm. Ağızlarını açmış ciyak ciyak bağırıyorlardı. Kardeşlerim ve Derviş dayının çocukları, kuşları paylaştılar. Ben küçük olduğum için bana kuş kalmadı. Başta onlara söz geçiremedim. Ama kararlıydım kuşlardan birini almaya. Bağıra çağıra bir tane de ben alabildim sonunda. Yavruları aldıktan sonra eve dönmek için yola çıktık. Eve gelmezden önce de Derviş dayımıza gittik ve gururla kuşlarımızı gösterdik. Elimizdeki yavruları gördüğü zaman kaşları çatıldı, yüzü ve bakışları farklılaştı Derviş dayının. İlk söylediği şey; Hemen bunları aldığınız yere götürün hava kararmadan demek oldu. Tabi ki itiraz ettik. Üstelik güç bela bir kuş alabilmiştim.

Derviş dayı itirazımız üzerine; Hepimizi oturduğu sandalyenin etrafına topladı ve devam etti konuşmasına. Şimdi annesi gelecek ve yavrularını göremeyecek yuvasında. Buna çok üzülecek dedi. Sizin anneniz sizi bulamasa ne hale gelir, hiç düşündünüz mü? dedi. Hem siz bakamazsınız ve yavrular ölür dedi.

İtiraz ettim hemen. Hayır, ben ona hergün yiyecek veririm dedim. Derviş dayı onların ağzına anneleri yavaş yavaş koyar yemeklerini. Siz yapamazsınız. Onların ölmelerini istermisiniz? dedi. Hepimiz sustuk bir süre. Hiçbirimiz kuşlarımızı vermek istemiyorduk. Onlar bize aitti. Biz bulmuştuk. Ama bir taraftan da Derviş dayının söylediklerinin çok doğru olduğunu ve kuşları geri götürmemiz gerektiğini çocuk kalbimiz çok iyi anlamıştı. Derviş dayı bizim karar vermemizi bekliyordu sabırla. Ne kadar bir zaman geçti bilmiyorum. Kimin karar verdiğini de hatırlamıyorum. Ama sonunda kuşları yuvasına götürme kararı alındı. Hepimiz acele yola koyulduk. Patikalardan geçip yavruları bulduğumuz çalının köküne, yuvalarına bıraktık. Döndüğümüzde akşam olmuştu. O kadar huzurlu ve mutluydum ki. Doğru yaptığımızdan emin Derviş dayımızın yanına geldik. O da başımızı okşadı.

Barış Harekatından sonra Kuzeyden Güneye geçtik 74’te. İlkokul, orta, lise derken üniversiteyi bitirdim. Öğretmenliğe başladım. Bu olayı zaman zaman hep hatırladım. Ama hiç konuşmadım. Okuduğum bir hikaye, bir rüya, ya da benim uydurduğum bir masal mı olduğu konusunda zaman zaman düşündüğüm oldu. Ama evimizin yanında Derviş dayı diye birinin olduğunu annemden duymuştum. Böyle biri olduğunu biliyordum. Derviş dayımızın başında hep beyaz bir bez olurdu. Uzun boyluydu. Sakalları var mıydı? Çok emin değilim. Galiba saçları da uzundu. Bundan da emin değilim. Sanki bir hayaldi. Bir kahraman. Kutsal bir şeydi benim için.

Büyüdüğüm zaman okulda dervişlerin olduğunu, onların çok iyi insanlar olduğunu öğrendim. Dervişlerin çok iyi insanlar olduğunu nenelerim de çok anlatırlardı. O zaman Derviş dayımın bir derviş olduğunu ve iyi insanların adının Derviş olduğunu zannederdim. Derviş dedikleri zaman Derviş dayım aklıma gelirdi. Kimlere derviş dendiğini büyüdükten sonra anladım ancak. Yine de Derviş dendiğinde Derviş dayımı hatırladım hep.


Kapılar açıldıktan sonra Koççat’a tekrar gittiğim zaman çok heyecanlandım. Acaba çocukken hatırladığım gibi miydi köy. Yoksa tamamen farklı bir yer miydi. Köye girdiğimiz zaman köy kahvesine oturup kahve içtik. Kahve tam hatırladığım gibiydi. Yeğenimle bir gece kaçıp bu kahveye gelmiştik. Zor bulmuşlardı bizi. Kiliseyi hatırlamadım. Ama çocukken oyun oynadığım tepeler de hatırladığım gibiydi. Oturduğumuz ev de.

Bir gün sınıfta öğrencilerimle sohbet ederken onlara bu olayı anlattım. Bu olayı hayal olarak hatırladığımı, tam emim olmadığımı. Bu hikayeyi anlatırken, öğrencilerimden biri çığlık atarak ayağa kalktı. Hocam dedi sizin anlattığınız benim dedem dedi. Vadili’de oturuyorlardı. Birden annemin köylülerimizden bazılarının Vadili’de oturduklarını anlattığı geldi. Bütün sınıf heyecanlandı. Kemal adındaki öğrencime hala yaşıyor mu?d iye sorarken duyduğum heyecan; tarif edilmezdi. Yaşadığını, ama çok yaşlı olduğunu söyledi. Ona gelip görmek istediğimi söyledim. O da kabul etti hemen. Öğrencilerim okuldan izin alıp sınıf olarak ziyarete gidelim dediler.

Hatırladığım kadarıyla yaza girmek üzereydik ve son sınavlarımız yaklaşmıştı. Sınavlardan sonra gitmeye karar verdim. Derviş dayım benim hatırladığım olayı belki de hiç hatırlamıyordu. Güneyde iken 40’ını geçmiş bir adamdı. Ama benim çocuk aklımda yaşlı bir adam olarak kalmıştı. Belki de saçı sakalı olduğu içindi.

O gün ve sonrasında heyecanım devam etti. Ta ki yaza girerken Kemal’den ; Derviş dayımın vefat ettiğini öğrenene kadar. Üzüldüm tabi ki bir şeylere geç kalmanın ne demek olduğunu bir kez daha anladım. Bir çocuğun ruhunda çocukken yaşadıkları ömür boyu devam eder. Derviş dayım benim çocukluğumun ermiş adamıydı. Bir çocuğun kalbine girmeyi bilen bilge bir adamdı. Rahat uyu Derviş dayım……………..


Yazan: Nazife Uçar


---------------------------------------------------------
Hazırlayan: Kerim Melleş | www.facebook.com/KerimMelles
www.hikayearsivi.net



Kaynak: Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.


Önemli Not: Lütfen hikayeyi kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.

14 Kasım 2011 - 13:38:47 - 4756 günlük
Ekleyen editör: HikayeArsivi

Okuyan:[6148]Yorumlayan:[0]Kategori: [İbretli Hikayeler]
[Arkadaşına Gönder][
Yazdır]



Bu hikaye yazı-yorum için henüz yorum yapılmamış veya yorum onaylanmamış.
 

Yorumlarınızı Yapın:
 



Reklam ver

 
 

.: Günün Ayeti :.

.: Günün Hadis-i Şerif-i :.

.: Günün Sözü :.

     


 
Google

Sitemizden alınan tüm hikaye-öykü-masal ve materyaller için link verilmesi zorunludur.
Site içeriğini kullanmak için site yönetimiyle [kutulkulub@gmail.com] irtibata geçerek istifade edebilirsiniz.

 
 Hikaye Arşivi  
Kerim MELLEŞ-KuTuL KuLuB © 2002-2024  ©  Hikaye Öykü Masal Arşivi
Sayfamızı en iyi 1024*768 çözünürlükte görüntüleyebilirsiniz...

  KuTuL KuLuB-A.Kerim Melleş