Adana:
Adana'ya ait en eski yazılı kayıtlara ilk olarak, Anadolu'nun en köklü medeniyetlerinden olan Hititlerin Kava Kitabelerinde rastlanmaktadır. Bu kabilelerdeki bir yazıtta Adana ve çevresinden Uru Adania (Adana Beldesi) olarak bahsedilmektedir.
Adana için kullanılan isimlerin karışıklıklara sebep olması nedeniyle 1878 yılında yayınlanan bir fermanla yöre adının Adana olarak yazılmasına karar verilmiştir.
Adapazarı:
Adapazarlılar bu şehrimize kısaca Ada derler. Çünkü Sakarya ve Çark suyu arasında yer alan şehir, tıpkı bir adayı andırır. "Pazar" kelimesinin menşei ise, on yedinci yüzyılda yörenin Pazar yeri olmasıdır. İşte, Adapazarı bu iki sözcüğün "Ada" ve "Pazar" sözcüklerinin birleşmesinden oluştu. Adapazarı, Sakarya ilimizin merkezidir.
Afyonkarahisar:
Afyon türkülerinde sık sık "Hisar" sözcüğü geçer. "Hisarın bedenleri çevirin gidenleri" gibi. Bu hisar sözcüğünün Afyon türkülerinde sık sık yinelenmesi nedensiz değildir. Eski adı Akroenos olan şehri Selçuklular uzun süren bir kuşatmadan sonra ele geçirdiler. "Hisar" kuşatma anlamına gelir. Acılarla elde edilen yere "Karahisar" dediler ve orada, kara taşlardan bir kale kurdular. On altıncı yüzyılda bölgede afyon yetiştirilmeye başlayınca, Karahisar'ın başına bir de Afyon eklendi ve şehir "Afyonkarahisar" adını aldı.
Ağrı:
İsmini sınırları içindeki "Ararat" dağından aldığı sanılıyor. Ararat, önce Aran sonra da Ağrı adını aldı.
Aksaray:
Selçuklu Sultanı İzzettin Kılıçarslan, şehirde cami, medrese, kümbetler ve büyük, beyaz bir saray yaptırdı. Şehir "Aksaray" adını işte bu beyaz saraydan aldı.
Amasya:
Amasya şehrini tarihçi Strabon'a göre Amazon karalı Amasis kurdu ve ona Amasis kenti anlamına gelen "Amasesia" ismini verdi.
Ankara:
İslam kaynaklarında Ankara'nın adı Enguru olarak geçer. Kimilerine göre Ankara sözü Farsça "Üzüm" anlamına gelen Engür'den, ya da Yunanca'da Koruk anlamına gelen"Aguirada'dan türemiştir. Bazılarına göre Hint-Avrupa dillerindeki "Eğmek" anlamına gelen Ank ya da Sankskritçe de "Kıvrıntı" anlamına gelen Ankaba'dan veya Latince'den çengel anlamına gelen uncus'dan türediği ileri sürülmektedir. Frig dilinde Ank "engebeli, karışık arazi" anlamına gelir. Şehrin diğer isimleri; Ankyra, Ankura, Ankuria, Angur, Engürlü, Engürüye, Angare, Angera, Ancora, Ancora ve son olarak Ankara şeklini almıştır.
Antakya:
MÖ 300 yıllarında Makedonya Kralı Seleukoz bu yörede Antakya'yı kurdu ve şehre babasının ismi olan Antiokhia adını verdi. Zamanla büyüyen kent, başkent halini aldı.
Antalya:
MÖ. on birinci yüzyılda Bergama kralı II.Attalos tarafından kuruldu. Şehir önceleri ismini kurucusundan aldı ve Attaleia adıyla anıldı. Daha sonra bu isim Adalia, Antalia ve en son Antalya şekline dönüştü.
Artvin:
İskitler tarafından kuruldu. Artvin sözü İskitçe'dir.
Aydın:
İlk olarak Argoslar tarafından kuruldu. Anadolu beylerinden Aydınoğlu Mehmet Bey'den aldı. Aydın, Mehmet Bey’in babasının ismidir.
Bursa:
Eski çağlardaki Bitinya bölgesinin başkentidir. Buraya kurucusu Bitinya kralı Prusias'ın adı verildi (MÖ: 11.yüzyıl).
Balıkesir:
Şehrin adının Eski hisar anlamına gelen Paleokastio'dan türediği sanılmaktadır. Halk arasında dolaşan bir söylentiye göre de balı çok anlamına gelir. Çünkü kesir Arapça'da çok anlamına gelmektedir.
Bayburt:
Eldeki kaynaklara göre kasabanın ortaçağdaki adı "Paypert" ya da "Pepert" idi. Bayburt adı buradan gelmektedir.
Bilecik:
Bizanslılar döneminde burada Bilekoma adlı bir kale vardı. Osman Bey tarafından alındıktan sonra isim bu şekilde değiştirildi.
Bingöl:
Civarında bir çok göl bulunması sebebiyle bu ismin verildiği sanılıyor.
Bitlis:
Kimi tarihçilere göre, "Bageş" ya da "Pagiş" sözcüklerinden türemiştir. Kimilerine göre de Büyük İskender'in komutanı "Lis" ya da "Badlis" burada bir kale kurmuş. Bitlis sözcüğünün bu komutanın isminden kaynaklandığı sanılıyor.
Bolu:
Önceleri Bithynion, Romalılar döneminde ise Claudiopolis adı verildi. Türkler burayı alınca Claudiopolis sözcüğünü kısaltıp sadece polis dediler. Daha sonra bu da halk dilinde değişerek Bolu oldu.
Burdur:
Eski adı Askaniya'dır. İsmini yanında kurulmuş olduğu Burdur gölünden alır.
Çanakkale:
Marmara ve Ege denizlerini birleştiren Boğaz'daki şehir ve kasabaların en büyüğü ve il merkezidir. Boğazın doğu kıyısında ve en dar yerinde kurulmuştur. Burada denizin şekli tıpkı bir çanağı andırır. Bugünkü ismini buradan alır.
Çankırı:
İlkçağda "Gangra" kalesinin eteğinde kuruldu. İsmini Gangra kalesinden alan Çankırı'ya yakın zamana kadar Çangırı ve Çenğiri deniliyordu.
Çorum:
Rivayete göre Çoğurum kelimesinden türetilmiştir. Bu da bölgede zamanında Rumların çoğunluğu oluşturmasından kaynaklanmaktadır.
Denizli:
Deniz-ili kelimelerinin birleşmesinden oluşmuştur. İl eski Türkçe'de ülke, memleket anlamına gelir. Yani deniz memleketi denilir.
Diyarbakır:
Bakır ülkesi anlamına gelmektedir. Bu ismin kaynağı Diyar-ı Bekir'dir. Bekir'in memleketi anlamına gelir. Bekir b. Va'il adlı Arap göçebe boyunun buraya yerleşmiş olması sebebiyle bu ismin yerleştiği söylenir. Diyarbakır'ın eski adı Amid veya Amed'dir. Gelen veya bizim anlamına gelir. Dede Korkut kitabında Amid'e Hamid de denilmiştir.
Edirne:
Romalılar döneminde imparator Hadrianus tarafından kurulduğu için şehir "Hadrianopolis" adını alır. Hadrianus'un şehri anlamına gelen bu sözcük, sonradan değişimlere uğrayarak Edirne halini aldı.
Elazığ:
1834 yılında Mezra denilen yerde kuruldu. 1862 yılında buraya padişah Abdülaziz Han’ın onuruna "Mamuret-ül-aziz" ismi verildi. Daha sonra Elaziz olarak kısaltılan isim, 1937 yılında Elazığ'a çevrildi.
Erzincan:
Erzincan ovasından adını alır. Ezirgan diye halk tarafından söylenir. Buranın eski adı Eriza'dır.
Erzurum:
Ard-ı Rum kelimesinden gelir. Yani Rum toprağı demektir. Diğer bir rivayete göre de Selçuklular buraya Erzen-Rum demişlerdir. Erzen darı demektir. Şehir o zamanlar bir tahıl ambarı olarak kullanılmıştır.
Eskişehir:
Eski adı Doylaion'dur. 1080 yılında Türkler burayı ele geçirdi. 1175 yılında burasını Bizans geri aldı. Kılıçarslan bu şehri daha sonra geri alınca, ona "Bizim eski Şehrimiz" anlamına gelen Eski Şehir adını verdi.
Gaziantep:
Şehrin eski adı Ayıntab'dır. Kelime anlamı, pınarın gözü demektir. Zamanla Antep olarak değişmiştir. Halk Kurtuluş savaşında Fransızlara karşı başarılı bir savaş verince 6 Şubat 1921'de çıkartılan bir yasayla Gazi unvanı verildi.
Gümüşhane:
Burada daha önceleri gümüş madenleri olduğundan, bu şehre Gümüşhane denilmiştir.
İstanbul:
MÖ. 658 yılında Megara kralı Byzas tarafından kurulduğundan bu şehre kurucusundan dolayı Bizantion adı verilmiştir.
Roma imparatoro Marcus Avrelius döneminde imparatorun manevi babasının adıyla "Antion" olarak anıldı.
Bizans İmparatoru Konstantin bu şehri yeniden kurunca buraya kendi adını verdi. Şehre "Konstantin" veya "Konstanpolis" adı verildi. Araplar "Kostantiniye", Romalılar "Konstantinopolis" demişlerdir. Daha sonra bu ismin kısaltılmış şekli olan "Stin-polis" deyimi kullanıldı.
Türkler burayı alınca Müslüman şehir anlamında "İslambol" adını verdiler.
İstanbul isminin Stin-polis yahut İslambol kelimelerinden geldiği düşünülmektedir.
İzmir:
Şehrin asıl adı "Smyrna"dır. İzmir kelimesi Smyrna'nın halk arasındaki kullanış şeklidir. Homeros destanlarında bu kent ismini Kıbrıs Kralı Kinyras'ın kızı Smyra'dan alır. Kimi kaynaklara göre de, İzmir şehrini ilk kuran Hititler değil, Amazonlar'dır (Hititler de buraya Navlühun adını vermişlerdir.)
Kahramanmaraş:
Asıl adı Markasi'dir. Halk dilinde Maraş olarak değişmiştir. Kurtuluş savaşında Fransızlara karşı şehirlerini kahramanca savunduklarından meclis tarafından 11 Şubat 1922'de kahraman unvanı verildi.
Karaman:
İlk ismi Laranda'dır. Selçuklu ve Osmanlılarda ki ismi Larende idi. Karamanoğullarının başkenti olduğundan buraya daha sonra Karaman adı verildi.
Kars:
MÖ 130-127 yılında buraya yerleşen Karsak oymağından dolayı şehre kars adı verilmiştir. Kars kelimesinin anlamı ise deve ya da koyun yününden yapılan elbise veya şal kuşağı anlamına gelir.
Kastamonu:
Şehrin eski adı "Tumana"dır. Buraya daha sonra Gas-Gas isimli bir kavim yerleşti. İşte Kastamonu Gas ve Tuman'ın birleşmesinden meydana gelmiştir.
Kayseri:
Romalılar Mazaka adlı şehri alınca buraya Kaysarea adını verdiler. Yani İmparator şehri anlamına gelir. Daha sonra Kayseri olarak halk arasında yayıldı.
Kırşehir:
Kır ve Şehir kelimesinin birleşmesinden oluşmuştur.
Kocaeli:
Orhan gazi döneminde bu bölgeyi feth eden Akçakoca isimli komutandan dolayı buraya Kocaeli denildi.
Konya:
Daha önce "ikonyum" olduğu iddia edilen şehrin ismi, Abbasiler tarafından fethedildiğinde Kuniye'ye çevrilmiştir. Türkler bu ismi Konya olarak değiştirdi.
Kütahya:
Frigler buraya "Katyasiyum" veya "Katiation" adını vermişlerdir. Daha sonra yöre halkı buraya Kütahya demiştir.
Malatya:
Hititler döneminde buranın adı "Meliddu"dur. Halk tarafından Malatya olarak değişmiştir.
Manisa:
Yunanca Magnesya'dan gelmiştir. Şehri Türkler fethettiğinde ismi Manisa olarak değiştirildi.
Mardin:
Mardin adı Süryanice'de Marde'den geldiği rivayet edilir. Romalılar "Maride" Araplar ise "Mardin" adını vermişlerdir. Diğer bir rivayet göre ise kürtçedeki Mer-din yani erkek, yiğit -görmek kelimesinden geldiği söylenmiştir.
Muğla:
Eski adı "Mobolla"dır. Türkler buraya daha sonra Muğla demişlerdir.
Muş:
Bir rivayete göre Süryanicedeki suyu bol anlamına glene Muşa'dan diğer bir rivayete göre ise Şehrin kurucusu Muşet'den gelmiştir.
Nevşehir:
On sekizinci yüzyıla kadar şehir bir köydü ve adı "Muşkara" idi. Daha sonra Nevşehirli Damat İbrahim Paşa köyünü geliştirdi ve yeni şehir anlamında Nevşehir adını verdi.
Niğde:
İlkçağda bölgede Nagdoslular adlı bir kavim yaşadığından bu şehre isimlerini vermişler. Arap kaynakları şehre "Nekide" veya "Nikde" demişlerdir. Halk ise şehre Niğde adını vermiştir.
Ordu:
Eski adı "Kotyora"dır. Halk tarafından bu isim değişikliğe uğramıştır.
Rize:
Kafkas kökenli bir kelime olduğu sanılmaktadır
Sakarya:
Adını sınırları içinden geçen Sakarya nehrinden alır.
Samsun:
Eski adı "Amisos"dur. Samsun ismi bu kelimenin halk tarafından değiştirilmesidir.
Siirt:
Siirt adının Keldani aslından geldiği ve şehir anlamına geldiği söylenir. Diğer bir rivayete göre ise Sert kelimesinin bozulmuş şeklidir.
Sivas:
Rivayetlere göre Sivas kurulmadan önce ulu ağaçlar altında kaynayan üç pınar varmış. Bu pınarlar Allah'a şükür, ana ve babaya minnet ve küçüklere şefkat duygularını ifâde edermiş. Bu üç pınara "Sipas Suyu" denirmiş. Bu üç pınarın etrâfında kurulan yerleşim yerine "Sipas" ismi verilmiş. Diğer bir rivâyete göre ise Sivas ismi eski kavimlerden "Sibasipler"den gelmektedir. Sivas ilk çağlarda Talavra, Megalapolis, Karana ve Diyapolis isimleriyle anılmıştır.
Şehrin adının Farsça’da "üç değirmen" mânâsına gelen "Sebast" kelimesinden geldiği de söylenmektedir.
Tekirdağ:
Adını, kıyı boyunca uzanan Tekirdağları'ndan almıştır.
Tokat:
Eski adı "Komana Pontika" idi. Tokat adının Pontika adının halk arasından değişmiş şeklidir.
Trabzon:
"Trapezus" sözcüğünden gelir. Anlamı dört köşedir.
Tunceli:
Burada bazı maden yataklarının bulunmasından dolayı şehre Tunceli adı verilmiştir. Yani tunç ülkesi demektir.
Urfa:
Eski adı "Orhoe" veya "Orhai"dir. Daha sonra Araplar tarafından "R"ya çevrilmiştir. Şehir Babil hükümdarı Ramis-Nemrut tarafından kuruldu.
Uşak:
Çocuk veya genç adının halk dilinden söylenişidir. Bazı rivayetlere göre ise uşak (Ayn'la söylenişi) kelimesinin aşık kelimesinden geldiği söylenmiştir.
Van:
Van'ı Asur kraliçesi Semiramis kurdu. Bundan dolayı şehre "Şahmirankent" adı verildi. Daha sonra Persler döneminde buraya Van adında bir vali geldi ve şehri bayındır hale getirdiğinden şehre onun adı verildi.
Hazırlayan:www.hikayearsivi.net | A.Kerim Melleş