“Algıl öğüt mendin oğul, erdem tile,
Boyda uluğ bilge bolup, bilging ula.”
Ey oğul! Benden öğüt al! Edep ve terbiyeye çalış. Ta ki, ulusun büyüğü olasın. Onlar arasında edep ve hikmetin yayıla.
“Oğlum öğüt algıl bilgisizliğ kiter,
Talkang kikimg bolsa anğar pekmes katar.”
Ey oğul! Öğüt al, kendinden sefahati def et. Kavutu olan kimse, onu pekmeze katar, akıllı olan kimse öğüt kabul eder.
“Eşitip ata ananğnınğ sawlarını kadırma,
Nenğ kut bulup köwezlik kılnıp yana kuturma.”
Ananın babanın sözünü işittiğinde reddetme. Mal ve baht bulduğunda buldum delisi olma, seni şımarıklık almasın, haddini aşma.
“Bakmaz budun sevüksüz,
Yudki yudhi saranka,
Kazgan ulıç tüzünlük,
Kalsın çawınğ yarınka.”
Millet sevgisiz, yüzü ekşi, sıkı kişiye bakmaz. Yavrum, yumuşak huyluluk kazan. Hoşgörülü ol. Ünün yarına kalsın.
“Bilge eren savların algıl öğüt,
Edhgü çavınğ edhlese özge singer.”
Sözün özünü hep bilginler söyler. Bunları hep öğüt olarak al. İyi sözler sana çok şey öğretir, siner benliğine, seni yüceltir.
"Oğlum sanğa kodhurmen erdem öğüt humaru,
Bilge eriğ bulup sen bakkıl anınğ tabaru.”
Oğlum! Sana fazilet ve edep bırakıyorum. Akıllı bir bilgin bulduğunda ona yaklaş, bilgi topla, erdem al, kişiliğini yücelt, ondan faydalan.
* Mustafa Turan, Tarih Boyunca Babaların Çocuklarına Öğütleri, İstanbul 2003
Hazırlayan:www.hikayearsivi.net | A.Kerim Melleş