İstanbul’un işgali yıllarında bir Türk okulunu gezen Fransız generallerinden M.Bramon, bir kızımızın yaptığı elişini beğenmişti. Generalin bunu almak arzusu göstermesi üzerine, öğretmen elişinin sahibine yaptığını armağan etmesi teklifinde bulunmuş, fakat öğrenci buna son derece sinirlenerek:
- Hayır, bir çöp bile vermem, diyerek bu teklifi şiddetle reddetmişti.
Aradan yıllar geçtikten sonra aynı okula Atatürk gelmiş, aynı öğrenci bu kez, düşman generaline vermediği aynı elişini Atatürk’e armağan etmek üzere uzatmış ve heyecanla şöyle demişti:
- Büyük Atam, bu değersiz hediyenin kabulünü rica ediyorum. Bu işimi bir zamanlar hocam, memleketimin işgali zamanında, Fransız Generali Mösyö Bramon’a armağan olarak vermemi rica etmişti. Halbuki ben, bu arzuyu reddetmekle düşman ellerinde bir çöpümü bile görmek istemediğimi söylemiştim. Şu dakikada içimden gelen bir istek ve sevgiyle armağanımı kabul etmenizi rica ediyorum.
Ata’nın bu sözler üzerine kaşları çatılmış ve sert bir sesle şu cevabı verdiği duyulmuştur:
- Kızım, Türkiye’ye kin yakışmaz!.. Biz herkesle dostuz. Çektiklerimiz, başımızda bulunan saltanat devrinin büyük hatalarının neticesidir. Avrupalıların, Türk kızlarının eserlerini hayranlıkla seyretmeleriyle fikirlerini değiştirebilir miyiz? Sen onu o zaman verseydin, şimdi şanlı Türk kızlarını temsil eden bir eser Avrupa duvarlarını süslerdi.
Kaynak: Niyazi Ahmet BANOĞLU, Nükte ve Fıkralarla Atatürk, s.342-343