Bir gün Atatürk’e Türk askeri hakkında ne düşündüğünü sormuşlardı:
- Durun size bu konuda bir öykü anlatayım, diyen Atatürk, şu olayı anlatıyor:
- Yıldırım Orduları kumandanı idim. Liman von Sanders Paşa da o sırada kıtalarımızı teftişe gelmişti. Hastaneden yeni çıkmış bir eri de nasılsa bölüklerin arasına karıştırmışlardı. Von Sanders:
- Canım böyle adamları da niye buraya gönderirler? diye söylenerek hasta ve cılız eri göğsünden itti. Mehmetçik hemen yere yıkıldı.
Alman generali davasını ispatlamış olmanın gururu ile:
- İşte gördünüz ya, dedi. Düşmek için bahane arıyormuş...
O sırada Von Sanders’e bir azizlik yapmak aklıma geldi. Erin yanına sokularak:
- Ne kof şeymişsin sen, dedim. Dikkat etsene, seni yere yuvarlayan adam bizden değildi. Ne diye karşı durmadın. Şimdi yeniden yanına gelirse sıkı dur. Gücün yetiyorsa bir kakma da sen ona vur.
Sonra da Von Sanders’e dönerek:
- Sizin güçsüz sandığınız er, boş bulunduğu için yere yıkılmış. Türk askeri amir karşısında dünyanın en uysal askeri olur. Kendisine söyledim: “Hele gelsin bak, bir daha beni yere yıkabilir mi?”, diyor.
Von Sanders askerlerle şakalaşmasını severdi. Gülerek aynı askerin yanına geldi. Fakat eliyle dokunur dokunmaz, o güçsüz askerden göğsüne öyle bir kakma yedi ki, hemen sırtüstü yuvarlandı. Von Sanders Mehmetçik’in bu karşı koymasına kızmamış, bilakis Türk erine karşı hayranlığı artmıştı. O kadar ki yerden kalkınca ilk işi Türk erinin elini sıkmak oldu.
Atatürk:
- İşte Türk askeri budur, diyerek sözlerini bitirdi.
H. BESLEYİCİ, Atamız Atatürk, s.89-90