Sümbül Efendi'nin Rahime adlı bi kızı vardır. Müritlerinden Merkez Efendi onunla evlenmek ister.
Sümbül Efendi, Merkez Efendi’nin hali vakti yerinde olmadığı için kızı vermek istemediğinden ancak kırık deve yükü altın getirirse razı olacağını söyler.
Merkez Efendi, günümüzde mezarının bulunduğu yerin arkasından kırk çuval toprak alır. Bunları develere yükleyerek Sümbül Efendi'ye götürür.
Herkes şaşkınlık içindedir. Toprak getiren Merkez Efendi’ye karşı Sümbül Efendi’nin tavrını merak etmektedirler. Çuvallar açıldığında altınla dolu oldukları görülür. Şaşkınlık biraz daha artar. Sümbül Efendi onun kerametlerini görünce:
- Sen artık yetiştin kale dışına çık ve Hakkın sana verdiği görevi yerine getir, der.
Bunun üzerine Merkez Efendi şimdi bulunduğu yere yerleşir.
Günün birinde kızıyla damadını ziyarete giden Sümbül Efendi, kapıyı açık bulur. Kızı ayaklarını uzatmış, ayaklarından çıkan ateşle yemek pişirmektedir.
Sümbül Efendi:
- Ne yapıyorsun, der.
Rahime Sultan:
- Odunumuz olmadığından dervişlere ancak böyle yemek pişirebiliyorum, der.
Sümbül Efendi, kızının da olgunluğa eriştiğini anlar, bir süre sonra ölür.