"Her nefis ölümü tadacaktır" ilahi hükmünce Yavuz Sultan Selim Han'n ölüm anı da gelip çattı.
Padişah olalı daha sekiz yıl olmuştu, gençti devleti -milleti ve İslam alemi için büyük idealleri vardı ama, ölüm ferman dinlemiyordu.
Kemak Paşazade çok sevdiği Padişahı için bir mersiye yazmıştı. Bu alim kişi, O'nu ve kısa saltanat dönemine sığdırdığı büyük işleri şöyle tasvir ediyordu:
Şems-i asr idi, asrda şemsin
Zıllı memdüd olur, zamanı kasir
Tâc ü tahtıyle fahreder beyler
Fahrederdi ânınla tâc ü serir
Yani, Kemal Paşazade Yavuz'u hem asrın (yüzyılın) güneşi olarak görüyor, hem de ikindi vaktinde gölgesi uzun ama ömrü kısa olan ikindi güneşine benzetiyor. Bütün beyler taç ve tahtlarıyla övünürlerken taç ve tahtın Yavuz Sultan Selim'le övündüğünü dile getiriyor.
Ve, Yavuz Sultan Selim'in naaşı, Mısır seferinden dönüşte Kemal Paşazade'nin atının ayağından sıçrayan çamurla leke olan kaftana sarılıp defnedildi.