Eskiden rüşvetçiliğiyle tanına bir hakim, bir dava ile ilgili olarak davacıdan birkaç halıyı "hediye" anlamında götürmüştür. Ancak davalı da boş durmamış, o da sırtında bazı hediyeler bulunan bir katırı yola çıkarmıştır.
Hakim, kendi prensiplerine göre katırı artık almayacaktır; ama hırs ona "Bir yolunu bulursun, bu yüklü katır kaçmaz." dedirtip çıkmaza sürükler.
Ancak mahkemede, her iki tarafı da razı edecek bir karar çıkaramaz ve düşer. Davacı kendi kendine "Her halde bizim halıları unuttu, iş lehimize dönmedi." diyerek bir hatırlatma yapar:
- Eee, efendim, halı-kilim derken, artık şu işi bitirelim.
Hakim, adamın bu kapalı hatırlatmasına cevap verir:
- Evet, halı-kilim, hepsi çok güzel de, sanki ağır bir katır ayağıma basmış gibiyim; bir türlü kurtulamıyorum.
Bölüm:Kanun Adamları ve Mahkumlarla İlgili Hikayeler
Kaynaklar: Tarihi Öyküler(Ebubekir Subaşı)-Timaş Yay.
Hazırlayan: KuTuL KuLuB/ www.hikayearsivi.net