Yavuz Sultan Selim, önce Mercidabık Savaşı (1516)'nda Memlukları yendi, sonra "aşılmaz" denilen Sina Çölü'nü aştı ve Ridaniye Savaşı (1517) ile ikinci kez zafer kazandı. Artık yaklaşık 250 yıllık Türk devleti olan ve halifelik makamını ellerinde bulunduran Memluklular tarih olmuştu.
Yavuz, son mücadelede iyi bir direniş örneği sergileyen ancak esir düşen Kurtbay'ı huzuruna getirtti ve:
- Bak Kurtbay, şecaat ve cesaretine cidden hayran oldum. Lakin imdi senin şecaat ve cesaretin neye yaradı, dedi.
Kurtbay:
- Hünkarım! Allah'a şükür, şecaat ve cesaretim bakidir. Lakin memleketimizi siz kendi bahadırlığınız ve şecaatinizle aldınız. Bize ne yaptı ise ölüm saçan o menfur toplarınız yaptı. Onlar memleketimizin kaybına sebep oldu, dedikten sonra şöyle devam etti:
- Sultan Kansu zamanında bir Berberi, Venedik'ten top getirdi. Mısır hükümetine satmak istedi. Fakat devlet ricali, Peygamber Efendimiz'in: "Kılıç ve ok kullanınız." emr-i şerifine aykırı görerek bu topları almadı. O zaman o Berberi zat: "Yaşayan görecektir ki, bu memleket, bu toplara sahip olan bir millet tarafından elinizden alınacaktır!" diye bağırmıştı. Tesadüf olunur ki Berberi haklı imiş, dedi.
O zaman Yavuz Sultan Selim:
- Kudret ve kuvvet Cenab-ı Hakk'ındır, amenna. Kur'an ve sünnete bu kadar bağlı iken neden Efendimiz'in,"Silaha aynı silahla mukabele ediniz." mealindeki emr-i şerifini yerine getirmediniz? Hazreti Peygamber'den bu yana 900 sene geçti. O zaman kılıç ve ok devri idi. şimdi top devridir, dedi.
Kaynak: Adem Ulusoy, Yavuz Sultan Selim, Işık Yay., s.55
Kaynak:Padişahlardan Hazır Cevaplar,Ali Karaçam
Meriç Yayınları, Şubat-2007, İstanbul
Hazırlayan:www.hikayearsivi.net | KuTuL KuLuB