RP'nin seçim organizatörlerinden Mustafa Köksal anlatıyor:
Seçim gezilerinde Erbakan Hocam bölgenin ileri gelen âlimlerini, siyaset adamlarını arabasına davet eder, onlar ile konuşurdu. Hem de bu kişiler bulundukları bölgelerde onore edilmiş olurdu.
Bir seçim gezisinde Erzurum ve ilçelerini dolaşıyorduk. Baktım Hocamın arabasının yanında cübbeli, orta yaşlı, sakallı ve sarıklı bir zat var. Nurlu bir yüzü vardı. Ağzı kımıl kımıl. Hemen Hocamın arabasına bindirdim. “Demek ki Hocam bu kişiyi arabasına davet etti ki, adam arabanın yanımda duruyor” diye düşündüm. Aradan bir süre geçti. Erbakan Hoca konuşma kürsüsünün yanında beni gördü ve sordu :
- Mustafa arabada benim yanımda oturan kim ?
- Hocam bilmiyorum.
- Mustafa nasıl bilmezsin? Adam habire soru sorup, havadan sudan konuşuyor.
Hocam sözünü bitirir bitirmez hemen gitmeye kalktım Erbakan hoca sordu:
- Mustafa nereye ?
- Hocam adamı arabadan atmaya gidiyorum.
- Mustafa, vur dediysek öldür demedik ya!
Biraz sonra konuşma bitti. Hocam arabaya doğru yöneldi. Bu zât da arabaya binmek istedi. Ellerimle arabadan uzak durmasını tembih ettim sonra da şöyle seslendim:
- Biz hocam, manevi feyzinizden istifade edeceğiz. Bu nedenle bizim arabaya geleceksiniz.
Sonra öğrendik ki, adam Adana il Teşkilatından bir üye imiş.
www.hikayearsivi.net