Süleyman Arif Emre anlatıyor:
(Bu hatıra 1995 genel seçimlerinden önce nakledilmiştir.)
Yeni Türkiye Partisi Adıyaman Milletvekili iken, bir gün Ankara Etlik’te bulunan evimde istirahat ediyordum. Rahmetli Amcam "Bak Arif sana genç bir doçent getirdim. Seninle tartışmak istiyor. Mühendistir, Malatya'lı hemşehrimizdir" dedi. Sene 1965-1966 yılları idi. Gelir gelmez, hastalığımız yetmiyormuş gibi bizimle bir münakaşaya tutuştu.
- Niçin Yeni Türkiye Partisi'nden çıkıp Adalet Partisi'ne girmiyorsun? diye bana çattı.
- Bende kendisine ikisi arasında görüş itibariyle pek fark olmadığını üstelik Yeni Türkiye Partisi'nin lider kadrosunun daha inanılır, güvenilir, şahsiyetli insanlar olduğunu söyledim Parti değiştirmeye karar verirsem "Ehveni Şer" olan bir partiye değil hayrın ta kendisi olan bir partiye girebileceğimi ifade ettim. İkna edemedim. Öylece ayrıldık.
Şimdi Korkut Bey bir partide değil. ANAP'a da girmiş değil. Bu münasebetle Osman Yüksel Serdengeçti'nin bir esprisini hatırladım. Serdengeçti'ye sormuşlar:
- Osman sen sık sık Milli Selamet Partisine geliyorsun. Nesin sen doğru söyle? Milliyetçi misin? Selametçi misin?
Osman Yüksel Serdengeçti hazır cevap hemen yapıştırdı cevabı:
- Ben kayıtsız şartsız Selametçiyim. Fakat kayıtlı şartlı Milliyetçi Hareketçiyim.
- Çık işin içinden çıkabilirsen. Korkut Bey kayıtsız şartsız ANAP'lı mı, değil mi ?
www.hikayearsivi.net