İstanbul'u almakta kararlı olan Sultan II. Mehmet, başarılı olabilmek için donanmayı Haliç'e sokmak istiyordu, fakat Bizans, Haliç'in ağzını zincirlerle kapatmıştı.
Bizans'ın fethi, Osmanlı donanmasının Haliç'e indirilmesine bağlı görünüyordu. Sultan II. Mehmet, geceler boyu düşündü. Böyle elleri kolları bağlı bekleyemezdi. Bir şeyler yapmalı, bir an önce Bizans'a girmeliydi.
Çare olur, diye düşündüğü herkese sordu. Lakin kiminle konuştuysa, bunun imkansız olduğunu söylediler... Fakat padişah, hiçbir imkansızlığa teslim olmak istemiyordu. Aradığı çare, çaresizlikten çıkacaktı. Buna inanıyordu.
Düşündü, düşündü... Umudunu hiç yitirmedi. Bizans'ı fethetme kararından hiç vazgeçmedi...
Derken, kafasında bir şimşek çaktı, bir fikir dolandı. Olabilir, diye söylendi kendi kendine...
Osmanlı donanmasına ait bazı gemiler kadrana çekilerek Haliç'e indirilecekti. Aklına gelen son çare buydu.
Kurmaylarından bazıları bunun mümkün olduğunu, bazıları ise imkansız olduğunu söylediler.
- İnsanın sınırını görmek için imkansızı denemek lazım, dedi ve:
- Tiz hazırlanasuz, gemiler karadan yürütülecek, daha olmazsa havadan uçuracağız!
Kaynak: Yavuz Bahadıroğlu, Biz Osmanlıyız, Nesil Yay. S:90
Kaynak:Padişahlardan Hazır Cevaplar,Ali Karaçam
Meriç Yayınları, Şubat-2007, İstanbul
Hazırlayan:www.hikayearsivi.net | KuTuL KuLuB