Fatih, İstanbul'u kuşatmadan, savaş için çok gerekli hazırlıkları yapıyordu. Nitekim Boğaz yolu ile Avrupa'dan yardım alabilen Bizans'ın bu can damarını kesmek için, daha önce atası Yıldırım'ın Anadolu yakasına yaptırmış olduğu Anadolu Hisarı'nın karşısına Rumeli Hisarı'nı yaptırdı. Hem de bu hisar 3 ay gibi çok kısa bir sürede tamamlandı. Artık Boğaz'dan Bizans'a yardım gelmesi mümkün değildi. Çünkü hisarlara yerleştirilen toplarla, yardım gemileri vurulabilecekti.
İşte Osmanlı'nın Boğaz'daki bu çalışmalarını gören Bizans İmparatoru Konstantin şaşırdı. Şaşırdığı kadar da tepki gösterdi. Hemen Fatih'e bir elçi gönderdi. Huzura giren elçi:
- Bu hisarın inşası dostluğa aykırıdır, dedi.
Bu söze sinirlenen Fatih:
- Ben, sizin aleyhinizde bir faaliyette bulunmuyorum. Memleketimi muhafaza için çalışıyorum ki, bu anlaşmaları bozacak bir hareket değildir.
İmparatorunuz Macarlarla ittifak ederek gemilerle babamın Gelibolu'da yolunu kesmiş, büyük bir tehlike oluşturmuştu. Unuttunuz mu? Babam o zaman Cenevizlilerden yardım istemeye mecbur kalmıştı. Ben henüz pek gençtim. Edirne'de bulunuyordum. Bu duruma çok üzüldüm. Babam Varna'da iken oraya yani Rumeli sahiline bir kale yapacağına yemin etti. Ben babamın bu yeminini yerine getirdim. Mülkümün üzerine istediğimi yapmaktan beni hiç kimse menedemez. İki sahil de benimdir.
İmparatorunuza söyleyiniz ben başka padişahlara hiç benzemem. Şimdilik siz, huzurumdan çekilerek gidiniz. Bir daha böyle bir haberle gelirseniz derinizi yüzdürürüm, diye bağırarak cevap vermiştir.
Kaynak: Enver Behnan Şapolyo, Osmanlı Sultanları Tarihi, Rafet Zaimler Yay. S:107
Kaynak:Padişahlardan Hazır Cevaplar,Ali Karaçam
Meriç Yayınları, Şubat-2007, İstanbul
Hazırlayan:www.hikayearsivi.net | KuTuL KuLuB