İstanbul'u almayı kafaya koymuş olan Sultan Mehmet'in uykuları kaçıyordu. Yatağa girerken, kalkarken kafasında hep İstanbul vardı. Gezintiye çıksa yine aklında hep İstanbul. Daha fetih başlamadan, "Ya ben onu alacağım ya da İstanbul beni!.." diyecekti.
Elinde kalem ve kağıt daima İstanbul'un haritasıyla uğraşıyordu.
Yine bir gece yarısından sonra, vezirini konağından sarayına çağırmıştı. Böyle vakitsiz çağrılışından korkan yaşlı vezir Halil Paşa, elinde altın dolu bir tepsiyle huzura çıkmayı münasip görmüştü. Bununla beraber yine de sultanın ayaklarına kapanıyor ve getirdiği hediyeler dolayısıyla tereddütlü olarak, özürler diliyordu. Fakat padişah hediyelere memnun olmamış ve:
- Bana bunlar değil, İstanbul lazımdır; şuraya otur, konuşalım, demişti.
Halil Paşa:
- Allah'ın yardımı ile fetih nasip olacaktır, der. Lakin vezirin gevşek davranmasından hoşlanmayan genç padişah:
- Lala bak! Uykum ve rahatım kalmamıştır. Bu büyük meselenin hep rüyalarını görmekteyim. Senden ciddi yardım istiyorum, ihtarını yapar.
Kaynak: Osman Turan, Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi,2.cilt S:49-50
Kaynak:Padişahlardan Hazır Cevaplar,Ali Karaçam
Meriç Yayınları, Şubat-2007, İstanbul
Hazırlayan:www.hikayearsivi.net | KuTuL KuLuB