Refah Partisinin organizatörlerinden Mustafa Koksal anlatıyor:
Hava biraz yağmurlu olduğundan ıslanan ceketimi, arabanın kaloriferi ile kurutmaya çalışıyordum. Bir başka mitinge ulaşmak zorundaydık. Bir yandan da Hoca'nın arabasının gelip-gelmediğine bakıyorduk. Bir ara virajı alamadık. Arabanın tekerlekleri yerden kesildi ve yol kenarında göle uçtuk.
Arabanın içinde boğulmamak için acele etmemem gerektiğini biliyordum. Camı kırmayı denedim olmadı. Kapıyı açmayı denedim, suyun baskısı nedeniyle bunu da gerçekleştiremedim. En sonunda camı açmaya karar verdim Böylelikle sudan çıkmayı başardım. Benden sonra şoför de çıktı. Ama ceket hâlâ elimdeydi.
Yola doğru yöneldim. Erbakan Hoca'nın arabası yolun sağında duruyordu. Koşarak gittim. Arabanın ön tarafına oturdum. Ceketi tekrar kurutmaya başladım. Erbakan Hoca sordu:
- Mustafa göle arabanın tekerlekleri yerden kesilerek mi yoksa yere değerek mi düştünüz ?
- Evet Hocam, hayır Hocam,
- Mustafa bir sorunun hem evet hem hayır cevabı olmaz.
Ben hâlâ olayın şokundayım. Biraz sonra kurutmaya çalıştığım ceketi göstererek "ne yaptığımı ?"sordu.
- Hocam kurutuyorum.
- Mustafa göle sadece ceketin mi düştü? Sonra gülerek yanındakine seslendi:
- Anlaşılan Mustafa hâlâ şokta. Ona bir çay verinde ayılsın.