Yine Mustafa Koksal anlatıyor:
Bir seçim gezisi sırasında geceleyin bir il başkanının evine misafir olduk. O gece saatler bir saat geriye alınıyordu. Ben Erbakan Hoca'nın yatacağı odadaki çalar saati bir saat geri aldım. Ertesi gün sabah namazından hemen sonra hareket edecektik. Baktık Hocamın odasında kıpırdanma yok. Biraz daha bekledim. Gün ağarmasına az bir süre kaldı. Kapıyı çaldım.
- Hocam sabah namazı" diye seslendim. İçeriden çıt yok. Bir daha seslendim. Biraz sonra Hocam kapıyı açtı.
- "Hayrola Mustafa" diye sordu.
- Hocam sabah namazı geçiyor.
- Mustafa saatten haberin var mı senin ?
- Hocam saat 04:30 . Hocam bir saate baktı birde bana baktı.
- Mustafa sen saati geri aldın mı ?
- Evet deyince kafasını sallıyarak fırçayı bastı.
- Bende geri aldım. Mustafa sana kırk vurup bir saymak lazım!