Erbakan'ın özel sekreteri İbrahim Titiz anlatıyor:
12 Eylül ihtilalinden dolayı Erbakan Hoca'nın siyasi yasaklılığı halen sürüyordu. Ayrancı'daki evinin altında bulunan çalışma bürosunda Hocam çalışmalarını sürdürüyordu. Bir gün bana;
- İbrahim kimseyi ama hiç kimseyi içeri almayacaksın tamam mı? Çok önemli bir çalışmam var.
Aradan bir kaç saat geçti. Kapı çalındı. Doğudaki teşkilatlardan orta yaşın üstünde bir kişi geldi. Çay ikram ettikten sonra;
- Hayrola amca, buyur. Bir emrin mi var ?
- Erbakan Hocamı göreceğim.
- Erbakan hocam kesinlikle kimseyle görüşmeyeceğini söyledi, içeride çok mühim bir çalışması var.
- Aman evladım ta nerelerden geldim. Ben Erbakan Hocamı görmeden hiç bir yere gitmem!
- Amca imkânı yok.
Karşılıklı konuşmamızda ses tonumuz yüksek olacak ki, Erbakan içeriden sinirli bir şekilde çıktı.
- İbrahim niye bağrışıyorsunuz ? diye sordu.
- Hocam bu zat sizinle görüşmek istiyor, içeriye girmek için ısrar ediyor. Ben de bunun mümkün olmayacağını belirttim.
Yaşlı adam hemen Erbakan'ın eline sarıldı.
- "Hocam beni seninle görüştürmüyorlar!"
Erbakan Hoca'nın kızacağını zannettim. Güldü, bizi teselli eder gibi;
- Bakın, İbrahim'in görevi kesinlikle hiç kimseyi içeri sokmamak. Sizin de göreviniz her halükârda içeriye girmek.