Askerden yeni gelmişti. Yirmi yaşarında, dinini yaşama azmiyle dolu bir delikanlıydı. Bağlanacak bir şeyh arıyordu.
Yurdun pekçok yerini dolaşmış, bu sırada Bediüzzaman ismini duymuştu. Bediüzzaman'ın müridi olmak istiyordu.
Bu maksatla Emirdağ'a Bediüzzaman'ı ziyarete gitti. Daha içindeki niyet ve arzusunu söylemeden Bediüzzaman ona:
"Kardeşim ben senin aradığın adam değilim. Ben tarikat şeyhi değilim. Zaman iman kurtarmak zamanıdır" dedi.
Irak, Suriye ve Mısır gibi İslam ülkerinin dolaşmıştı. Gezdiği yerlerdeki Müslümanların İslama uygun olmayan hal ve davranışlarını üzülerek görmüştü.
Bunları Bediüzzaman'a anlatmak istedi.
Daha ilk cümlede, Bediüzzaman eliyle "sus" işareti yaptı ve Ahmed Ramazan isimli bu talebesine şöyle dedi:
"Kardeşim, bana Müslümanların iyi yanlarını anlat, kötü hallerini anlatma!."