1389 yılında Haçlılar ile Osmanlı ordusu arasında yapılan Kosova Meydan Muharebesi, Osmanlı ordusu tarafından zaferle sonuçlanmıştı. Fakat bu şanlı zafer çok büyük bir acı ile neticelendi. Bütün gazileri derin bir matem içinde bıraktı.
Bu zafer sonunda yaralıların büyük bir kısmı düşman askerleri idi. Yerdekiler arasında tek tük Türk şehidi de vardı. Sultan Murat her şehidin önüne geldiği vakit büyük bir üzüntü ile:
- "İnna lillahi ve inna ileyhi raciun= O'ndan geldik ve O'na döneceğiz." diyor ve her şehidin derhal kaldırılarak defnedilmesini emrediyordu.
I.Murat, yaralı bir askerin yanına geldiği zaman onu okşuyor, yarasının acıyıp acımadığını ve bir arzusu olup olmadığını soruyordu. Böylece dolaşırken biraz uzakta ölüler arasında bir kımıldanma oldu. Sultan Murat o tarafa döndü. Ölüler arasından dev gibi uzun boylu bir Sırp'ın kalktığı görüldü. Miloş ismindeki bu Sırp, Kral Lazar'ın damadından başkası değildi. Miloş yerden kalkarak padişaha doğru gelmeye başladı. Padişahın muhafızları Sırp'ı derhal yakaladılar. Fakat Sırp, padişahı mutlaka görmek istiyordu ve:
- Beni bırakınız, korkmanıza lüzum yok. Ben padişahın elini öpmeye ve hem de Müslüman olmaya geldim. Ayrıca size de bir müjdem var. Kral Lazar yakalandı, bakınız getiriyorlar, dedi.
Padişah onun sözlerini işitmişti. İşaret ederek bırakmalarını söyledi. Muhafızlar da kralın yakalandığı tarafa bakarken yaralı taklidi yapan hain Sırplı padişaha yaklaştı, elini öpecekmiş gibi eğildi, bir anda yıldırım hızıyla koltuğunun altında sakladığı hançerini çekerek, Sultan Murat'ın göğsüne ve karnına sapladı. Muhafızlar neye uğradıklarını anlayamadılar. Katil kaçmaya başladı. Sonra muhafızlar katili yakalayarak parça parça ettiler.
Ağır yaralanan hünkar öleceğini anladı ve şu sözleri sarf etti:
- İslam'ın muzafferiyeti, benim şehit olmama bağlı ise şehadet şerbetini nasip buyurmasını Cenab-ı Allah'tan dua ve niyaz etmiştim. Duam kabul edildi. Hazret-i Allah'a hamd ve sena olsun ki, İslam askerlerinin zaferini gördükten sonra hayatım sona ermektedir.
Oğlum Bayezid'e biat ediniz. Sakın esirleri incitmeyiniz. Mal ve canlarına tecavüz etmeyiniz. Ben artık sizleri muzaffer ordumuzu Cenab-ı Hakk'a emanet ediyorum. Mevla devletimizi bütün fenalıklardan korusun.
Sultan Murat'ın hançerle parçalanan bağırsakları, şehit olduğu yere bir türbe yapılarak gömüldü. Cesedi ise Bursa'ya nakledilerek Çekirge'deki türbesine defnedildi.
Kaynak:Padişahlardan Hazır Cevaplar,Ali Karaçam
Meriç Yayınları, Şubat-2007, İstanbul
Hazırlayan:KuTuL KuLuB