Hikayelerin Dünyasına Açılan Eşsiz Bir Kapı

5 Kasım 2025

Anasayfan 
              Yap Ziyaretçi Defteri

  Keramete İnanmayan Müderris (Dini Hikayeler)Hikaye Öykü Masal Arşivi



Google
Sitemiz hakkındaki görüşlerinizi ZİYARETÇİ DEFTERİNE yazarsanız seviniriz.


www.hikayearsivi.net olarak 2002 yılından itibaren 23 yıldır kesintisiz yayın faaliyetimizi sürdürmekteyiz. İnternet üzerinde yayın yapan birçok sitenin içeriğinde, sitemiz içeriği kullanılmaktadır. İlk defa birçok kategori altında hikaye-öykü ve masalları paylaşmaya başlayan sitemiz, bu konuda da diğer sitelere örnek olmuştur. Sitemiz içeriğini kullanabilirsiniz. www.hikayearsivi.net den alıntıladığınızı belirtirseniz memnun oluruz.
Sitemiz içerikleri e-kitap olarak hazırlanmaya başlamıştır. Aşk Hikayeleri, İbretli Hikayeler, Duygusal Hikayeler adıyla hazırlanmıştır. Toplu kitap olarak okuyabilir, indirebilirsiniz.
Hali hazırda Sevgi Hikayeleri ve Dostluk Hikayeleri hazırlanmaktadır. Bizi takip eder ve sosyal medyanızda da paylaşırsanız seviniriz. (Kerim Melleş-KuTuL KuLuB)
Ekim-2025

Keramete İnanmayan Müderris
[Dini Hikayeler]

    Meşhur Peçevi tarihinde anlatıldığına göre, Kanunî zamanında Arap-zade isimli bir alim vardı. Bu alim zahiri ilmi oldukça kuvvetli olduğu halde ilmi batından habersiz olduğu gibi keramete bile inanmazdı.

    İşte bu alim Kanuni'nin Baş Veziri Rüstem Paşa'ya tesir ederek kendisini Mısır Baş Müderrisliğine tayinini gerçekleştirdi. Diğer taraftan zamanın alimleri Padişaha başvurarak Arap-zadenin akaid kitaplarında yazılı olduğunu bildiği halde keramete inanmadığını, bu haliyle de bir medreseye Baş Müderris olarak tayin edilmesinin tehlikeli olduğunu anlattılar. Hatta Arap-zade'nin «eğer keramet diye bir şey olsaydı, ben bu zamana kadar büyük günah işlemedim, olsa olsa ben keramet göstermem lazım» diyerek, bu haliyle itikadının da bozulmuş olduğunu, dolayısıyla bir medreseye Baş Müderris olarak tayinin tehlikeli olabileceğini söylediler.

    Ama Kanuni, Mısır Ulemasının ileri geri konuşmasına mehal vermemek için Arap-zade'nin Mısır Baş Müderrisliğine tayinini tasdik eder. Fakat onu Mısır'a gönderirken de şöyle dua eder:

    — Allah'tan dilerim ki, Arap-zade Mısır'a ulaşamasın da bizi din büyüklerinin ithamından mahfuz kılsın.

    Rüstem Paşa'nın ısrarı ile Mısır'a ta'yinini. yaptıran Arap-zade, yanında birçok yardımcıları da olduğu halde vapura binerek Mısır'ın yolunu tutar.

    Kaptan köşkünün yanında Arap-zade'ye bir makam tahsis edilmiştir. Arap-zade oradan yeri geldikçe halka va'z-ü nasihat da etmektedir.

    Yoluna devam eden vapur Girit adasına varır. Yolculara Girit'te bir müddet kalınacağı duyurularak zaruri ihtiyaçlarını temin edebilecekleri söylenir. Vapurun yolcuları daha evvel ismini duydukları Giritli velî bir zatı ziyaret edip, hiç olmazsa hayır duasını almak için gemiden çıkarlar. Yolcuların bu velî zatı ziyarete gittiklerini anlayan Arap-zade, yanında bulunan hizmetçilerden birinin eline bir altın verir ve şöyle der:

    — Git bunu o dedikleri zata ver, bizim için dua etsinde Mısır'a sağsalim varalım.

    Hizmetçi parayı alır ve velinin yanına diğer yolcularla varır. Velinin huzurunda kimsenin kalmaması için herkesin çıkmasını bekler. Herkes çıktıktan sonra da Arap-zade'nin verdiği altını minderin bir kenarına bırakarak, Baş Müderris tayin edilen Arap-zade'nin Mısır'a sağ-salim varabilmek için duada bulunmasını istediğini söyler.

    Elinin tersiyle parayı geri iten veli:

    — Arap-zade'nin ruhuna fatiha!., der.

    Neye uğradığını anlayamayan hizmetçi vapura döndüğü zaman durumu Arap-zade'ye aynen nakleder. Bu duruma bıyık altından gülen Arap-zade:

    — Veli dediğin böyle olur işte, görüyor musunuz, gönderdiğim parayı az gördü de ruhumuza Fatiha okuyor, der.

    Vapur yoluna devam eder. Biraz sonra Arap-zade halka Nuh tufanından bahsetmeye başlar. Hikmeti İlahi, o anda Arap-zade'nin anlattığı gibi gök yüzünü bir bulut kaplar. Her taraf karanlık içinde kalır ve sağanak halinde bir yağmur gökten boşalırcasına yağmaya başlar. Gemidekiler hayatlarından ümitlerini kesmişler gemi, ha battı ha batacak korkusuyla birbirlarine sarılırlar. O şiddetli fırtına ve karanlık hava bir müddet sonra açılır. Bir de bakarlar ki, Müderris olarak Mısır'a ta'yin edilen ve kendilerine va's eden alimin oturduğu yeri ve kendisi kayıplara karışmış...

    Herkes hayretler içinde gemiden başka bir kimsenin kayıp olup olmadığını araştırır. Fakat gemidekilerden Arap-zade'den başka kimseye birşey olmamıştır. Orada bulunanlardan Arap-zade'nin keramete inanmadığını bilenler meseleyi hemen farkedip Girit'teki velinin niçin «Arap-zade'nin ruhuna fatiha» dediğini anladılar.



Kaynak: Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.


Önemli Not: Hikayeyi kullanabilirsiniz. www.hikayearsivi.net den alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtirseniz memnun oluruz.

17 Mart 2005 - 16:46:03 - 7538 günlük
Ekleyen editör: HikayeArsivi

Okuyan:[4346]Yorumlayan:[0]Kategori: [Dini Hikayeler]
HİKAYEYİ SOSYAL MEDYANIZDA PAYLAŞIN:



Bu hikaye yazı-yorum için henüz yorum yapılmamış veya yorum onaylanmamış.
 

Yorumlarınızı Yapın:
 



Reklam ver

 
 

.: Günün Ayeti :.

.: Günün Hadis-i Şerif-i :.

.: Günün Sözü :.

     


 
Google

Sitemizden alınan tüm hikaye-öykü-masal ve materyalleri kullanabilirsiniz. www.hikayearsivi.net den alındığını belirtirseniz memnun oluruz.
Site içeriği ve belirli konularda içerik paylaşımı ve katkı sağlamak için site yönetimiyle [kutulkulub@gmail.com] irtibata geçebilirsiniz...

 
 Hikaye Arşivi  
Kerim MELLEŞ-KuTuL KuLuB © 2002-2025  ©  Hikaye Öykü Masal Arşivi
Sayfamızı en iyi 1024*768 çözünürlükte görüntüleyebilirsiniz...

  KuTuL KuLuB-A.Kerim Melleş