[Sizden Gelen Hikayeler]
Daha yeni yeni delikanlı olmuştu o zaman. O kıza,arkadaşından tesadüfen aldığı telefon numarasından rastlamıştı.
Her şey yavaş yavaş başladı. Kız inanmadı ona, tanıdığı fırsatçılardan sandı önce. Birbirlerini tanımaya başladılar. Tanıdıkça fikirleri o kadar uyuştu ki. Yaşanan onca zamanda neredeyse hiç kavga etmediler. Herşeye seviyeli ve düzgün bir o kadar da komik bir arkadaşlıkla başladılar.
Fakat kızın bilmediği bişey vardı delikanlı yılların ve insanların getirdiği bıkkınlıkla o kızı çok farklı sevmeye başladı hemde daha hiç görmeden. Hep onu düşündü geçen her gün her saat her dakika...
Delikanlı kızın arkadaşını çok yakından tanıyordu ve numarasını da ondan almıştı. Kızı görmek istedi ama her zaman her istediği olsa bu kadar değerli olmazdı belki.
Aylar geçti her şeyin üzerinden. Yaz geldi okullar kapandı ama delikanlı hep bi anı düşünüyordu. Ne olurdu bi kez görseydi onu?
Bir gün delikanlı kızı aradı, özlemişti ve çok büyük bi sürprizdi bu onun için, kız; Keşan'a geldiğini söyledi kalbi yerinden uçacak gibi oldu. Hemen kızı görmek istedi ve sabah ilk otobüsle kızın yanına gitti görüşmek istiyordu ama, daha önce birbirlerini hiç görmemiştiler neye benzediğini bile bilmiyordu nasıl tanıyacaktı ki?
Anlaştılar kızın üzerinde mavi bi eşorfman olacak ve hastanenin orda görüşücektiler film gibi. Çocuk görüşüceği yere giderken o yol o kadar uzun geldi ki ona geçmiyordu işte. Koşuyordu, koşuyordu ve birden telefon çaldı; kız gelemiyeceğini söyledi. Çocuk; umudu kesmiş köye dönmek için otobüse gidiyordu aklında hep bi an vardı...
Ve yine bir telefon; kız "gel! bizim evin önündeyim" dedi. Çocuk gitmeye başladı ama nereye o kadar sevinmişti ki evin nerde olduğunu sormak aklına bile gelmemişti. Kızın nerde olduğunu bilmeden yürüdü kafenin önüne geldi onunla saatlerce chat yaptığı kafenin önüne. Evi onun tam karşısındaydı bu tesadüfmüydü acaba!
Sanki onu yıllardır tanıyormuş gibi hissetti bir anda, tek gördüğü şey gözleriydi, yemyeşildiler. Ne oldu şimdi görmüştü işte bunca zamanı bunun için mi harcamıştı? Hayır bu bir son olmayacaktı ama sonun başlangıcındaki o muhteşem anı yaşamaya geldi sıra...
Hastanenin arkasında çam ağacının altına oturdular. Çocuk kızın bilmediği yönlerini öğrendi babasını kaybetmişti kız, yeni öğrenmişti ve büyük bir patavatsızlıkla. Ne diyeceğini bilemedi hiç bişey soramazdı sadece sustu ve bu kadar harika bir insan. Hayat yine madalyonun öbür yüzünü göstermişti sanki.
Bir saatlik kısa bir görüşme ve kararan akşamdaki ayrılık fasılları her şey klasikti işte. Ama bir şey hariç çocuk hala aşıktı onu seviyordu ama o bilmiyordu.
Her geçen gün ona o kadar bağlandı ki vazgeçemezdi. Her şeyine onunla başladı sabah onun mesajı olmasa uyanamazdı sanki. Hep bir ses bir soluk kadar yakındı. Acaba kız biliyormuydu ona aşık olduğunu...
YA REDDEDERSE? Ya her şey boşu boşuna sona ererse ne olurdu? ne yapardı? onu kaybetmeye dayanamazdı!. Bu nedenle çok zor söyledi ama söyledi. Kızın ne dediğini hala hatırlamıyor ama hayırdı. Beklide çocuk için o kadar imkansız dı ki, evet dese bile o bunu hayır olarak algılardı.
Günler geçti kız 2 ay burada kaldı. O iki aya neleri sığdırdılar; Ne ayrılıkları, ne başlangıçları. Bi düşündü çocuk. O kadar güzeldi ki her şey, bir gün sona ermesi korkuttu onu. Yeri geldi çocukça ağladı pes etmek varmıydı? Hayır bu gün bile hala seviyor ama, pes etmek yok.
Derken kız gidiceğini söyledi! ne olmuştu, bitecekmiydi her şey? Ne olacaktı anılara?
Bunları düşünürken gitme vakti geldi saat 5 olmuş, kız, denizden gelmiş, vedalaşıcağı yere çağırmıştı onu. İlk görüştüğü yerle aynıydı. İlk kez görmek için koşa koşa gittiği yere, şimdi ayakları gitmiyordu. Ne olurdu dursaydı zaman?
Kıza son kez baktı içinden sarılmak geldi ama korktu! her şeyi yaşamışlardı!düşündü; bi kez bile sarılmamıştı ona şimdi sarılsa ne olurdu! Kızarmıydı acaba? Ya kırarsa onu? Herşeyden vazgeçti, son kez baktı gözlerine, hala yemyeşildiler çimen gibi.Nasıl unuturdu onları?
Derken ayrılık vakti gelmişti ve basit bi el sıkışması, birbirlerine dilenen iki güzel yaşam. Kız yoktu artık gitti ve geri gelmeyecekti. Çocuk dünyasından bezmiş gibi, hayatta başka çıkış yolu yokmuş gibi başını öne eğdi ve evinin yolunu tuttu. Gitti hiç kimseyle konuşmak istemedi ki zaten yalnızdı.
İlk defa yalnızlık hoşuna gitmişti. O gece saatlerce düşündü ve o iki ay boyunca ne yaptıklarını hatırladı. Hayatının en güzel yazıydı bu, tekrar teşekkür etti içinden herşey için. Ve uzun bekleyiş başladı. Kız bi ara tekrar ortaya çıktı konuştular ve en son gelen bir mesaj her şeyi anlattı ona.
Sadece bir nedendi bu, bazı şeylere veda etmek için. Kız gitti elinde birkaç numara kalmıştı, aramadı. Kız arama demişti. Çok kez düşündü ama aramadı. Hep sabretti hastanın sabahı beklediği gibi, genç ölüyü taze mezarın beklediği gibi, şeytanın günahı beklediği gibi, umutla, umutsuzlukla bekledi ama BEKLEDİ.
Aylar geçti kızdan ses yoktu. Umudunu hiç kesmedi. Ve bir sabah uyandı bir mesaj! rüya sandı! Gidişinden sonra çok kez rüyasında görmüştü onu. Kendi kendine gülmeye başlamıştı uyanıktı çünkü! Bi akşam önce arkadaşıyla dertleşmişlerdi, onun yaptığı bi şaka sandı ve aradı Oydu bu sesinden anladı!...
Yinemi başladı herşey? Kendine bir düzen kurmuştu o ne olacaktı? Bunların hepsini es geçti hiç birşeyin önemi yoktu artık aylardır beklediği ve istediği şey oldu. Ama hissettiği bir şey varki gidişinde bıraktığı boşluğu gelişi bile dolduramadı. Konuştuktan 1 hafta sonra keşana geleceğini söyledi ve geldi.
Çocuk onu görmek için sabah 8 den beri sokakta onların evin önünde beklemişti. Yağmur vardı Keşan sokaklarında soğuktu ama hissetmiyordu ,gördü, öyle bi sarıldı ki....
Sonra kız kuaföre ve ardından eve gitti. Çocuk hep onun arkasından bakıyordu. Fark etti ki gözleri ıslanmıştı ağlıyormuydu? Galiba evet ama mutluydu da. O duvarın dibinde öylece beklerken bi mesaj "hala kafedeysen dışarı çıkta giderken son bi kez göreyim seni" son bi öpücük yolladı ona kocaman. Kız arabaya bindi ve gitti. Çocukta ilk ayrılıkta olduğu gibi eve gitti. Ve yine yalnızdı, yalnız olmanın huzurunu yaşadı ilk ayrılıkta olduğu gibi.
Birbirlerine iki kıyı kadar uzak olduklarını fark etti, onları ayıran deniz aslında onların tek bağı tek ortak noktasıydı. Yemin etti içinden ne pahasına olursa olsun asla vazgeçmeyecekti.
Bunları düşünürken vakit gecenin bi yarısı olmuştu, üşüdüğünü fark etti, kalktı ve sobayı yaktı, üzeri ıslanmıştı sabahtan beri yağmurda beklemişti, biraz kendini toparladı. Sıcak bi duş aldı sabah olacaktı nerdeyse, tombişine mesaj yazdı.
Onu o kadar çok seviyodur ki bir çocukla mutlu olması için elinden geleni yapıyordu ama kız ona hayat kadar kötü davrananları seviyordu.O ona kötü davranamazdı, diğerlerinden farkıda buydu çocuğun kız için. Kız hissettiklerini hiç söyleyemiyordu. Çocuk olmazsa olmazdı onun için ama o her istediğinde 0nun yanında olabileceğini bildiği için bazı şeylere başlamıyordu işte.
İnsanlar bişeyleri kaybedince o gidenin arkasından pişmanlıkla bakarmış ya, pişmanlıkla bakmadan gidenlerin ardından gidenler değerli olmazdı kız için.
Gidenler geri geldiğinde çocuk her şeyi o kadar boşlamıştı ki umut ikliminde umutsuzluğu yaşıyordu adeta. İnsanlardan kaçtı, kızla gezdiği hiç bir sokağı bi daha ziyaret etmedi, anılar ceza veriyordu her geçişinde, ve bedeni bu cezayı kaldıramayacak kadar yorgun düşmüştü savaş verdiği sevgi ikileminde.
Bu yazıya devam ederken çocuk artık yorulduğunu hissetti ve gece eve gidip yatma vakti gelmişti artık. Bu gece kıza maille attığı bu yazıyı okuduktan sonra kızın ona söyleyeceği iki güzel kelime bu yazıya devam etmesi için yeterliydi belkide.
Gönderen: Ergin
E-Mail: husdebulser@hotmail.com
Kaynak:
Hikaye-Öykü-Masal Arşivi: www.hikayearsivi.net
Bu hikayeyi beğendi iseniz, veya fikrinizi diğer ziyaretçilerle
paylaşmak istiyorsanız lütfen YORUMUNUZU
yapın. Sadece 1-2 saniyenizi alacaktır.
Önemli Not: Lütfen hikayeyi
kullanacaksanız; www.hikayearsivi.net den
alıntı yaptığınızı ve kaynağını belirtiniz.
|